CANLI VERİCİLİ KARACİĞER NAKLİYLE YAŞAMA YENİDEN TUTUNDU

 CANLI VERİCİLİ KARACİĞER NAKLİYLE YAŞAMA YENİDEN TUTUNDU

SANKO ÜNİVERSİTESİ ÖĞR. ÜYESİ VE ORGAN NAKİL MERKEZİ SORUMLU HEKİMİ DOÇ. DR. YÜKSEL: “BAZI KAHRAMANLAR PELERİN TAKMAZ, ORGANLARINIZI BAĞIŞLAYARAK DA KAHRAMAN OLABİLİRSİNİZ”

KARACİĞER HASTASI NERGİZ KURT: “BİLİNCİM KAPALI GETİRİLDİĞİM HASTANEDEN YÜRÜYEREK ÇIKIYORUM”

SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi (transplANTEPSANKO), başarılı karaciğer nakilleriyle de hastalara yaşam umudu olmaya devam ediyor. 

Fulminan (ölümcül) karaciğer yetmezliği hastalığı nedeniyle bilinci kapanmak üzereyken getirildiği SANKO Üniversitesi Hastanesi’ne getirilen Nergiz Kurt (28), gerçekleştirilen canlı vericili karaciğer nakliyle yaşama yeniden tutundu. 

Karabük’te yaşayan Gaziantep doğumlu Kurt, Nisan ayında gözündeki sararma nedeniyle hastaneye başvurduğunda, toksik hepatit, (çevresel faktörlerden kaynaklı sarılık) teşhisi konuldu ve acilen karaciğer nakli olması gerektiği söylendi. 

Gaziantep’e geldiklerini ve bir hastaneye yatışının yapıldığını belirten Kurt, “Durumum ağırlaşınca SANKO Üniversitesi Hastanesi’ne sevk etmişler. Hastaneye getirildiğimde bilincim tam açık değilmiş” dedi.

SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde Doç. Dr. Yücel’in, ailesine karaciğer nakli olmazsa birkaç günlük ömrümün kaldığını bildirdiğini anlatan Kurt, şöyle devam etti:

“O onları hiçbir şey hatırlamıyorum. Kan grubumuz uyuşmasına rağmen, annemin kilosu ve genel durumu nedeniyle nâkile uygun bulunmamış. Bunun üzerine aile dostumuz Yusuf Ertaş sağlık durumumla ilgili bilgi alıp, karaciğer nakli için uygun olduğunu duyunca hiç düşünmeden karaciğer bağışçısı olmayı kabul etmiş. Ona minnettarım. SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi hekimlerine ve çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Kendimi çok daha iyi hissediyorum.”

ORGAN NAKLİNİ HERKESE ÖNERİYORUM

Gaziantep’te yaşayan, elektrik ustası iki çocuk babası Yusuf Ertaş (42), canlı karaciğer vericisi olma sürecinde yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi:

“Dostumuz, arkadaşımız Kurt Ailesinin yaşadıklarını saat 23.00’te telefonla aradıklarında öğrendim. Kızları Nergiz’in durumu anlattılar ve karaciğer nakli vericisi olup olamayacağımı sordular ve uygun görmem halinde hastaneye gelmemi istediler. Tetkikler sonucu karaciğer nakli olabileceğim belirlenince seve seve bağışçı olmaya karar verdim. 

Organ bağışı için herkese çağrıda bulunuyorum. Bir insana ikinci yaşam şansı vermek benim için paha biçilemez. İnsanlar yaşarken organlarını bağışlasınlar. Ben bir hafta içinde işime tekrar başladım, bağışçı olmanın olumsuz bir etkisi olmadan yaşamıma devam edebiliyorum.” 

BİZ AİLE OLARAK ORGANLARIMIZI BAĞIŞLIYORUZ

Hasta Nergiz Kurt’un annesi Serpil Kurt ise “Eşimle İzmir’deydik. Durumu öğrenince hemen Gaziantep’e geldik. Geldiğimizde kızım yoğun bakımdaydı, bilinci kapalıydı. Kan grubum uyuşmasına rağmen, kilomun ve genel durumumun bağışçı olmak için uygun olmadığı bildirildi” diye konuştu. 

Konuyu öğrenince hiç beklemeden karaciğer bağışı yapmak için hastaneye gelen Yusuf Ertaş’a hayat boyunca minnettar kalacaklarını kaydeden Serpil Kurt, “Aile olarak organlarımızı bağışlıyoruz. Bunun önemini bir kere daha anladık. Bağışçımıza, hekimlerimize ve çalışanlara çok teşekkür ederiz” diyerek duygularını paylaştı.

TEDAVİ OLUNMAZSA ÖLÜM İHTİMALİ YÜKSEK BİR HASTALIKTIR

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi ve Organ Nakil Merkezi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Yücel Yüksel, “Bazı kahramanlar pelerin takmaz. Siz de organlarınızı bağışlayarak kahraman olabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

“Fulminan (ölümcül) karaciğer yetmezliği, kendi kendine düzelemeyeceği gibi tedavi olunmazsa, ölüm ihtimali yüksek bir hastalık olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu hastalık, herhangi bir karaciğer rahatsızlığı olmayan kişilerde, ani gelişen viral hastalık sonrası veya tek doz antibiyotik, ağrı kesici ya da başka bir ilaç sonrası gelişebilir. Hastamız Nergiz Kurt’un, diş rahatsızlığı tedavisi için aldığı antibiyotik sonrası gözde sarılık, halsizlik şikâyeti ile dış merkezde bir gastroenteroloji bölümünde tedavisine başlanıyor fakat takiplerinde medikal tedaviye cevap alınamaması, sarılık değerinin artması genel durumun kötüleşmesi üzerine acil karaciğer nakli yapılmak üzere dış bir merkezden hastanemize sevk ediliyor.

Hastamız, hastanemize getirildiğinde bilinci kapanmak üzere ve sarılık değeri (bilurubin) 27 mh /dl (normali 1-1.2) olması yanında karaciğer fonksiyonları da bozuktu, hastaya acil karaciğer nakli gerekiyordu. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı’na acil karaciğer bildirimi yaparak, bağışlanan ve kan grubu uyan ilk karaciğer hastamıza takılması için müracaat ettik. Maalesef ülkemizde organ bağışı az olduğu için ve hastamızın durumu kötüye gittiği için canlı vericili karaciğer nakli hazırlıklarına da başladık.”

ANNESİNİN KARACİĞERİ KÜÇÜK

Hastanın annesinden nakil yapmak için hazırlıklara başladıklarını fakat karaciğerinin ikiye bölünemeyecek kadar küçük olduğunu belirlediklerini, bu arada bağışta bulunmak isteyen amcasının kan grubunun uymadığını, bunun üzerine ailenin arayışa girdiğini ifade eden Doç. Dr. Yüksel, zamanla yarışarak çözüm aradıkları süreci şöyle özetledi:

“Hastanın aile dostları Yusuf Bey’in hiç düşünmeden karaciğerini bağışlamayı kabul edince hastanemizde yapılan tetkiklerde bağışçının karaciğerinin nâkile uygun olduğu saptandı. Ancak verici ile alıcı akraba olmadığı için etik kurulun karaciğer nakline onay vermesi gerekiyordu. Cuma akşamı saat 22.00’de Gaziantep Sağlık Müdürlüğü Etik Kurul Bölümü acil olarak toplandı. 

Acil durumda, çok hızlı bir sürede toplanan ve karaciğer nakline onay veren Gaziantep Sağlık Müdürlüğü Etik Kurulu görevlilerine bir can borçluyuz, hepsine çok teşekkür ediyorum. Onay alındıktan sonra gece yarısı 00.00’da başlayan ameliyatlar sabah saat 07.00’de bitti. Hem alıcı hem de vericinin ameliyatı gayet başarılı geçti. 

Karaciğer nakli sonrası hastamız Nergiz Kurt 10 gün sonra uyandı ki, bu da karaciğer yetmezliğinin ne kadar ileri derecede olduğunu gösteriyor. Ameliyattan 3 hafta sonra servise alınan hastamız ameliyat sonrası 40’ıncı günde şifa ile taburcu edildi. Şu anda hem alıcımızın hem de vericimizin yaşamlarını sağlıklı sürdürmelerinin gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz.”

EKİBE TEŞEKKÜR

Ekip olarak süreci başarıyla yürüterek, hastayı sağlığına kavuşturduklarını anımsatan Doç. Dr. Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu başarı hastamızın sağlığına kavuşmasında yoğun emek ve katkı sunan SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Gastroenteroloji Bölümünden Doç. Dr. Nimet Yılmaz, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı ve Organ Nakil Merkezi Cerrahı Dr. Öğr. Üyesi Kenan Demirbakan, SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Koordinatörü Ayşe Bozkurt, Anesteziyoloji ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı’ndan hocalarımız ve yoğun bakım ekibimiz ile her konuda destek olan hastane yöneticilerimiz ve personelimizindir, herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”