Tarım, Adıyaman’ın hem ekonomik hem de sosyal dokusunda hayati bir yere sahipken, bölgedeki üreticiler 2025 yılı boyunca yaşanan kuraklık ve zirai don nedeniyle zor günler geçiriyor. Ziraat Mühendisi Mehmet Anaç, özellikle hububat üretiminde %40-50 oranında rekolte kaybı beklendiğini, buna karşın Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) hâlâ alım fiyatlarını açıklamamasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
“Adıyamanlı çiftçi şu an borç içinde, çaresiz ve üretimden kopma noktasında. Bu sessizlik, fırsatçı tüccarın işine yararken, üreticiyi faiz lobilerinin ve piyasa belirsizliğinin insafına bırakıyor. Bu, sadece üreticiye değil, ülke tarımına ve halkın sofrasına ihanettir” diyen Anaç, yaşanan duruma tepki gösterdi.
Artan döviz kurları ve enflasyonla birlikte gübre, mazot, tohum ve ilaç gibi temel girdilerdeki maliyetlerin katlandığını belirten Anaç, “Bu şartlar altında TMO’nun sessiz kalması, çiftçiyi iflasa sürüklüyor” dedi.
Adıyamanlı üreticinin talepleri net:
TMO, hububat alım fiyatlarını derhal açıklamalıdır.
Fiyatlar sadece TÜFE’ye değil, tarımsal girdi maliyet endeksine göre belirlenmelidir.
Mazot, gübre, tohum ve ilaç destekleri artırılmalı, sübvansiyonlar genişletilmelidir.
Tarım, stratejik bir sektör olarak uzun vadeli planlamaya alınmalıdır.
Son olarak Anaç, “Ucuz ithalatla günü kurtarmak, yarının gıda krizine davetiye çıkarmaktır. Tarımı görmezden gelen, geleceğini kaybeder. Adıyaman hâlâ bir tarım kenti ise, artık susma değil sahip çıkma zamanıdır” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.
“Tarım varsa, hayat var. Üretici varsa, gelecek var.”
