ADIYAMAN (PHA) - Adıyaman Altınşehir Camii'nde yatsı namazı sonrası toplanan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) üyeleri, protestoların odağı olan McDonald'sın da bulunduğu Gökkuşağı Caddesi'nde protesto yürüyüşü kararı alınca emniyet alarma geçti.
AGD Adıyaman Şubesi Başkanı Mehmet Gezici ve bazı STK’lar öncülüğünde Adıyaman Altınşehir Mahallesi’nde bulunan Altınşehir Camii’nde yatsı namazı sonrası İsrail’in Gazze’deki insanlık dışı saldırılarının protesto etmek amacıyla bir grup tarafından toplantı ve yürüyüş gerçekleştirildi. Altınşehir Camii’nden kılınan yatsı namazı sonrası toplanan grup, dışarıda bekleyen kadın ve çocukların da katılımıyla birlikte pankart ve dövizlerle slogan atarak Gökkuşağı Caddesi üzerinde yürüyüşe başladı. Cadde üzerinde yer alan pek çok kafe ve restoran arasında yer alan ve Türkiye’nin farklı şehirlerinde protesto ve eylemlerin odağı haline gelen McDonald’s şubesinin de bulunması nedeniyle polis tarafından hem cadde üzerinde hem de McDonald’s önünde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Protestocu grubun McDonald’s önüne gelmesiyle birlikte içeride bulunan müşteriler kaçışırken, iş yeri çalışanlarının da bir tezgahın arkasına toplanarak saklandığı gözlendi. Kısa süreliğine gruptan bir iki kişinin fevri davranışı dışında olumsuz bir durum yaşanmazken, grup yürüyüşüne aynı cadde üzerinde bulunan Safvan bin Muattal Kız Yurdu’na kadar devam etti. Cadde üzerinde bulunan yerli markaları alkışlayarak destek veren gruba çevrede oturan vatandaşlardan da destek geldi.
Yürüyüşe katılan STK’lar adına bir açıklama yapan AGD Adıyaman Şube Başkanı Mehmet Gezici’nin konuşması şöyle: “Düşmanın zelil olduğu günleri bizlere gösteren Allah’a binlerce hamd olsun. Müslümanların izzetini tutup kaldıran Allah’a esması adedince hamdolsun. Çiğnenen kutsallarımızı yücelten Allah’a yarattıkları adedince hamdolsun. Selam olsun, Allah’a verdiği söze sadık kalanlara. Selam olsun, azimleriyle düşmanı hezimete uğratanlara. Selam olsun, bir volkan olup işgale karşı patlayanlara. Selam olsun, hiçbir kaybın korkutamadığı yiğitlere. Selam olsun, İzzeddin Kassam’a, Şeyh Ahmed Yasin’e, Abdülaziz Rantisi’ye. Selam olsun, Fahri Yaldız’a, Mavi Marmara şehitlerine. Selam olsun, Kudüs’e, Ramallah’a, El Halil’e. Selam olsun, Gazze’ye, Nablus’a, Cenin’e. Selam olsun, Ebu Ubeyde’ye ve binler selam olsun, ümmetin onurunu kurtaran Hamas’a.
Muhterem Adıyamanlılar, değerli basın mensupları; Filistin’de İsrail tarafından yıllardır süregelen sistematik zulüm ve katliam, 7 Ekim’den itibaren şiddetini artırarak soykırım olarak devam ediyor. Dünyanın gözü önünde soykırım yaşanıyor. Çocuk, genç, yaşlı, kadın demeden her fırsatta vahşetini sergileyen, ibadet etmek isteyenlere karşı namlusunu doğrultan, uluslararası sularda vatandaşlarımızı katleden terörist İsrail, kan ve vahşet saçmaktan başka bir şey yapmamaktadır. Her fırsatta insan haklarından dem vuran batı ve Amerika, tüm dünyanın gözleri önünde işlenen İsrail terörizmine hiçbir zaman karşı çıkmamıştır. Şimdi ise tüm ikiyüzlülükleriyle Filistin’e karşı “insan haklarını ihlal ediyorsunuz, İsrail’e saldırıyı durdurun” çağrısı yapıyorlar. Fakat onlara karşı biz Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne giden yolda Filistinli kardeşlerimizle ve mücahitlerle omuz omuza olduğumuzu haykırmak için buradayız!
“İsrail’i, hamileri Amerika ve Avrupa’yı, lanetlemek için buradayız”
Günlerdir ölüm olup Gazze’nin üstüne bombalar yağdıran, küçücük bir toprak parçasında 2 milyonu aşkın insanı evsiz yurtsuz bırakan,10 binlercesini şehit eden, su ve elektrik gibi can damarlarını kesen, hiçbir kural tanımadan savaş suçları işleyen tarihin en büyük terör örgütü İsrail’i, hamileri Amerika ve Avrupa’yı, lanetlemek için buradayız. Dünya başlarına yıkılsa da bir adım geri atmayan Gazzeli kardeşlerimizin acısını paylaşmak, İsrail’e unutulmaz bir şok yaşatan Hamas ve kassam mücahitlerinin yanında olduğumuzu haykırmak için buradayız. Dünyayı zulüm kulelerinden tahakküm ile yöneten kafirlere karşı bir avuç mücahit, bir kere daha; arzın yegâne ve mutlak sahibinin Cenâb-ı Allah olduğunu hatırlatmış, delinemez, geçilemez, yapılamaz denilen ne varsa hepsini yapmıştır. Milyarlarca dolar harcanan sistemler, uydular, istihbarat ağları, silahlar ve hepsinden önemlisi yenilmezlik algısı yerle yeksan olmuştur. Sivil veya asker fark etmez, tüm İsrailliler, Filistin topraklarında işlenen her suça ve işgale doğrudan ortaktır. Bu kadar zulme ortak olmalarına rağmen Filistinli kardeşlerimizin büyük bir hassasiyetle merhametli tavırları ortadadır. Bu mesele bahane edilerek ortaya konulmaya çalışılan algı, zalimlerin zulümlerini gölgelemeye çalışmaktadır. Atılan yanlış siyasi adımların bedelini Filistin halkı canıyla malıyla ödemektedir. Müslüman toprağı olan Kudüs’ü başkent olarak ilan eden İsrail, Kudüs’te mahalleleri boşaltmakta, Gazze’de katliam yapmakta, batı Şeria’da Müslümanların arazileri üzerinde yeni yerleşim yerleri açmaya devam etmekte, Mescidi Aksa’ya yönelik tecavüzlerini günbegün arttırmaktadır. Buradan Müslüman ülkelerin hükümetlerine de sesleniyoruz: işgalci İsrail ile iş birliğiniz izzetsizliktir.
“İsrail bu topraklarda olduğu müddetçe bu coğrafyaya barış gelmeyecektir”
Müslüman idareciler İsrail’le ilişkiyi ikbal meselesi olarak gördükleri müddetçe zalimlere karşı tek bir cesur adım atamayacaklardır. Âlemlerin rabbine hamdolsun ki biz birleşmiş milletler ’den medet ummuyoruz. Âlemlerin rabbine hamdolsun ki biz NATO’dan medet ummuyoruz. Âlemlerin rabbine hamdolsun ki biz kurtuluşu ABD limanına demir atmakta ve ABD gemilerini limanlarımıza yanaştırmakta görmüyoruz. Âlemlerin rabbine hamdolsun ki biz geleceğimizi Avrupa birliğinde görmüyoruz Daha önce haykırdığımız gibi yine buradan haykırmayı bir vazife biliyoruz: İsrail’in başkenti ne Kudüs ne de Tel Aviv’dir. İsrail’in başkenti cehennemin dibidir!
“Ey Allahlın lanetlediği kavim, ey İsrail”
Ne kadar zulmederseniz edin ne kadar kan dökerseniz dökün, Mescidi Aksa’yı, Kudüs’ü, Filistin’i bizden koparamayacaksınız. İşte biz Aksa için canını vermeye hazır on binler yüzbinler milyonlar olarak daima karşınızda olacağız. Tarih sahnesinden silinip gideceğiniz güne kadar sizinle mücadele edecek, kanımızın son damlasına kadar savaşacağız.
“Sizi bu coğrafyadan söküp atacağımız günler yakındır”
Siyonist lobilerin ve dünyadaki terörün ana merkezi olan ABD ile İslam coğrafyasında yaptıkları katliamlar, işgaller, tecavüzler, sömürü faaliyetleri ayan beyan ortadadır. Kafirlerin birbirlerini nasıl desteklediğini görmemek için kör, duymamak için sağır, dertlenmemek için vicdan ve izandan yoksun olmak gerekir. İşte Amerika İngiltere doğu Akdeniz’de konuşlandırdıkları filolarla İsrail’in emrine amade olduklarını, olası bir savaşa karşı onu korumak için ne gerekiyorsa yapacaklarını ilan ediyorlar. Avrupa ve diğer batılı ülkeler İsrail’in zulümlerine karşı çıkanları hapse atmakla, sınır dışı etmekle tehdit ediyor. Dünyanın her yerinde Müslümanlar sindirilmeye, küfrün en güçlü olduğuna iman etmeye zorlanıyor. Buradan bir kez daha haykırıyoruz! Bizler ancak Allah’tan korkar ve ona itaat ederiz. Bizi sindiremeyecek, korkutamayacak, yok edemeyeceksiniz! Yüz yıllarca haçlı seferlerini nasıl püskürttüysek, Kudüs’ü defalarca nasıl fethettiysek, İstanbul’u nasıl İslam’ın başkenti yaptıysak, Allah’ın arzında adım atmadık yer bırakmadıysak yine yaparız, yine yapacağız. Allah’ın yardımı bizimle olduğu sürece ancak biz galip geliriz. İşte bu inayete nail olmak için Müslümanların Filistin davasına gerekli önemi ve önceliği vermesi, tüm maddi olanakların ve manevi desteğin mücahitlerin hizmetine sunulması şarttır. Kudüs ve mescidi aksa için gayret göstermek imanımızın ve insanlığımızın bir gereğidir. Buradan başta ülkemiz olmak üzere tüm Müslüman devlet yöneticilerine ikazda bulunuyoruz: Amerika’dan, İsrail’den, Avrupa’dan, Rusya’dan, Çin’den değil, Allah’tan korkun, Allah’tan korkun, Allah’tan korkun. Allah’a güvenin, ahiretinizi düşünün. Bırakın bu normalleşme adımlarını. Tarihinize bakın inancınıza sarılın. Müslüman ülkelerle iş birliğini geliştirin. Sorunlara birlikte çözüm arayın. Kendine Müslüman diyen herkes hatırlamalıdır ki; elbet bir gün toprak olacağız, tek gayemiz Allah’ın rızasıdır. Rıza-i ilahi ancak bütün varlığımızla cihat etmekle, Müslümanların sevindiğine sevinmek, üzüldüğüne üzülmekle olur. Cenab-ı Hak İsrail’e karşı çarpışan yiğit kardeşlerimize güç, kuvvet versin, attıklarını isabet ettirsin, Aksa Tufan’ı operasyonunu mutlak zaferin ve özgür Kudüs’ün habercisi eylesin. Zafer İslam’ındır. Zafer Allah’ındır. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.”
Dualar ve basın açıklaması sonrası grup sessizce dağılırken, polis bir süre daha cadde üzeribde güvenlik amaçlı bekleyişine devam etti.
Kaynak : PHA