Ani kalp çarpıntısında 5 önemli belirtiye dikkat

Ani kalp çarpıntısında 5 önemli belirtiye dikkat

İSTANBUL (PHA) - Kardiyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Hüseyin Akçalı, ani kalp çarpıntısında ortaya çıkabilecek belirtiler ile ilgili bilgi verdi.

Kalp hastalıklarının görülme yaşı günümüz koşullarıyla birlikte genç yaşlara kadar iniyor. Stres, aşırı yoğun duygular ve iş yaşamındaki tempo kalp atışlarını etkileyip kalp rahatsızlıklarına neden olabiliyor. Kalp çarpıntıları ise kalbin normalden fazla atması yani kalp atım hızının saniyede 100 atımın üstüne çıkmasıyla görülüyor. Taşikardi yani ani kalp çarpıntıları kişinin sağlığını olumsuz etkiliyor ve günlük yaşam düzenini bozabiliyor. Kalp çarpıntısına eşlik eden bazı belirtilere de dikkat edilmesi gerekiyor. Taşikardi hastalığı kişilerin sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir. Stres, aşırı tempo, ağır egzersiz ve sporlar, yorgunluk, üzüntü, panik atağa bağlı gelişebilen kalp çarpıntıları nedeniyle taşikardi ortaya çıkabilmektedir. Taşikardi bireylerde ilk olarak çarpıntıyla sinyal vermekte ve devamında bu belirtiler ortaya çıkmaktadır:
“Kalp çarpıntısıyla birlikte oluşan mide bulantısı, aşırı göğüs ağrısı, kalp ağrısı, yorgunluk ile seyreden aşırı güçsüz hissetme, bayılma hissi ve bayılma yaşanması, baş dönmesi ve bilinç kaybı yaşanması.”
Kalp, vücut için gerekli olan oksijen ile zenginleşen kanı organlara ulaştırarak kalp atımını sağlamaktadır. Normal döngüsünü gerçekleştiremeyen kalpte aşırı kalp çarpıntısı oluşabilmektedir. Bu çarpıntıları tetikleyen besinler ve sıvılar ile kalp atım hızı çoğalmaktadır. Özellikle günümüzde sık sık tükettiğimiz çay ve kahveler kalp atım hızımızı ve kalp ritmimizi etkileyebilmektedir. Taşikardi ve kalp rahatsızlığı yaşayan bireyler çay ve kahve tüketimlerinde çok dikkatli olmalı ve olabildiğince az tüketmeyi tercih etmeliler. Hipertansiyon, aritmi, taşikardi ve kalp rahatsızlıkları olan kişiler kahve tüketimi sonrasında çarpıntı yaşabilmektedir. Kan basıncını artıran kahve, aşırı tüketildiği takdirde sağlıklı bireylerde de zamanla çarpıntıya bağlı rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Kalbin, kas dokusu oksijen ihtiyacı duymaktadır. Bu oksijen ihtiyacı karşılanmadığı takdirde oksijen açığı ile kişilerde hücre azalması, hücre ölümü ya da oksijen azlığı sonucunda ilerleyen kalp krizi riski oluşabilmektedir. Taşikardi ile oluşan, kalp atım hızının artışı kalp içindeki oksijeni tüketebilmektedir. Yeteri kadar kan pompalayamayan kalpte taşikardi ile kalp krizi de gelişebilmektedir. Gerekli tetkik ve muayenelerle taşikardi tanısı konulduktan sonra, tedavi yöntemlerinden biri olan kalp atım hızını yavaşlatmayı amaçlayan, vagus adı verilen sinirin uyarılması için vegal manevra tekniğinin uygulanması sağlanmaktadır. Vegal manevra tekniği kullanılarak kontrol altına alınamayan kalp çarpıntıları antiaritmik ilaçlarla kontrol altına alınmaktadır. Doktorlar tarafından yazılan ilaç tedavileri kalbin çalışma hızını normal seyrine döndürmeyi sağlamaktadır. İlaçlar ile sonuç alınamayan taşikardi vakalarında kateter ablasyon ile çarpıntıya neden olan damarlara yakılma işlemi uygulanarak sinyal geçişine son verilmektedir. Aritmi rahatsızlığı bulunan bireyler için tanı ve tedavi süreci oldukça önemli olabilmektedir. Zaman kaybetmeden tanı ve tedavi süresine dâhil olan kişilerde yaşam kalitesi bozulmamakta, günlük rutine kısa sürede dönüş sağlanmaktadır.

 

Kaynak : PHA