Tarih: 08.01.2025 15:16

Arabesk müzik türü değil, kitlesel bir olay! Arabeske ilgi nereden?

Facebook Twitter Linked-in

Üsküdar Üniversitesi Rektörü, İletişim Bilimci Prof. Dr. Nazife Güngör, Arabesk müziğin en önemli isimlerinden Ferdi Tayfur’un ölümünün ardından arabesk konusunu değerlendirdi.

İSTANBUL (İGFA) - Arabesk müziğin en önemli isimlerinden Ferdi Tayfur’un ölümünün ardından arabesk konusunu değerlendiren ‘Arabesk’ kitabının yazarı Prof. Dr. Nazife Güngör, döneminde ilk kez bir müzik formunun kitlesel düzeyde ilgi gördüğünü ve Ferdi Baba, Orhan Baba, Müslim Baba’yı halkın sevdiğini söyledi.

Ferdi Tayfur’u halkın sahiplendiğini ve hiç vazgeçmediğini de anlatan Prof. Dr. Nazife Güngör, “Çünkü O hep onlarla kalmayı başardı. Ne yaşam tarzını ne de müzik formunu hiç değiştirmedi, değiştirmeye de çalışmadı. Dolayısıyla da kitlelerin sevgisini hiç yitirmedi.” dedi.

Arabeskin, bir müzik türü olmaktan çok kitlesel bir olay olduğunu kaydeden Prof. Dr. Güngör, “Bir kitle kültürü ya da bugünkü adıyla bir popüler kültürel türdür. Orada müzik sanatının incelikleri, notalar, enstrümanlar, söyleniş tarzı çok da önemli değil, önemli olan şey sanatçının kim olduğu, hangi yaşam koşullarından geldiği, nasıl yaşadığı ve ne söylediğidir.” dedi.

HALKIN SESİ OLABİLMİŞTİ FERDİ TAYFUR…

Sanatçının yaşam tarzının da önemli olduğunu ve Ferdi Tayfur’un tam da burada hayran kitlesiyle bütünleştiğini dile getiren Prof. Dr. Nazife Güngör, şunları kaydetti:

“Gecekondulular sevmişti Ferdi’yi. Onu kendilerinden biri gibi görüyorlardı çünkü. O da zaten şarkılarına kendi yaşam mücadelesini yansıtıyordu. Dinleyicisiyle empati kurmak, onları anlamak, onlara ulaşabilmek hiç zor değildi Ferdi için. O da kırdan, yoksulluktan çıkıp gelmişti İstanbul’a, tutunmaya çalışıyordu yaşama, kendisini kabul ettirmeye, uyumlanmaya. Zordu, hem de çok zordu. Ama gayret ederek, umudu besleyerek olacaktı. Olmalıydı. Kendi yaşam mücadelesi, acıları, umutsuzluktan umuda kıvranışları şarkılarında dile gelmişti. Dolayısıyla da halkın sesi olabilmişti Ferdi Tayfur.   Plakları kapış kapış, konserlerine yüzbinler katılıyordu. Kimisi için Ferdi Abi, kimisi için Ferdi Baba olmuştu. Arabeskin de kralı ilan edilmişti.”

Bir taraftan da bu yeni müzik formuna ilişkin tartışmalar başladığını hatırlatan Prof. Dr. Nazife Güngör, “En iyi müzik okullarında eğitim alanlar, müziğin en kalitelisini yapanlar kitlelerden o kadar da ilgi görmezken bu yeni tarzın böylesine ilgi görmesinin nedeni neydi acaba? Müzisyenler, müzik araştırmacıları, sosyologlar, sosyal psikologlar işin aslını öğrenmek için harekete geçmişlerdi. Pek çok çalışma yapıldı, yazılıp çizildi. Kitleleri bu denli etkileyen neydi acaba? Bu dünyadan ve de bu toplumdan nice müzisyen gelip geçmişti. Türküler, halk deyişleri, klasik müzik, sanat müziği vs. Ama ilk kez bir müzik formu kitlesel düzeyde ilgi görüyordu. Ferdi Baba, Orhan Baba, Müslim Baba vs. Halk sevdi bu sanatçıları. Yaptıkları müziğin sanat değerini tartışmak çok da önemli değil bence. Oraları çoktan geçtik. Kitleleri bir biçimde yakaladılar ve kendilerine bağladılar. Bunu boş ya da anlamsız bir olay olarak değerlendirmek de doğru olmaz. Demek ki kitlelerin duygu dünyasına girebildiler. Ama duygu dünyasına girebilmek, kitlelerle bütünleşebilmek için aslında aynı yaşam deneyimlerine sahip olmak da çok önemli. İşte Ferdi Tayfur’un, Orhan Gencebay’ın, Müslüm Gürses’in kitlelerce sahiplenilmesinin belki de en temel nedeni bu.” diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —