ASELSAN Genel Müdürü Akyol, Türkiye'nin önde gelen savunma şirketi olmanın yanı sıra uluslararası alanda büyümeyi hedeflediklerini ve 2030'a kadar dünyanın en büyük 30 savunma şirketinden biri olmayı amaçladıklarını belirtti.
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, alanlarının en iyisi olmak istediklerini belirterek, "Oyun değiştiren teknolojiler üretmek istiyoruz ve uluslararası işbirlikleri üzerinden ihracata yönelik bir şekilde büyümek istiyoruz ve hedefimiz de 2030'a kadar dünyadaki en büyük 30 savunma şirketinden biri olmak." dedi.
Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı öncülüğünde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi yürütücülüğünde düzenlenen ve Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında gerçekleştirilen "Take Off İstanbul" etkinliği, ikinci ve son gününde İstanbul Fuar Merkezi'nde sürüyor.
Etkinlik kapsamında ASELSAN Genel Müdürü Akyol, "Savunma Ekosisteminin Gücüyle Ezber Bozan Teknolojiler" başlıklı oturumda sunum gerçekleştirdi.
Akyol, yaptığı konuşmada, Take Off'un ulusal teknoloji hamlesinde çok önemli bir etkinlik olduğunu vurgulayarak, teknolojiye ilk kez TEKNOFEST ile adım atan ve inovasyon için tutku duyan gençlerin bu etkinlik sayesinde girişimcilikle tanıştıklarını söyledi.
ASELSAN'ın Türkiye'nin en büyük savunma şirketlerinden biri olduğunu belirten Akyol, ASELSAN gibi köklü şirketlerin başarılarını sürdürmek için teknolojik inovasyona ayak uydurmak zorunda olduklarını dile getirdi.
Akyol, "Öte yandan küçük ve orta ölçekli işletmeler, girişimciler, startuplar ve üniversiteler, bizler için ekosistemimizin gelişmesi açısından büyük önem taşıyor. Teknoloji ve inovasyon büyük oranda startuplar tarafından götürülüyor. Örneğin, dünyada sadece bu yıl toplam AR-GE bütçesinin yüzde 44'ü startup şirketlerine verildi." diye konuştu.
Geçmişte savunma tarafındaki teknolojilerin sivil tarafa aktarılmasının konuşulduğuna dikkati çeken Akyol, internet, GPS, mikrodalga gibi teknolojilerin aslında savunma için geliştirildiğini ama daha sonra sivil alana uygulanmaya başlandığını anlattı.
Akyol, ASELSAN olarak kendilerinin startupları, sivil inisiyatifleri ve üniversiteleri hem Türkiye ve hem de savunma sektörü için önemli bir ilerleme lideri olarak gördüklerini kaydetti.
"Çelik Kubbe için 30 yıldır yatırım yapıyoruz"
ASELSAN Genel Müdürü Akyol, ASELSAN'ın tarihi ve mevcut durumuna da değinerek, bugüne kadar yürüttükleri faaliyetleri anlattı.
ASELSAN'ın uluslararası savunma şirketi olduğunun altını çizen Akyol, 20'den fazla ülkede faaliyet gösterdiklerini ve 90 ülkeye ihracat yaptıklarını bildirdi. Akyol, 12 bin yetenekli çalışan sayısı ile 5 farklı iş kolunda faaliyet gösterdiklerini belirterek, Çelik Kubbe için 30 yıldır yatırım yaptıklarını söyledi.
Farklı teknolojilere yatırım yaparak Çelik Kubbe'yi geliştirdiklerini vurgulayan Akyol, şöyle devam etti:
"Birincisi radar, radar teknolojisi. Transistörden başladık, sonra çipler, sonra hücreler, sonra anten üniteleri, amplifikatör ve ardından radarlar. Bir metreden altı metreye bu ekosistemde geliştirildi. Örneğin, sadece transistör için Bilkent Üniversitesi ile bir ortak girişim başlattık. Ardından çiplere geçtik ve İstanbul'da sadece çip tasarımına yönelik bir bağlı şirket kurduk ve diğer alt sistemlerde de yine farklı startuplar ve şirketler ekosistemimizde bulunuyor ancak bu teknolojileri biz çip seviyesinden sistem seviyesine tamamen şirket içinde Türkiye'de çıkardık yani ekosistemle birlikte, üniversitelerle birlikte bu teknolojiyi geliştirdik.
Ardından ikinci aşamaya geçiyoruz. İletişim, elektro-optik, kimlik tanıma, dost-düşman sistemleri, navigasyon, kızılötesi arama, radyo frekans arama, ateş kontrol, komuta kontrol, elektronik savaş, akıllı mühimmat ve füze. Tüm bunlar bir araya geldiğinde yani tüm bu teknolojiler, 30 yıldır yatırım yapmakta olduğumuz teknolojiler bir araya geldiğinde ortaya bu sonuç çıktı, Türkiye'nin Çelik Kubbe konsepti. Roketsan ve TÜBİTAK ile birlikte sonucu görüyorsunuz. Yeni konseptimiz bu şekilde, hükümetimizin liderliğinde geliştirdik ancak bu konseptin arkasında 30 yıllık bir çalışma var ve 10 farklı teknolojik alanda çalışma yaptık."
Akyol, bu sistem için her gün ilerlediklerini ve bu teknolojileri kullanarak bu türden kompleks sistemlerin çözümünü Türk Silahlı Kuvvetleri için geliştirmiş olduklarını söyledi.
"İç pazardaki tedarikçileri destekliyoruz"
Akyol, bu sistemleri geliştirirken tedarikçilere verdikleri desteklere değinerek, özellikle bu yıl 3 binden fazla iç pazardaki tedarikçiyle çalışarak, onların da işlerini desteklediklerine dikkati çekti.
Tedarikçilerle büyüdüklerini ve onların kalitesini ve sistemlerini de geliştirdiklerini kaydeden Akyol, şöyle konuştu:
“Farklı bir örnek daha verelim. Aslında çok ilginç bir çıktı, bugün ASELSAN'dan 50'den fazla spin-out şirket çıktı. Ne anlama geliyor bu? 50 farklı şirket, eski çalışanları tarafından kuruldu. Biz ne yaptık? Bu şirketlerden 400 milyon dolardan fazla sipariş verdik, onları desteklemek adına. Biliyorsunuz ASELSAN'da farklı teknolojiler de var. Bunların spin-off'larını yapmaya karar verdik. Bugüne kadar 10 tane spin-off şirketi kuruldu. Bir milyar dolardan fazla sipariş hacmine ulaştı ve AR-GE ve inovasyon merkezi içerisinde faaliyetlerini yürüten şirketler var. Gelirimizin yüzde 7'den fazlasını AR-GE'ye ayırıyoruz yani Türkiye'de ekosistemin desteklenmesi aslında bu şekilde sağlanıyor ASELSAN'da.”
Akyol, geçen yıl açıkladıkları prosedürlerle sadece ASELSAN'ın içinden çıkan değil dışındaki startupları da destekleme kararı aldıklarını vurguladı.
Bugüne kadar 300'den fazla başvuru aldıklarının bilgisini paylaşan Akyol, "Bunlardan 8'ine kabul verildi. Bazılarını standımızda görebilirsiniz. Girişim sermayesi finansmanı sağlandı bu firmalara ve laboratuvar desteği sağlandı ve bu şirketlerden siparişler de verildi. Aslında ekosistemlerimiz için bunlar çok önemli örnekler. Biz ekosistemi büyütmeye çalışıyoruz, startup sayısını artırmaya çalışıyoruz. Girişimcilik Merkezimiz üzerinden bunu sağlamaya çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
Akyol, bilhassa bazı yüksek teknolojilerde karşılarına çıkan zorluklar dolayısıyla üniversitelerdeki bilgi birikiminin büyük önem arz ettiğini belirtti.
Bu yıl bir inisiyatifi daha hayata geçirdiklerini anlatan Akyol, "ASELABS'ı kurduk, bu ekosistemi tamamlamak adına. Bu da üçüncü inisiyatifimiz ASELABS. Bu ne anlamı geliyor? Üniversitelerde laboratuvarlar kuruyoruz ve mühendislerimiz üniversite laboratuvarlarına gidiyor. Akademisyenlerle birlikte geleceğimizi inşa ediyoruz. Özellikle zorlayıcı alanlarda." dedi.
“2030'a kadar dünyadaki en büyük 30 savunma şirketinden biri olmayı hedefliyoruz”
Ahmet Akyol, dünyada da en hızlı büyüyen şirketlerden biri olduklarına işaret ederek, üniversitelerle, küçük ve orta ölçekli işletmelerle ve startuplarla birlikte günden güne ASELSAN'ın büyüdüğünü vurguladı.
ASELSAN ile tüm bu şirketlerin ve teknolojik ekosistemin de büyüdüğünü kaydeden Akyol, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Aslında bu da bizim için bir gurur. Bahsetmek istediğim son konu. Biliyorsunuz değişim bir gerçek. Her yerde değişimi görüyoruz. Şirketimizin yeni gelişmelere ayak uydurması için yeni bir dönüşüm programını hayata geçirdik. Programın adı ASELSAN Next. Programın 5 sac ayağı var: Yetenek, hız, teknoloji üretimi, seri üretim ve işletme yani yeni teknolojiler, yeni iş zihniyeti, yeni ürünler, bu bağlamda geliştirmek istiyoruz.
ASELSAN Next, artık bizim temel stratejimiz. Hangi alanlarda çalışmayı hedefliyoruz? Alanının en iyisi olmak istiyoruz. Oyun değiştiren teknolojiler üretmek istiyoruz ve uluslararası işbirlikleri üzerinden ihracata yönelik bir şekilde büyümek istiyoruz ve bu yılki hedefimiz de 2030'a kadar dünyadaki en büyük 30 savunma şirketinden biri olmak. Biz inanıyoruz ki bir program sayesinde tüm startuplar, ekosistemimizdeki tüm şirketler büyümeye devam edecek. Ekosistemle daha fazla işbirliği yapacağız ve bu alanlarda yeni gelişmelere tanıklık edeceğiz."
KAYNAK TÜRKGÜN