Adıyaman Belediye Başkanı Dr. Süleyman Kılınç, Türkiye Belediyeler Birliği'nin organizasyonu ile beraber bir dizi inceleme ve toplantıya katılmak üzere Japonya’ya ziyarette bulundu.
Adıyaman Belediye Başkanı Dr. Süleyman Kılınç, depremin ardından aynı kaderi paylaşan Japonya ile temaslarda bulunmak amacıyla Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’la beraber bir ziyaret gerçekleştirdi.
Gerçekleştirilen ziyaret sonunda değerlendirmelerde bulunan Başkan Kılınç, Japonya ziyaretinin oldukça verimli geçtiğini dile getirerek; “6 Şubat tarihinde meydana gelen ve ülkemizi derinden etkileyen depremde bizleri yalnız bırakmayan ve tarihte aynı acıları paylaştığımız Japon yöneticilere ve Japon halkına ülkem ve şehrim adına teşekkür ediyorum. Deprem anlamında aynı kaderi yaşadığımız Japonya’da depremin zararları, riskleri ve şehirlerimizde kazandırabileceğimiz farklılıkları görebilmek amacıyla çeşitli temaslarda bulunarak ülkemizi ve vatandaşlarımızı olası bir depremde en az hasarla atlatmak için alınabilecek önlemler konusunda fikir alışverişinde bulunduk” şeklinde konuştu.
JAPONYA’DAN HİBE VE KREDİ KONUSUNDA DESTEK
“Türkiye Belediyeler Birliği'nin organizasyonu ile bir dizi inceleme ve toplantı için bulunduğumuz Japonya’da JICA (Japonya Uluslararası İş birliği Ajansı) Kıdemli Başkan Yardımcısı Ando Bey ve ekibi ile bir toplantı gerçekleştirdik” diyerek sözlerini sürdüren Başkan Kılınç, “Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile JICA ortaklığında Şehrimize kalıcı ve sürdürülebilir altyapı yatırımları, hibe ve kredi desteği ile çevre ve şehircilik üzerine istişarelerde bulunduk. Çok önemsediğim ve Japonya’da gördüğüm deprem müzesi fikri üzerinde duruyorum. Kamuoyuyla istişare ederek ve yaşadığımız felaketin bıraktıklarını unutmamak adına ilimizde sosyal gelişimcilik adımları atmayı planlamaktayız. Şehri yeniden kalkındırmak için aralıksız bir şekilde projelerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yamada Bey’e de nazik ev sahipliği ve projelerimize olan yakın ilgisinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
“JAPONYA’NIN DEPREM DENEYİMLERİNİ YERİNDE GÖRDÜK”
Bir deprem ülkesi olan Japonya’da geçmişte yaşanan depremlerin etkilerini yerinde gördüklerini ve yetkililerden deneyimleri hakkında fikir aldıklarını da sözlerine ekleyen Başkan Kılınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz geçen hafta Japonya’daydık. Hep aklımızda Kobe kalmıştı. Kobe, Japonya’da bir eyaletin küçük bir ilçesi, depremin tamamı 40 kilometre. Bizimki yaklaşık 400 kilometre ve tabi bazı veriler 6.8 diyor bazı veriler 7.3 diyor bu büyüklükte bir deprem 40 kilometrelik bir alanı kapsıyor bizimki 400 kilometre ve yüz ölçümü olarak neredeyse Japonya yüz ölçümüyle kıyaslanabilecek bir ölçüde bir afet dolayısıyla dediğim gibi neler yapabiliriz bu şehre dair düşünceleriniz önerileriniz çok çok önemli.
Burada birinin çok iyi olması veya bir kurumun çok iyi olmasıyla bu memleket bu ülke ayağa kalkamaz, hep beraber herkesi çok önemsemek lazım ve bireysel menfaat peşinde olmayan insanların hakikaten ciddi bir şekilde katkısına ihtiyaç vardır. Dediğim gibi Kobe’de yaklaşık 7 bin kişi vefat etmiş onların deneyimlerini görmek istedik. Mesela ilk 2 gün dışarıdan hiç yardım gitmemiş ve vefatların büyük bir kısmı yangın. İki hafta yangınlar sürmüş ve yer altı şebekesi tamamen bitmiş, doğalgaz patlamalarıyla beraber ciddi yangınlar oluşmuş. Bu yüzden vefatların büyük bir kısmı yangınlardan kaynaklanıyor. Tabi onların dedikleri çok önemli biz o yüzden bilim adamlarıyla yaptığımız toplantılarla siyasilerle yaptığımız toplantılarla çok ciddi istişarelerde bulunduk. Her yörenin kendine özgü bir yapısı var, sıkıntıları var, avantajları var, dezavantajları var. Orada mesela bu planlamayı 2 yılda ancak yapabilmişler ve orada halk komiteleri oluşturulmuş sadece belediye veya diğer kuruluşlarla resmi kuruluşlarla teknik bilgi almışlar planlamayı komiteler oluşturmuş ve 2 yıl sürmüş. Yaklaşık 20 yıl süren toparlama süreci olmuş. Hakikaten deneyimleri çok önemli ama orada tsunami, sıvılaşma ve yangınların olması bizden çok daha farklı bir süreci gerektirmiş. Dolayısıyla planlamaları çok önemli ve çok iyi yapılmış. Biz tabi toplum ve kültür olarak başımıza bir şey geldiği zaman krizi yönetme konusunda iyiyiz hakikaten iyiyiz ama planlama noktasında maalesef unutuyoruz. İstanbul depreminde olduğu gibi bu depremde yine aynı bir süreç içerisinde unutacağız maalesef o yüzden günü kurtarmaktan ziyade uzun vadeli planlamalara ihtiyaç var. Bu anlamda da toplumsal güce toplumsal katkıya ve sizlerin katkısına çok ciddi ihtiyaç var. Evet, Japonya’daki durum böyle dediğim gibi orada gördüklerimiz hakikaten planlama noktasında özellikle yolların genişletilmesi noktasında, yeni park alanları oluşturulması noktasında önemli şeyler yapmışlar. Bizim dikkatimizi çeken unsurlardan biri de kendi coğrafi durumlarından kaynaklanan kentsel tasarıma siluete estetiğe çok önem vermemişler, daha çok güvenliği düşünmüşler. Bakıyorsun biri 3 katlı biri 5 katlı biri 8 katlı biri 10 katlı, estetik anlamda Avrupa’ da gördüğümüz bizim önemsediğimiz estetiğe çokta önem vermemişler orada da sorduk çok önemsemediler dolayısıyla bu şehri planlarken bizde neler yapabiliriz bunun katkılarını almak istiyoruz ve sizin önerilerinizi almak istiyoruz.”