Her yıl Nisan ayının son haftası kutlanan “Dünya Bağışıklama Haftası” sağlıklı ve uzun bir insan ömrüne sağlıklı çevre, su ve gıda, antibiyotikler ve aşıların katkısının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Funda Timurkaynak, aşılar hedefledikleri hastalıklara karşı bağışıklık oluşmasına katkıda bulunduğunu ifade etti. Pek çok rahatsızlığın ortaya çıkmasını önlüyor veya hafif geçirilmesini sağladığına değinen Timurkaynak, “hem yetişkinlerde hem de çocuklarda olmak üzere farklı yaşlarda çeşitli aşılar uygulanıyor. Bununla birlikte farklı seyahat rotalarında da belirli aşıların uygulanması toplum sağlığı için önem arz ediyor.” dedi.
Aşılamanın her yıl milyonlarca hayat kurtardığını belirten Timurkaynak, her yıl önlenebilir hastalıklara devletler tarafından milyarlarca dolar harcandığını, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada grip, zatürre, zona ve boğmaca gibi aşıyla önlenebileceğini hastalıklara harcanan para miktarı 26 milyar dolar olarak hesaplandığını ifade etti.
Zatürre ile gribe bağlı hastaneye yatış ve hayat kaybının 65 yaş ve üzerinde 6 kat kadar arttığının belirlendiğini aktaran Timurkaynak, “yaş ilerledikçe zatürre ve gribe bağlı yan etkiler artmakta, ancak zatürre aşısı yapılan kişilerde hastalık daha rahat atlatılmakta ve hastaneye yatış veya ölüm oranı azalmaktadır. Zatürre aşısı özellikle 65 yaş ve üzeri sağlıklı bireylerle birlikte; kalp ve diyabet hastaları, akciğerde kronik bronşiti olanlar, herhangi bir nedenle vücut direncini baskılayan ilaç kullananlar, organ nakli hastaları, kemik iliği nakli hastaları ya da lösemi, lenfoma veya kanser gibi nedenlerle kemoterapi alan kişilerde de aşılamanın önemi yüksektir. Grip aşısı da benzer hastalar gruplarında yapılırsa hastaneye yatış ve hayat kaybı en aza indirilmektedir. Her yıl ekim ayında grip aşısının yaptırılması önerilmektedir.” dedi.
65 yaş üzeri vatandaşların zona aşısı yaptırılabileceğine değinen Timurkaynak, her döneme ve yaşa göre farklı aşılar bulunduğunu Tetanoz, difteri, boğmaca, çocuk felci, kızamık, meningokok, Hepatit B, su çiçeği, influenza (grip) ve pnömokok aşıları hastanın yaşı ve tıbbi özelliklerine göre güncel olması gereken, spesifik olarak seyahat ile ilişkili olmayan rutin aşılar olduğunu ifade etti. Timurkaynak, ülkemizde çocukluk dönemi aşı takviminde 13 hastalığa karşı rutin aşı uygulaması yapıldığını belirterek Bunların; difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, H. influenza tip B, tüberküloz, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, suçiçeği ve pnömokoktur (zatürre) aşıları olduğunu aktardı.
Seyahate gitmeden önce aşılamaya önem verilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Servet Alan, “seyahatler sırasında gidilen ülke ve bölgelerde çeşitli hastalık etkenleriyle karşı karşıya kalınmaktadır. Seyahate çıkmadan önce gidilecek bölgede görülen hastalıkların ve korunma yollarının öğrenilmesi ve bu önlemlerin seyahat öncesinde, seyahat sırasında ve gerekiyorsa sonrasında uygulanması çok önemlidir ve hayat kurtarıcı olabilmektedir. Sağlıklı su ve gıda tüketimi, hijyen koşulları, sivrisinek ve kene gibi böceklerden korunmak seyahatler sırasında da pek çok hastalığa yakalanma riskini önlemektedir. Bu hastalıkların bazılarından korunmanın en etkili yolu ise aşılardır.” dedi.
Hastanın yaşı, gidilecek bölge, dahil olunacak etkinlikler ve maruz kalınacak risklere göre tifo, HepatitA,HepatitB,Japon ensefaliti,kuduz, meningokok ACWY, meningokok B, influenza (grip),tüberküloz, sarı humma, Dengue ateşi,kene kökenli ensefalit aşıları seçilerek önerildiğini ifade eden Alan, “bazı ülkelere girerken ülkeye veya uluslararası sağlık düzenlemelerine göre zorunlu olan aşılar sarı humma, meningokok ACWY ve çocuk felci aşılarıdır. Kızamık gibi hastalıklarda küçük çocuklar yüksek riskli bir bölgeye gidiyorsa aşı için uygun olan en küçük yaşta aşılanması gerekebilmektedir. Canlı aşılar aynı gün veya 28 gün arayla uygulanmalıdır. Tifo, çocuk felci ve rotavirus gibi oral canlı aşılar herhangi bir zamanda uygulanabilir. Sarı humma aşısı ve kızamık aşısının yeterli bağışıklık yanıt oluşturması için bu iki aşı arasında bir ay olması önerilmektedir.” dedi.
Karaciğer hastalığı olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalara, gidilecek bölgeden bağımsız olarak Hepatit A aşısı uygulanması önerildiğini aktaran Alan, Çocuk felci bazı ülkelerde varlığını sürdürdüğünü, bu bölgelere seyahat edenlerin aşıları güncellenmiş olması gerektiğini ve bazı ülkeler ülkeye giriş koşulu olarak çocuk felci aşısı ve uluslararası aşı sertifikası isteyebildiğini ifade etti.
Seyahat aşıları hakkında bilgi veren Alan, seyahat bölgelerine göre ve yaşa göre aşı önerilerini açıkladı.
Sarı humma: Afrika ve Güney Amerika’da sarı humma görülen bölgelere seyahat eden 9 aylık ve 9 aydan büyük kişilere önerilir. Çoğu kişide tek doz aşı uzun süreli bir bağışıklık oluşturur ve genellikle hatırlatma dozu uygulanması gerekli değildir.
Meningokok: Bakterileri salgınlara, beyin zarlarını etkileyen menenjit gibi ciddi infeksiyon, sakatlık ve ölümlere neden olabilir. Meningokok aşısı kışla, yurt gibi kalabalık ortamlarda bulunanlar, bazı bağışıklık yetmezliğine neden olan hastalık ve tedavi durumlarında uygulanmaktadır. Meningokok taşıyıcılığı ve hastalığının daha sık görüldüğü Sahra altı Afrika’da menenjit kuşağı olarak adlandırılan ülkeler gibi bölgelere seyahatlerde bu aşının uygulanması önerilir. Bu bölgede Aralık-Haziran döneminde risk daha yüksektir. Hac ve umre ziyaretlerine gidenlerin meningokok aşısı yaptırması ve meningokok aşısı yapıldığını gösteren kayıt bulunması zorunludur.
Tifo: Tifo tüm dünyada görülen bir hastalıktır. Ortadoğu, Kuzey Afrika, Batı Afrika, Güney Asya, Orta ve Güney Amerika’da daha sık görülür. Hastalığın sık görüldüğü bölgelere seyahat edenlere, özellikle bu bölgelerde bir aydan fazla kalınacaksa tifo aşısı uygulanması önerilir.
Hepatit A: Hastalığın sık görüldüğü ülke ve bölgelere gidenlere uygulanır. Seyahatten 4 hafta önce uygulanması tercih edilir. 6 ay sonra bir hatırlatma dozu yapılır.
Kuduz: Riski yüksek olan bazı bölgelere seyahat edenler, veterinerler gibi bazı meslek mensupları ve gidilen bölgede aşı ve tıbbi bakıma ulaşamayabilecek olanlara ilgili hekim önerisiyle seyahatten önce önleyici olarak 4 doz kuduz aşısı yapılabilir. Kuduz şüpheli temas durumunda ek doz uygulanabilir.
Kolera: Kolera hastalığı bazı Afrika ve Asya ülkeleri, Orta ve Güney Amerika ülkelerinde görülebilmektedir. Bu bölgelere giden herkese bu aşının uygulanması önerilmez. Sağlıklı gıda ve su tüketimi ve hijyen kurallarına uyması ile hastalık riski çok düşük olacaktır. Kolera aşısı ağızdan 7-14 gün arayla iki kez uygulanmakta ve özellikle ilk 6 ayda yüksek düzeyde koruma sağlamaktadır. Herhangi bir ülkeye giriş için kolera aşısı zorunlu değildir.
Hepatit B: Ülkemizde rutin çocukluk aşıları içindedir. Bağışık olmayan herkes için önerilen bir aşıdır. Hepatit B’nin daha sık görüldüğü ülkelere seyahat edilecekse, kan ve vücut sıvıları teması ve cinsel temas olasılığı bulunan durumlarda özellikle yapılması önerilir.
Kaynak : PHA