Demokrasi ve Birlik Vakfı Başkanı Mehmet Metiner, " Adıyamanı beraber yeniden inşaa edeceğiz. Üşüyeceğiz belki. Yorulacağız belki, ama asla bu şehri terk etmeyeceğiz. "dedi
Demokrasi ve Birlik Vakfı Genel Başkanı Mehmet Metiner Adıyaman deprem bölgesinde gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Metiner yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi,
Adıyaman doğduğum şehir, Adıyaman doyduğum şehir, bu şehir sokaklarında koşturduğum şehir. Anılarımı biriktirdiğim şehir.
Asrın felaketi ile yerle bir olan şehir. Burada yıkılan sadece binalar değil. Burada anılarımız enkaz oldu. Bir şehrin tarihi enkaz oldu. Dostlarımızı, akrabalarımızı kaybettik. Bir maziyi kaybettik. Yerine koyamayacağız muadili olmayanları kaybettik.
Depremin ilk saatlerinde koştuk geldik. Belki bir elden tutarız. Bir derde derman oluruz diye. O kaotik ortamda her bir taraftan gelen yardım çağrılarına koştuk. Değerli koordinatör valilerimize ilk elden sorunları ilettik. Çözümünde ön ayak olduk.
İlk olarak barınma ve yiyecek sorunun çözümü için kolları sıvadık. Kurucusu olduğum derneğimizin koordinasyonunda içinde 700 kişinin barındığı, iki bin kişiye üç öğün sıcak yemek verilen, reviri,çamaşır hanesi,banyo ve tuvaletleri olan bu çadır kentimizi inşaa ettik.
Kahta da dernek il ve ilçe temsilcimiz koordinasyonunda yardım koordinasyon merkezi kurduk. Köylere yardım götürdük.
Ama yeterli mi? Şehrim bu şekildeyken gerekeni yaptım diyip arkamı dönüp gidebilir miyim ?
Adıyaman bizim şehrimiz. Önce biz sahip çıkacağız. Önce biz terk etmeyeceğiz. Vatandaşımız çadırdaysa biz de çadırda kalacağız. Onlarla birlikte üşüyeceğiz. Onlarla birlikte dertleşeceğiz. Her bir vatandaşın derdiyle birebir ilgileneceğiz. Onları dinleyeceğiz. Sorunları varsa ne pahasına olursa olsun çözeceğiz.
İstanbulda oturduğumuz yerden ya da Ankaradan oturduğumuz yerden adıyamanlı hemşerimin derdiyle hemhal olamayız. Onlarla aynı şeyleri paylaşmadan onların derdini anlayamayız. Şimdi zaman samimiyet zamanıdır. Şimdi zaman doğduğumuz ve doyduğumuz bu şehre vefa zamanıdır.
Bu nedenle depremzede annelerimizin, bacılarımızın,abilerimizin,kardeşlerimizin her daim yanında olmaya karar verdim. Bunun için kurucusu olduğum derneğin istanbul Levent’te ki merkezini adıyamana bu çadıra taşıma kararı verdik. Böylece ben ve genel başkan yardımcılarım uzaktan oturdukları yerden değil bizzat sahada adıyamanlı hemşerilerimizin yanında olacağız. Ne zamana kadar, ne kadar gerekiyorsa o kadar. Adıyaman eski Adıyaman olana kadar, tek bir Adıyamanlı aç ve açıkta kalmayana kadar ben ve her biri alanında kendini ispat etmiş dernek başkan yardımcıalrım ve yöneticilerim Adıyamanlıların hizmetinde olacaklar.
Sadece bu çadırkentle değil, koordinasyon merkezleri kurarak hemşerilerimizin ayağına kadar gideceğiz. Kendi çözebileceğimiz sorunları biz çözeceğiz, devletimizin çözmesi gerekenleri bizzat onlara ileterek çözülmesini sağlayacağız.
Arkadaşlar yaralar sarılmadan bu şehire ne bahar gelir ne de yaz. Ben ve arkadaşlarım yaralar sarılana, Adıyaman’a gerçek bahar gelene kadar buradayım. Hemşerilerimin yanındayım.
Adıyamanı beraber yeniden inşaa edeceğiz. Üşüyeceğiz belki. Yorulacağız belki, ama asla bu şehri terk etmeyeceğiz.
Neden burda olmalıyız ?
Çünkü klasik devlet refleksiyle sorunları etkin ve verimli çözemeyiz.
Sorunlar masadan değil ancak sahadan tespit edilebiliyor ve çözülebiliyor. Onun için burada olmalıyız. Sahada olmalıyız.
Ortak sorunlardan en elzem olanların belirlenmesi ve bu belirlenen ortak sorunların çözümünde vatandaş ile bürokrasi arasında köprü vazifesi yapmalıyız. Onun için burda olmalıyız.
Hızlı ve etkin çözüm için vatandaşla empati içerisinde olmalıyız. Empati yapabilmek onunla aynı havayı teneffüs etmekle mümkün. Onun için burada sahada kalma kararı aldık.
Rabbim hayr eylesin.
Ve bizleri aziz milletimize layık kılsın.