Depremde zarar gören vatandaşlar için hukuki süreç... İdari yargıda haklar nasıl aranmalı?

Depremde zarar gören vatandaşlar için hukuki süreç... İdari yargıda haklar nasıl aranmalı?

Depremde zarar gören vatandaşlar için hukuki süreç... İdari yargıda haklar nasıl aranmalı?
GÜNDEM 16.05.2023 09:43:00 118 0

Avukat Arabulucu N. Gökçe Ertan, özellikle şubat ayında meydana gelen deprem sonrasında sıkça sorulan sorulardan biri olan; “Konut ve işyeri zarar görmesi halinde idarenin sorumluluğuna gidilebilir mi, başvurulacak hukuki yollar nelerdir?” sorusuna açıklık getirdi.

İSTANBUL (İGFA) - Avukat Arabulucu N. Gökçe Ertan, şubat ayında ülkemizde yaşanan ve toplamda 11 ili etkileyen depremin ardından oluşan maddi ve manevi zarar gören vatandaşlarımızın idari yargıda haklarını araması gerektiğini ve dava açmaları gerektiği konusunda uyardı.

Avukat Arabulucu Ertan, “Şubat ayında ülkemizde meydana gelen deprem sonrasında maddi veya manevi açıdan zarar gören vatandaşlarımızın idari yargıda haklarını araması gerekiyor.” diyerek, dava açmadan önce yapılması gereken maddeleri de depremzede vatandaşlarımız için açıkladı.

 Ertan, “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde “İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhâlde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi hâlinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir hükmü yer almaktadır.” dedi.

Vatandaşların kendi hakları konusunda daha dikkatli ve araştırmacı olması gerektiği uyarısında bulunan Ertan, konuyla ilgili şunları kaydetti:

“İdarenin deprem durumunda sorumlu tutulabileceği tüm faaliyetleri idari eylem olarak nitelendirilmektedir. Gerekli önlemleri almamak şeklindeki sorumlulukta olumsuz/ihmali eylem söz konusu iken yürüttüğü hizmette kusur olması da idari eylem olarak nitelenir. Bu nedenle yapılacak başvurunun bu eylemin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde belediye, valilik, İçişleri Bakanlığı ve ilgili olabilecek bakanlıklara yapılması gerekir. İdari yargıyı diğer yargı kollarından ayıran önemli bir özellik de yazılı yargılama yapılması ve bu nedenle ispat araçlarının farklılaşmasıdır. İdari yargıda hâkimin aktif konumu (re’sen tahkik) ilkesi geçerli olduğundan hâkim tarafların iddialarını ispat araçları ile yetinmek zorunda olmamakla birlikte, tanık dinleme gibi olanaklara sahip olunmadığından konuyla ilgili yazılı delillerden yararlanabilecektir.”

 


Haber Kaynak : igf

İlginizi Çekebilir

2025 'Aile Yılı' ilan edildi

Türk Diyanet Vakıf-Sen'den Banka Promosyon İhalesi Hakkında basın açıklaması

Gazeteci Özke, Çukurova Üniversitesi’nin konuğu oluyor

Ali Erbaş'ın sözleri çarpıtıldı... Açıklama İletişim'den geldi

Ürdün Dışişleri Bakanı Ankara'da

İstanbul'da toplu taşıma zammı reddedildi! Zam oranı yeniden incelenecek

Konya Selçuklu'da 'temiz çevre' bilinci

MEB'den 'Teknoloji Yolculuğu'

Batman'da ilkokul öğrencilerine değerler eğitimi

Marmara Denizi için Kocaeli, İstanbul’da ses getirdi

Kocaeli İtfaiyesi'nden 11 bin 980 olaya müdahale

Yılın ilk 'Kabine'si toplanıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terörsüz Türkiye hedefine mutlaka ulaşacağız

SGK'ya yönelik düzenlemeler bu hafta TBMM'de

Balon balığıyla mücadele sürüyor