Anaç, hükümetin politikalarını sert sözlerle eleştirerek, yerli tütün üretiminin emperyalist firmaların tekeline bırakıldığını ve çiftçinin alın terinin sömürüldüğünü ifade etti.
Özellikle Adıyaman’ın Çelikhan ilçesinde tütünün ana geçim kaynağı olduğunu belirten Anaç, “Bu halk üretmek istiyor, emeğiyle geçinmek istiyor. Ama bu ülkenin topraklarında, bu halkın emeğiyle oynanıyor. Tütün üreticisi kaçakçı değil, suçlu değil; bu ülkenin alın teridir, onurudur,” dedi.
Anaç, 2008 yılında TEKEL’in sigara bölümünün British American Tobacco adlı çok uluslu bir firmaya devredilmesiyle birlikte tütün üreticisinin kaderinin değiştiğini savundu. “O günden sonra yerli tütün üretimi esaret altına alındı. Çiftçi artık kendi geleceği için değil, emperyalist firmaların kasasını doldurmak için çalışıyor,” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, tütün üreticilerine uygulanan yüksek vergiler ve satış sınırlamaları da eleştirildi. “Üretimi serbest olan bir ürünün satışı yasaklanabilir mi? Bu nasıl bir çelişki?” diyen Anaç, kargo yoluyla tütün gönderen üreticilere ceza kesilmesinin “sorun çözmek değil, üreticiyi sindirmek” olduğunu öne sürdü.
Anaç, Adıyaman’daki AKP milletvekillerine ve diğer siyasi figürlere de çağrıda bulundu:
Tütün gibi stratejik bir ürün neden yabancı şirketlerin tekeline terk edildi?
Üreticinin üzerindeki vergi yükü neden hafifletilmiyor?
Tütüne alternatif ürünler konusunda neden somut adımlar atılmıyor?
Üreticiye uygulanan baskılarla kimlere hizmet ediliyor?
DEVA Partisi olarak her zaman emeğin ve üreticinin yanında olacaklarını belirten Mehmet Anaç, “Artık yeter! Tütün üreticisinin sesi duyulmalı, hakkı teslim edilmelidir,” diyerek sözlerini sonlandırdı.
