Küresel çapta en büyük sorunların başında gelen iklim kriziyle mücadelede kurumlar kadar bireylerin de yapması gerekenler olduğuna dikkat çeken uzmanlar, yapılabilecekler konusunda tavsiyelerde bulunuyor.
Yaşam biçiminde yapılacak ufak değişikliklerle yola çıkılabileceğini belirten uzmanlar, ulaşım yöntemlerini değiştirerek yürümeyi, bisiklete binmeyi, toplu ulaşımı kullanmayı, yerel pazarlardan alışveriş yapmayı, gıda israfını önlemeyi tavsiye ediyor.
SEZGİN AKKOYUN
İSTANBUL UHA- Üsküdar Üniversitesi Çevre Ahlakı Forumu Direktörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir, iklim krizi ile mücadele etmenin yöntemlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Sera gazı emisyonlarını azaltmak için hemen harekete geçilmezse iklim değişikliğinin yol açacağı en kötü senaryoların önüne geçilemeyeceğini belirten Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Dünya şu anda sanayi öncesi dönemden 1,2°C daha sıcak ve bir derecenin her parçası önemlidir. Araştırmalar, 2°C'lik küresel ısınma ile birlikte daha yoğun kuraklıklara ve daha yıkıcı sellere, daha fazla orman yangınına ve daha fazla fırtınaya sahip olacağımızı gösteriyor.” uyarısında bulundu.
Narin gezegenimiz pamuk ipliğine bağlı
Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres'in son BM Taraflar İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP26) söylediği gibi, ‘Narin gezegenimiz pamuk ipliğine bağlı. Hala iklim felaketinin kapısını çalıyoruz. Acil durum moduna geçme zamanı, yoksa net sıfıra ulaşma şansımız sıfır olacak.’ Durum iç karartıcı olabilir. Fakat iyi haber şu ki bu hikayeyi değiştirmek için bireyler olarak yapabileceğimiz halen daha çok şey var.” dedi.
Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz
İklim acil durumunun hepimizden bir eylem beklediğini kaydeden Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “UNEP İklim Değişikliği Koordinatörü Niklas Hagelberg göre ‘2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmamız gerekiyor ve herkesin bu hedefte bir rolü var.’ Biz bireyler olarak tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeli ve bizi temsil edenlere işverenlerimize, politikacılarımıza hızla düşük karbonlu bir dünyaya geçmeleri için baskı yapmalıyız." diye konuştu.
İklim çözümünün bir parçası olmanın 10 yolu:
Prof. Dr. İbrahim Özdemir, iklim kriziyle mücadele etmede yapılması gereken 10 yöntemle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
1.Sorunu duyurun: Arkadaşlarınızı, ailenizi ve iş arkadaşlarınızı karbon kirliliğini azaltmaya teşvik edin. 1 milyar insana pratik adımlar atması için ilham vermeyi ve liderlerini iklim konusunda daha cesur davranmaya davet etmeyi amaçlayan “Count Us In” gibi küresel bir harekete katılın. Platformun organizatörleri, 1 milyar insan harekete geçerse, küresel karbon emisyonlarını yüzde 20'ye kadar azaltabileceklerini söylüyor. BM'nin iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konulu #ActNow kampanyasına kaydolabilir ve bu kritik küresel tartışmayı fikirlerinizle destek verebilirsiniz.
2.Siyasi baskıyı sürdürmeye devam edin: Emisyonları ve karbon kirliliğini azaltma çabalarını desteklemek için yerel politikacılar ve işletmeler için lobi yapın. Count Us In bunun nasıl yapılacağına dair bazı kullanışlı ipuçları bulunmaktadır. Önem verdiğiniz bir çevresel sorun seçin, belirli bir değişiklik talebine karar verin ve ardından yerel temsilcinizle bir toplantı ayarlamaya çalışın. Korkutucu görünebilir ama fikirleriniz duyulmalı. İnsanlık iklim acil durumuyla mücadelede başarılı olacaksa, politikacılar çözümün bir parçası olmalıdır. Baskıya devam etmek hepimizin elinde.
3.Ulaşımınızı değiştirin: Ulaşım, tüm sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor ve dünya genelinde birçok hükümet, seyahati karbondan arındırmak için politikalar uyguluyor. Sizler de bir başlangıç yapabilirsiniz: Arabanızı evde bırakın ve mümkün olduğunca yürüyün veya bisiklet kullanın. Mesafeler çok fazla ise toplu taşıma araçlarını tercih edin tercihen elektrikli seçenekleri. Araba kullanmak zorundaysanız, yolda daha az araba olması için başkalarıyla arabanızı paylaşmayı teklif edin. Çizginin dışına çıkın ve bir elektrikli araba satın alın. Yaptığınız uzun mesafeli uçuşların sayısını azaltın.
4.Güç kullanımınızı kontrol altında tutun: Yapabiliyorsanız, sıfır karbonlu veya yenilenebilir bir enerji sağlayıcısına geçin. Çatınıza güneş panelleri kurun. Daha verimli olun: Mümkünse ısıtmanızı bir veya iki derece azaltın. Aletleri ve ışıkları kullanmadığınız zamanlarda kapatın ve daha güzeli en başta en verimli ürünleri satın alın (ipucu: bu size para kazandıracak!). Çatı katınızı veya çatınızı yalıtın. Bu sayede kışın daha sıcak, yazın daha serin olacak ve biraz da tasarruf edeceksiniz.
5.Diyetinizi gözden geçirin: Daha fazla bitki bazlı yemek yiyin. Vücudunuz ve gezegen size teşekkür edecek. Bugün, dünyadaki tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 60'ı hayvan otlatmak için kullanılıyor ve birçok ülkede insanlar sağlıklı olandan daha fazla hayvan kaynaklı gıda tüketiyor. Bitki açısından zengin diyetler, kalp hastalığı, felç, diyabet ve kanser gibi kronik hastalıkları azaltmaya yardımcı olmaktadır.
6.Yerel yerlerden alışveriş yapın ve sürdürülebilir ürünler satın alın: Yiyeceklerinizin karbon ayak izini azaltmak için yerel ve mevsimlik yiyecekler satın alın. Bu sayede bölgenizdeki küçük işletmelere ve çiftliklere yardım edecek, nakliye ve soğuk zincir depolama ile ilgili fosil yakıt emisyonlarının azalmasına katkıda bulunacaksınız. Sürdürülebilir tarım, geleneksel tarıma göre yüzde 56'ya kadar daha az enerji kullanır, yüzde 64 daha az emisyon oluşturur ve daha yüksek düzeyde biyolojik çeşitlilik sağlar. Bir adım daha ileri gidin ve kendi meyve, sebze ve bitkilerinizi yetiştirmeyi deneyin. Yetiştirdiğiniz bitkileri bahçeye, balkona ve hatta pencere pervazına dikebilirsiniz. Komşularınızı dahil etmek için mahallenizde bir topluluk bahçesi kurun.
7.Gıdaları israf etmeyin: Üretilen tüm gıdaların üçte biri ya kayboluyor ya da israf ediliyor.
UNEP'in Gıda İsrafı İndeksi 2021 Raporuna göre, insanlar küresel olarak her yıl 1 milyar ton gıdayı israf ediyor ve bu da küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 8-10'una tekabül ediyor. Sadece ihtiyacınız olanı satın alarak israftan kaçının. Satın aldığınız gıdaların yenilebilen her kısmından yararlanın. Pirinci ve diğer temel gıdaları pişirmeden önce porsiyon boyutlarını ölçün, yiyecekleri doğru bir şekilde saklayın (varsa dondurucu kullanın), artıklar konusunda yaratıcı olun, arkadaşlarınızla ve komşularınızla fazlalıkları paylaşın ve yerel bir yiyecek paylaşım planına katkıda bulunun. Yenmeyen kalıntılardan kompost yapın ve bahçenizi gübrelemek için kullanın. Kompostlama, çevresel etkileri azaltırken organik atıkları yönetmek için en iyi seçeneklerden biridir.
8.İklim yanlısı giyinin: Moda endüstrisi, küresel karbon emisyonlarının yüzde 8-10'unu oluşturuyor. Tüm uluslararası uçuşlar ve deniz taşımacılığının toplamından daha fazla ve "hızlı moda", kıyafetlerin hızla çöplüklere atılmasına sebebiyet veren, kullanılıp atılan bir kültür yarattı. Fakat bizler bunu değiştirebiliriz. Daha az yeni kıyafet satın alın ve daha uzun süre giyin. Sadece bir kez giyilecek yeni ürünler satın almak yerine, özel günler için sürdürülebilir etiketler arayın ve kiralama hizmetlerini kullanın. Önceden sevdiğiniz kıyafetleri geri dönüştürün ve gerektiğinde onarın.
9.Ağaç dikin: Her yıl yaklaşık 12 milyon hektar orman yok oluyor ve bu ormansızlaşma, tarım ve diğer arazi kullanımı değişiklikleriyle birlikte küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 25'inden sorumludur. Hepimiz, bireysel veya toplu olarak ağaç dikerek bu eğilimi tersine çevirmede rol oynayabiliriz. Örneğin Plant-for-the- Planet girişimi, insanların dünya çapında ağaç dikimine sponsor olmalarına olanak tanır. Kara ve okyanusların bozulmasını durdurmak, biyolojik çeşitliliği korumak ve ekosistemleri yeniden inşa etmek için küresel bir girişim olan UN Decade on Ecosystem Restoration (BM Ekosistem Restorasyonu) kapsamında başka neler yapabileceğinizi görmek için bu UNEP kılavuzuna göz atın.
10.Gezegen dostu yatırımlara odaklanın: Bireyler ayrıca karbon kirliliğine sebep olan endüstrilere yatırım yapmayan finans kurumlarını seçerek tasarrufları ve yatırımları aracılığıyla değişimi teşvik edebilirler. Bu, piyasaya net bir mesaj gönderir ve hâlihazırda birçok finans kurumu daha etik yatırımlar sunarak, paranızı inandığınız amaçları desteklemek için kullanmanıza ve inanmadıklarınızdan kaçınmanıza olanak tanır. Finansal kurumunuza sorumlu bankacılık politikalarını sorabilir ve bağımsız araştırmalarda nasıl sıralandığını öğrenebilirsiniz.