Adnan Oktar operasyonunu yapan dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer, Adnan Oktar ile ilgili dikkat çeken bilgiler paylaştı.
Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturmada yeni gelişmeler yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Adnan Oktar, Ulviye Didem Ürer, Tarkan Yavaş ve Alev Babuna'nın da aralarında bulunduğu 13 şüpheli hakkında 1938 yıl 5'er aydan 2 bin 758 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istenen ve toplam 72 sanığın yer aldığı yeni bir iddianame hazırlandı.
Yeni iddianamede, örgüt üyesi bazı sanıkların İsrailli siyasetçilerle görüşmeler yaptıkları, bu kapsamda bir sanığın örgütü temsilen İsrail'e gidip siyasetçi Yehuda Glick ile görüştüğü bilgisine yer verildi.
Adnan Oktar operasyonunu yapan dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer ve tv100 Uzman Muhabiri Devrim Tosunoğlu, tv100 yayınına katılarak Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik soruşturmaya ilişkin detayları paylaşıp, Osman Kenan Çapoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Adnan Oktar operasyonunu yapan dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"(Size yönelik bir hamle bir girişim söz konusu oldu mu? Ya da olma ihtimali olabilir mi?)
Ben zamanında soruşturmayı yürüttüm, aktif olarak içinde oldum. Sonrasında da toplumda bir farkındalık oluşturmak için dilim döndüğünde anlatmaya çalışıyorum, tecrübelerimi paylaşmaya çalışıyorum. Bir insanın daha farkındalığını artırırsak bu örgütün ne kadar karanlık ve kötü bir örgüt olduğuna dair bir takım düşünceleri uyandırırsak o benim için artı değer, bunun için çabalıyorum.
(Hala finans kaynakları mı var onların?)
Tabi ki var. Örgütün finans kaynakları her zaman örgüt faaliyetteyken hepsi tamamı zaten Türkiye'de tutulmadı. Yurt dışında da ciddi bir bağlantıları ve insan kaynağı var bu örgütün.
Hala Adnan Oktar'a yurt dışından örgütle sadece yurt dışındaki yapılanmayla teması olup mektup gönderen insanlar var, para gönderen insanlar var. Adnan Oktar'ın mahkemede beyan ettiği aylık geliri 3 bin TL. Siz 3 bin TL aylık gelirle 40 günde 500 defa avukat görüşmesi yapamazsınız. 83 tane farklı farklı avukatlarla görüşemezsiniz bu gelirle. Demek ki hala bir para akışı var. Bu akış devam ediyor.
Bu örgütle ilgili hiçbir şey bilmiyoruz farz edelim. Bir istatistik okuyoruz, 45 işlem matematik bilen bir insan olmak yeterli. 83 tane avukat var. 500 saat görüşme var 20 tanesi erkek 63 tanesi kadın, kadınların yaş ortalaması 24. Bir cezaevinde tutuklu olan birinin avukat görüşme istatistikleri. Bu istatistiği okuyan, birazcık matematik bilgisine sahip biri buradaki hedefin kadın avukatlar, genç ve avukat olan kadınlar olduğunu anlar. Adnan Oktar hala bu karanlık örgütün eline genç kadınları düşürmek için elinden geleni yapıyor.
(Bu kadın avukatlar nasıl ikna olup bu görüşmeleri yapıyorlar?)
Sistem şöyle işliyor. Diyor ki ‘Yeni avukatlara mehdiyetle ilgili kitaplarımızı okutun’ özellikle dini istismar konusu her zaman var. Para var, şan şöhret ve ego var."
tv100 Uzman Muhabiri Devrim Tosunoğlu'un açıklamalarından satır başları ise şu şekilde:
"Mesajlar dökümü alındı, o dönemde teknik takip vardı, fiziki takip vardı. Onlar bir adım attıysa arkalarında polis vardı, biz biliyoruz soruşturmaların nasıl sürdüğünü. Bakıyorsunuz ki onu dijital ortama kaydırmışlar, mailler üzerinden yazışıyorlar, cezaevinden avukatlarla talimat gönderiyorlar. Bu işte etkin pişman olan ve örgütle ilgili çok önemli bilgi veren insanlar var, onların söylediklerinin yalan olduğunu söylemesi için avukatlar aracılığıyla bir bilgi aktarımı yapıyorlar. Ortak bir ifade hazırlamaya çalışıyorlar."
Kaynak Haber7