İşletmeler 'finansal farkındalık'da zayıf!

İşletmeler

İşletmeler 'finansal farkındalık'da zayıf!

Fark edilemeyen ama karlılıkta önemli ölçüde etki yaratan maliyetlerin tespit edilmesinin işletmelerin karlılığını arttıran gizli bir detay olarak ortaya çıkıyor.

İSTANBUL (İGFA) - Türkiye'de firmaların sürdürülebilir kazanç konusunda en büyük eksikliklerinin; muhasebe ve finansı birbirine karıştırmalarını aktaran Bikem İnce İnanç, herkesin zorunlu olarak bir muhasebecisi ve mali müşaviri bulununca, bu kişilerin muhasebe kayıtları tutulduğu için finansının da düzgün olduğunu zannettiğini söyledi. "Fakat finansla muhasebe birbirine çok yakın olmakla birlikte temelde birbirinden farklı iki dal" diyen İnanç, "Çok basit özetleyecek olursak, muhasebe bir işletmenin geçmişiyle ilgileniyor. Finans ise bir işletmenin geleceğiyle ilgili. Muhasebe tarafında bir işletmenin zaten olmuş bitmiş para ve para türevindeki her şeyi kayıt altına alınıyor. Fakat finans tarafında geçmişten gelen tecrübeler ve verilerin ışığında, gelecekte neler olabileceğine dair öngörülerde bulunarak, bu öngörülere ilişkin firmanın aksiyon planlarını belirlemek, gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak gibi hareket planları çıkartılıyor. Biz maalesef geleceği planlama ve bunda da nokta atışı işler planlayıp, bir takım sektörel ya da global ekonomik değişimlere hazırlıklı olamıyoruz çünkü finansı önemsemiyoruz" dedi.

‘FİNANSAL FARKINDALIK İŞLETMELERİN ÖMRÜNÜ UZATIYOR’

Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nin ardından Türkiye derecesi ile kazandığı Galatasaray Üniversitesi İktisat bölümünden mezun olup, özel sektörde finans alanında ilerlemeye başlayan Malogra Danışmanlık Kurucusu Bikem İnce İnanç, işletmelerin ömrünün finansal farkındalık ile uzayabileceğinin altını çizdi.

Fark edilemeyen ama karlılıkta önemli ölçüde etki yaratan maliyetlerin tespit edilmesinin uzun vadede işletmelerin karlılığını arttıran gizli bir detay olduğunu belirten İnanç, "Türkiye’deki finansal farkındalığın gelişmesinin firmaların sürdürülebilir şekilde büyümeleri için önemli bir husus olduğunu düşünüyorum. Bu alanda yapılan çalışmalara göre her yıl açılan işletmelerin yüzde 32’si ikinci yılı göremeden ilk 12 ay içerisinde, yüzde 85’i de ilk 5 yıl içerisinde kapanıyor. Kapanma nedenlerinin en başında yanlış finansal yönetim geliyor. Finansal yönetim çok farklı alanlara dokunan bütünsel bir yaklaşım aslında. Öngörüler ile ileri doğru hedeflemeler koymak ve bunlar gerçekleştikçe gerekli analizleri yapmak işletme için gereken yol haritasını çıkarıyor ortaya" diye konuştu.

Bu arada finansal yönetim konusunda çalışma yaparken tüm işletmelerin yararlanabilecekleri teşvik ve hibeleri bilmeleri ve bunları kullanmaları da oldukça önemli olduğunu kaydeden İnanç, "Bu destekler işletmeler için finansal büyüme süreçlerine destek veren en önemli unsurların başında geliyor. Karşılıksız şekilde işletme bünyesine sağlanan bu desteklerle karlılığınızı otomatikman iyileştirmek, giderlerinizi refinanse ederek tasarruf sağlamak ve kaynak artırımı ile kontrollü şekilde büyümek mümkün. Teşvikler konusunda hem yurt içinde hem de yurt dışında çok fazla fırsat ve imkân olduğunu da özellikle belirtmek isterim. Finansal yönetimi destekleyen diğer bir süreç ise ihracata yönelmek olacaktır. Bu noktada da işletmelerin; kıt kaynaklarını sonsuz ihtiyaçlarını karşılamak için kullanırken ‘bilimsel ihracata’ ağırlık vererek, bilinçli ve kontrollü şekilde yurt dışına adım atmalarını tavsiye ederim" diye konuştu.


Haber Kaynak : igf