İYİ Partili Türkoğlu, tutuklu gazetecileri TBMM gündemine taşıdı

İYİ Partili Türkoğlu, tutuklu gazetecileri TBMM gündemine taşıdı

İYİ Partili Türkoğlu, tutuklu gazetecileri TBMM gündemine taşıdı

İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Gazeteci Batuhan Çolak ve Süha Çardaklı’nın tutuklanmasından sonra Serkan Kafkas’ın da gözaltına alınmasını Meclis gündemine taşıdı.

ANKARA (İGFA) - İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, milliyetçi paylaşımlar yaptıkları için bu kardeşlerimiz üzerinden basına göz dağı verilmesine izin verilmeyeceğini söyledi.

Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Mahkum Haklarını İnceleme Alt Komisyonu’nda konuşan Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, “Tutuklu bulunan Süha Çardaklı, gözaltına alınmadan kısa bir süre önce ameliyat olmuş. Doktor raporuna göre böbreğine takılı olan stentin en geç 9 Ekim’de çıkarılması gerekiyor. Müracaatına rağmen stent çıkarılmıyor ve böbreğinin iltihaplanma ihtimali dahi hiçe sayılıyor. Bu insanlık dışı bir uygulamadır” dedi.

Türkoğlu konuşmasında, Ajans Muhbir'in yöneticisi Süha Çardaklı'nın da aralarında bulunduğu 27 kişi, 21 Eylül'de "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme", "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamalarıyla gözaltına alındığını anımsatarak, iki gün önce de aynı soruşturma kapsamında Muhbir editörü Serkan Kafkas da gözaltına alındığını hatırlattı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube'ye götürülen Kafkas’ın da Çardaklı gibi haksız yere tutuklanması beklendiğini ifade eden Türkoğlu, "Hatırlarsanız ben aynı kapsamda tutuklanan Gazeteci Batuhan Çolak’ı, yatmakta olduğu Sincan Cezaevinde ziyaret etmiştim. Saçlarının kazıtıldığını ve küçük düşürme, itibarsızlaştırma gibi hukuksuz işlemlere maruz kaldığını da yeniden anımsatmış olayım" diyerek, asıl hukuki skandal, savcılık Süha ve Serkan'ın yöneticisi olduğu Ajans Muhbir'in girdiği haberlerin yalan olduğunu İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi adlı twitter hesabının paylaşımlarını örnek göstererek yalan olduğunu iddia etmesi olduğunu söyledi.

"Neyin doğru neyin yanlış olduğu İletişim Başkanlığı'nın keyfiyetine mi bırakılmıştır?" diyen Türkoğlu, "Aynı İletişim Başkanlığının benim bizzat gidip elimi kolumu sallayarak girişi çıkış yaptığım İran sınırındaki tespitlerimi de yalanlamıştı. Ben de bizzat belgeli kanıtlarla yalanlarını yüzlerine vurmuştum. Bu olayda da adliyeye veya kolluğa intikal etmiş olayların haberleştirildiğini görüyoruz. O halde İletişim Başkanlığının yayınladığını hangi gerekçeyle "doğru" kabul edeceğiz. Bu kurumu kim nasıl denetliyor, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, gücünü hangi yasa ve kanundan alıyor, hangi esaslara göre çalışıyor. Neyin doğru olduğuna mahkemelerin değil, kamu otoritesinin karar vermesi hukuk devletinde kabul edilebilecek bir durum değildir" dedi.

Tutuklu gazeteciler konusunun komisyonun yakından izlemeye alması ve yerinde tespit ve muhtemel hak ihlallerine müdahalelerde bulunması gereken bir konu olduğnu belirten Türkoğlu, "Başkanlığımız nezdinde belirlenecek bir heyetle cezaevi ziyaretlerinin yapılmasını ve söz konusu davaların da heyet halinde takip edilmesini öneriyorum" çağrısında bulundu.


Haber Kaynak : igf