Seçim buluşmalarına start veren Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli Sivas'ta gerçekleşen mitinginde halka hitap etti.
Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli, Sivas'ta düzenlenen "2023'e Doğru: Aday Belli, Karar Net" mitinginde açıklamalarda bulundu. Bahçeli, 2023'ü işaret ederek, "Adayımız belli kararımız nettir. Hedefimiz Sayın Erdoğan'ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesidir" ifadelerini kullandı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde;
''Türkiye sevdasıyla yanıp tutuşan bütün kardeşlerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Coşkunuza şahit olmaktan bahtiyarlık duyuyorum. Heyecanınız güven aşılıyor, duruşunuz gücümüze güç katıyor. Allah nazarlardan saklasın, Sivas Cumhuriyet Meydanı tıpkı bir gelincik tarlasını andırıyor.
“2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı bugünkü toplantımıza katılan Sivaslı kardeşlerimizin yanı sıra, Amasyalı kardeşlerimize, Tokatlı kardeşlerimize, Çorumlu kardeşlerimize, Yozgatlı kardeşlerimize hoş geldiniz diyorum.
Bir oldunuz, diri oldunuz, hep birlikte cumhurun eğilmeyen başı, bükülmeyen kolu, kesilmeyen nefesi oldunuz.
Nitekim birlikten güç doğacağını gösterdiniz.
Bu meydana teşrif eden siz muhterem kardeşlerimi, ekranları vasıtasıyla bizleri izleyen milletimin her güzel insanını hürmet ve muhabbetle kucaklıyorum.
Açık hava toplantımızın düzen, tertip ve temininde emeği geçen teşkilatlarımızın değerli mensuplarına özellikle teşekkür ediyorum.
Gözü olup görmeyene, kulağı olup duymayana, dili olup söylemeyene, kalbi olup çarpmayana Sivas Cumhuriyet Meydanı’ndan yükselen ses “ayaktayım ve buradayım” diyor.
Çağrımıza kulak verip bizimle aynı hedefe kilitlenmiş yiğidolarla iftihar ediyorum.
Allah sizlerden ayrı ayrı razı olsun diyorum.
2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin ilk açık hava toplantısını Sivas’ta yapıyor, kampanya dönemini buradan başlatıyoruz.
4 Eylül 1919’da Cumhuriyet’e giden yolun ilk adımı nasıl bu vilayetimizde atılmışsa, biz de benzer bir adımı atıyor, bu defa da Cumhuriyet’in yüzüncü yıl dönümüne doğru yürüyoruz.
Yürüdükçe korkakları ürkütüyoruz, yürüdükçe hainleri titretiyoruz.
Arkamızda Cumhuriyet’in asırlık birikimi, yanımızda cumhurun bıçkın iradesi, önümüzde şehitlerimizin kahramanlığı, üzerimizde Cenab-ı Allah’ın eşsiz himayesi, gönlümüzde kardeşliğin emsalsiz hikmeti, gecemiz Türkiye, gündüzümüz Türkiye, güvencemiz ise büyük Türk milleti.
Tam 103 yıl önce bugün toplanan ve Milli Mücadele’nin yol haritasını çizen Sivas Kongresi ruhuyla Cumhuriyet’imizin yüzüncü yıl dönümüne ulaşmanın azmindeyiz.
Milli Mücadele kahramanları dün başarmıştı, aynı şuurla, aynı izlerden giderek biz de başaracağız.
Hiç kimse fıtrat değişti zannetmesin, damarlarımızda akan kan yine o kandır.
Rahmet ve saygıyla andığım, Sivas’ın bağrından yetişmiş halk ozanımız Merhum Aşık Veysel ne diyordu:
“Anlatamam derdimi dertsiz insana, dert çekmeyen dert kıymetin bilemez.”
Hamd olsun derdimiz dermansız değildir.
Derdi veren Allah şifasını da verecektir.
Fakat bizim derdimiz, dert ettiğimiz meseleler başkadır.
Derdimiz Türkiye’nin istikbalidir.
Derdimiz milli bekamız ve egemenlik haklarımızdır.
Derdimiz devletin ve milletin istiklal haysiyetinin müdafaasıdır.
Dikkat ediniz, 103 yıl önce Türk milletine kefen biçenlerin kalıntıları farklı kılık ve maskelerle tekrar karşımızdadır.
Mandacılar bir kez daha harekete geçmişlerdir.
Yabancıların esaretine ve emir erliğine heves eden devşirmeler yeniden seferber olmuşlardır.
Zaman değişse de oyun aynıdır, senaryo aynıdır, alçaklığın şeklinde ve şemasında değişiklik görülmemiştir.
Zalimler ve işbirlikçileri, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanına engel olamadılar.
Bağımsızlık ve hürriyet davamıza kan doğrayamadılar.
Samsun’dan Amasya’ya, Erzurum’dan Sivas’a, Ankara’dan Sakarya’ya, Afyonkarahisar’dan İzmir’e kadar binbir felaketi göğüsleyen, çilelerin gövdesinden nur topu gibi doğan vatan ve millet sevgisine zarar veremediler.
Ne yapsalar boştu, zira bağımsızlık Türk milletinin kaderiydi, kavliydi.
Geçmişten ders almamış olacaklar ki yeniden şanslarını deniyorlar.
Üstelik taşeron olarak tanıdık isimleri kullanıyorlar.
Asıl manasından koparılmış demokrasi, hukuk ve özgürlük kavramlarıyla toplumsal huzur ve güvenliğimizi kurcalıyorlar.
Yetmiyor, milli birliğimizi ve kardeşliğimizi kundaklıyorlar.
1923’ün rövanşını 2023’te almak için tuzak kuruyorlar.
103 yıl evvel Sivas Kongresi’ni dağıtmak için kumpas kuranların mirasçıları kaos çıksın diye çırpınıyor.
Ne var ki Hafik’in pehlivanlığını unutuyorlar.
Gemerek’in ve Koyulhisar’ın gür sesini hafife alıyorlar.
Divriğin demir nefesini göremiyorlar.
Zara’nın dostluk çemberini, Kangal’ın cesaretini anlamıyorlar.
Bahçesi bağıyla Suşehri’ni, aşık yatağı Şarkışla’yı, ünüyle nam salmış Gürün’ü, Kelkit Vadisi’yle kenetlenmiş Akıncılar’ı, tarihi derinliğiyle Altınyayla’yı tanımıyorlar.
Doğanşar’ın sevdasını, Gölova’nın seslenişini, İmranlı’nın dik duruşunu, Ulaş’ın kartal bakışını, Yıldızeli’nin kaynaşan sularını yok sayıyorlar.
Ancak Sivas nankörlerle hesaplaşmak için gün sayıyor.
Yalan ve iftirayı meslek edinmiş siyasi çürümüşlere haddini bildirmek için sabrediyor.
Şimdi sizlere soruyorum, cevabınızı çok yüksek sesle duymak istiyorum:
2023 yılına hazır mısınız? (EVET)
Zilleti, bu aziz millete reva görenlerle mücadeleye var mısınız? (EVET)
Türkiye’nin önünü kesmek için ittifak içinde olan altılı masaya hesap soracak mısınız? (EVET)
Söz veriyor musunuz? (EVET)
Size yakışan da budur.
Bu evetler zalimlere, zillete düşenlere müessir bir tokattır.
Fazla söze gerek yok, Sivas’ın haykırışı her şeye bedeldir.
İradeniz çok şükür önümüzü aydınlatıyor, şevkimizi artırıyor.
2023 yılında adayımız belli, kararımız nettir.
1,5 yıldır kararsızlık içinde kıvrananlar varsın masalara yüz sürsünler.
Varsın birbirlerine kazık atıp dursunlar.
Kimin aday olacağını belirlemek için Türkiye düşmanlarından icazet arayışına koyulsunlar.
Biz ne yapacağımızı biliyoruz.
Ne söyleyeceğimizin bilincindeyiz.
Milletimize nasıl bir gelecek vaat ettiğimiz apaçık ortada.
Gizleyecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yok.
Utanacağımız, sıkılacağımız hiçbir ilişki ağımız da yok.
Çünkü biz haktan yanayız, halktan yanayız, hakikatten tarafız, Sivas’ın, Amasya’nın Çorum’un, Tokat’ın, Yozgat’ın yanındayız.
Çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın.
Zillete tevessül etmedik ki istikametimiz şaşsın.
Namerde el açmadık ki yüzümüz kızarsın.
İhanete tamam demedik ki yükümüz ağırlaşsın.
Nasıl görünüyorsak oyuz.
Ne demişsek onun ardındayız.
Türkiye düşmanlarıyla düşüp kalkanlar bizimle olamaz.
Terör örgütleriyle iç içe olanlar bizimle aşık atamaz.
Türk ve İslam değerlerine şaşı bakanlar bizim yanımıza bile yaklaşamaz.
Sivas’ın ufkunu kapatmanın peşinde olanlarla hesabımız var.
Amasya’nın karşısında olanlarla hesabımız var.
Tokat’ın umudunu kırmanın arayışında olanlarla hesabımız var.
Çorum’un huzurunu bozmanın planını yapanlarla hesabımız var.
Yozgat’ın hususiyetiyle oynamanın çetelesini tutanlarla hesabımız var.
Türk milletine yan bakanlarla iki cihanda da görülecek hesabımız olacak.
Sivas’ın ve aziz milletimizin büyük değeri Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi; “Bin kez kırdılar dallarımızı bin kez budadılar. Yine çiçekteyiz işte, yine meyvedeyiz.”
Yine Pir Sultan Abdal’ın söylediği üzere, yola çıkarken yürek heybemizi omuzumuza aldık. Bir gözüne ikrarı, bir gözüne de asaleti koyduk.
Devlet gücümüz, millet övüncümüz, vatan namusumuz, bayrak şerefimiz, ezan susmayacak mukaddesat çağrımızdır.
Cumhur İttifakı muzaffer geçmişimizi müstakbel ve müstesna bir geleceğe taşımanın ileri atılan bayraktarıdır.
Bayraktar bayrağa, türbedar türbeye, haznedar hazineye sahip çıkacak, Allah’ın izniyle Türkiye batmayacaktır.
Merhum vatan şairimiz Akif ne güzel de söylemiş:
“Batmazdı bu devlet, batacaktır demeyeydik.
Batmazdı, hayır, batmadı, hem batmayacaktır.”
Milletin felahı, ferahı, fecri, refahı ve fenalıkların defi için geceyi gündüze katan aklıselim, kalbiselim Cumhur İttifakı oldukça Türkiye’nin batışını görmek ebediyete kadar muhal bir hayal kalacaktır.
Bu nedenle bütün yollar 2023 seçimlerine açılmaktadır.
Kararınız kaderinizi, iradeniz istikbalinizi tayin edecektir.
Vakit yaklaşmaktadır, çember daralmaktadır.
Bizim adayımız belli, kararımız nettir.
Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Hedefimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM’de milletvekili sayısı ve siyasal destek itibariyle çok güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi grubunun ve Cumhur İttifakı’nın tecelli etmesidir.
Gayemiz budur, gayretimiz buna yöneliktir.
Soruyorum;
Buna var mısınız? (EVET)
Bize destek olacak mısınız? (EVET)
Üç hilalin yanında mısınız? (EVET)
Beraber miyiz? Birlikte miyiz? Bizimle misiniz? (EVET)
Allah sizleri var etsin diyorum.
İşte bu evetler 103 yıl önceki Sivas Kongresi’nin gür ve güçlü seslenişidir.
İşte bu evetler 100 yıl önce Birinci Dünya Savaşı’na fiilen son veren büyük zaferimizin muzaffer selamıdır.
Biz de selamı olduk, mücadeleye koyulduk, Allah şahittir ki başarmaya yemin ettik.
Fikriyatımızı ve siyasetimizi denetim altında tutan sıkı bir Allah korkusuyla mücadelemizi sürdürüyoruz.
Milletimize hizmet aşkıyla yoğruluyoruz.
Biz bu ülkeyi karşılıksız seviyoruz.
Bedeli şehit kanlarıyla ödenmiş bu cennet vatanı canımızdan aziz biliyoruz.
Ancak fitne durmuyor, düşman dinlenmiyor.
Yalancılar korosu, müfteriler koalisyonu, müfsitler oluşumu kara propagandaya bel bağlıyor, devamlı Türkiye’yi kötülüyor.
Bunların işi gücü densizliktir, düzeysizliktir, dedikodudur.
Ya cahillikten, ya gafillikten ya da hıyanetten dolayı kaskatı kesilmişlerdir.
Merhum Aşık Veysel demişti ki:
“Aldanma cahilin kuru lafına,
Kültürsüz insanın külü yalandır.
Hükmetse dünyanın her tarafına,
Arzusu, hedefi, yolu yalandır.”
Demem odur ki, zillet ittifakı yalandır, yıkımdır, yozlaşmadır.
Zillet ittifakı çürüktür, çarıktır, çarpıklığın daniskasıdır.
Samimiyetleri sahte, sevgileri sanal, sadakatleri samandır.
CHP’nin başındaki zat Türkiye’nin karşına geçen mihrak olup çıkmıştır.
İnsanlarımızı birbirine düşürmenin temelini kazmakla meşgul bir fırsatçıdır.
Gözünü hırs bürümüş, kalbi taşlaşmıştır.
Hiçbir lafı Türkiye’mizin lehine değildir.
Cumhurbaşkanı adaylığı için iradesini kiraya vermiştir.
Terörist Demirtaş ile Sorosçu Kavala’nın gönüllü avukatı olmuştur.
Ağzından PKK terör örgütüne tek bir kınama mesajı çıkmamıştır.
FETÖ’ye karşı hiçbir tepkisi duyulmamıştır.
Daha vahimi terörle mücadeleye partisiyle birlikte hayır demiştir.
Geçtiğimiz yıl TBMM’de görüşülen ve yurt dışına asker gönderilmesini esas alan tezkereye hayır diyen HDP’yle birlikte CHP ve Kılıçdaroğlu’dur.
Muhalefet dış işgal cephesinin ajanı ve gizli ajandası konumundadır.
Teslim olup süngü düşüren bu zihniyet PKK’ya evet, Türkiye’ye ve Türk milletine hayır diyecek kadar gayri milli bir çizgiye savrulmuştur.
Kılıçdaroğlu valileri, kaymakamları tehdit ediyor.
Kameralar eşliğinde kurumları basmaya kalkışıyor.
Vatandaşlarımıza borçlarını ödemeyin, otomobil almayın çağrısını dillendirerek iç isyana oynuyor.
Ülkemizde can ve mal güvenliği olmadığını iddia ederek yatırım yapılmamasını istiyor.
Bu Kılıçdaroğlu emperyalizmin kılıcını sallıyor.
Bu Kılıçdaroğlu erdemsizliğin uçurum dibinde dolaşıyor.
Ne tuhaf ki, diğer zillet ortaklarından hiçbir itiraz duyulmuyor.
Medya üzerinden, kapalı kapılar ardından, dolaylı yollardan Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına soğuk mesajlar vermenin dışında bir şey yapmıyorlar.
Altılı ganyanın beş parti başkanı Kılıçdaroğlu’nu mutlaka sorgulamalıdır.
“Bizim adımıza niye konuşuyorsun” demek zorundadırlar.
Bostan korkuluğu olmadıklarını göstermeleri lazımdır.
“Konu mankeni değiliz” çıkışını yapmaları kendi hayırlarınadır.
Sivas’tan soruyorum;
Altı kez toplanmalarına rağmen Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşamayan bir siyasi curcunanın Türkiye’ye en küçük hizmeti dokunabilir mi?
Böylesi bir çarpıklık dünyanın neresinde görülmüştür?
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in haricinde, o da eskinin yeniden inşa çabasıdır, tek bir projeden, tek bir hedeften, sadra şifa tek bir iyileştirici hamleden bahsetmek mümkün müdür?
Zillet ittifakı akıl ve siyaset dağılması yaşıyor.
Siyasi felç geçiriyor.
Ne yapacaklarını bilmiyorlar.
Bilmedikleri için de öfke ve nefret siyasetini geçim kapısı görüyorlar.
Sözleri asılsız, kökleri belirsiz, hedefleri silik, niyetleri kötülüktür.
Sorarım sizlere;
Bu zillet ittifakına umut bağlanır mı? (HAYIR)
Bu zillet ittifakına Türkiye emanet edilir mi? (HAYIR)
Bu zillet ittifakına tamam denilir mi? (HAYIR)
Ekonomiden şikayet ediyorlar.
Battık, bittik, iflas ettik masalıyla avunuyorlar.
Açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten dert yanıyorlar.
Fakat Türkiye ekonomisinin büyüdüğünü itiraf edemiyorlar.
Enflasyonla ve hayat pahalılığıyla kıyasıya mücadeleyi ifade edemiyorlar.
Dünya enerji kriziyle boğuşurken, Avrupa olağanüstü tedbirleri almışken, Türkiye’nin dengeli ve doğru politikalarla muhtemel sorunlardan en az etkilenen ülke olduğunu asla söyleyemiyorlar.
Çok şükür ne ışığımız sönecek, ne de ısımız düşecek.
Enflasyon canavarının başı mutlaka ezilecek.
Fiyat istikrarı eninde sonunda sağlanacak.
Bugün az yiyen, yarın inşallah çok yiyecek.
Bugün az kazanan, yarın inşallah çok kazanacak.
Gazi Mustafa Kemal Paşa ve mahiyetindeki Milli Mücadele kahramanları 29 Ağustos 1919’da Erzurum’dan Sivas’a hareket etmeden önce yol masraflarını nasıl karşılayacaklarını bilmiyorlardı.
Topladıkları bin 500 liranın büyük kısmını Erzurum Kongresi için harcamışlardı.
Lütfen dikkat buyurunuz, ceplerinde sadece 80 liraları vardı.
Ancak Erzurum’un fedakar evlatlarından birisi olan emekli Binbaşı Süleyman Efendi hazin gelişmeler karşısında açıkça şunları söylemiş ve unutulmayacak bir ahlak örneği sergileyerek şöyle bir teklifte bulunmuştu:
“Benim bugüne kadar biriktirdiğim 900 liram var.
Ben 60 yaşını geçmiş bir adamım.
Allah rızasından ve milletimin esenliğinden başka bir dileğim yoktur.
Bu parayı size veririm. Fakat bu parayı benim verdiğimi ne Paşa, ne de başka bir kimse bilmeyecek.”
Rahmetle andığım Süleyman Efendi’nin 900 lira parasıyla Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Erzurum’dan Sivas’a doğru yola koyulmuşlardı.
Bu vatanın kurutuluşu kolay olmadı.
Az yedik, acı çektik, dara düştük, ama bağımsızlığımızı düşürmedik.
Para yoktu, zaman oldu kazandık; ama vatan olmasaydı parayı ne yapacaktık? Servetimiz olsa neye yarayacaktı?
Kılıçdaroğlu çarpıcı bu milli gerçeklerden haberdar mı?
Sivas’tan Ankara’ya giderken Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları 20 yumurta, 1 okka peynir, 10 ekmeği ancak alabilmişlerdir.
Kılıçdaroğlu bunu hiç duydu mu?
Ne yapsalardı, paramız yok mazeretine sığınıp haysiyet ve hürriyet mücadelesinden geri mi dönselerdi?
Patates şu kadar oldu, soğan bu kadar oldu, ekmek şuraya çıktı diyerek teslim bayrağını mı çekselerdi?
Böyle bir alçalmaya çanak mı tutsalardı?
Tok esirler olarak yaşamayı mı seçselerdi?
Biz ne tok esirlerden olacağız, ne de aç hürlerden olacağız.
Biz siyasi, ekonomik ve diplomatik yükselişiyle süper güç Türkiye’ye milli birlik ve kardeşlik içinde mutlaka terfi edeceğiz.
Cumhur İttifakı bu muazzam ve muteber geleceğin müjdesidir.
Cumhur İttifakı dik baş, tok karın, mutlu yarının mimar başıdır.
Cumhur İttifakı tarlasındaki çiftçinin, tezgahındaki işçinin, dairesindeki memurun, dükkanındaki esnafın, yıllarca ülkesi için çalışmış emeklinin, gariplerin, mazlum gönüllerin, dul ve yetimlerin can beraberidir.
Bizde laf yok icraat vardır. Bizde yalan yok gerçek vardır.
Bizim için imkansız diye bir şey de yoktur.
Hayal edebildiğimiz her şey eninde sonunda gerçekleşecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi bu muazzez hedeflere vasıl olmak için canla başla çalışmaktadır.
Cumhur İttifakı Kızılelma seferberliğidir.
Cumhur İttifakı ya istiklal ya ölüm iradesinin mirasçısıdır.
Cumhur İttifakı’nın adayı belli, kararı nettir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı ve kurucu lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türk milletinin takdiri ve tercihiyle yeniden Cumhurbaşkanı seçilecektir.
Arzumuz, arayışımız ve mücadelemiz bu doğrultudadır.
Gazi Meclis’te de sizleri en iyi şekilde temsil edecek, yaraları saracak, verdiği sözleri tutacak ve milletvekili sayısını en fazla sayıya ulaştırmış bir Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığıyla Türkiye gücüne güç katacaktır.
Soruyorum sizlere, açık yüreklilikle cevabınızı istiyorum:
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a destek veriyor muyuz? (EVET)
Milliyetçi Hareket Partisi’ne evet diyor muyuz? (EVET)
Cumhur İttifakı’nı TBMM’de güçlendiriyor muyuz? (EVET)
Yeni bir anayasa için milletvekili sayımızı zirveye çıkarıyor muyuz? (EVET)
Hay maşallah, Allah eksikliğinizi göstermesin inşallah.
Bu evetler zilleti yerinden hoplatır.
Bu evetler Kılıçdaroğlu’nun uykularını kaçırır.
Bu evetler Türkiye düşmanlarının ayaklarını dolaştırır.
Türkiye bölgesel ve küresel sorunlara doğrudan müdahildir.
Nerede bir sorun varsa ülkemiz çözüm odaklı yaklşımıyla umut ve huzur adresi olmayı başarmaktadır.
Rusya-Ukrayna savaşında dengeli, temkinli ve uzlaştırıcı politikalarla dünyayı imrendiren, aynı şekilde kıskandıran Türkiye’dir.
Tahıl Koridoru Antlaşması’yla açlık ve yoksulluk içindeki milyonlara el uzatan Türkiye’dir.
Diplomaside gıpta edilecek başarılar yaşanmaktadır.
Türkiye aranan, beklenen, özlenen, izlenen, tavrı ve tutumu merak uyandıran ülke mertebesine çıkmıştır.
Libya’ya bakınız karışıklık içindedir.
Irak’a bakınız kargaşa içindedir.
Suriye’ye bakınız karanlık içindedir.
Avrupa’ya bakınız kriz içindedir.
Ege ve Doğu Akdeniz risk ve tehdit altındadır.
Balkanlar gergin, Afrika sıkıntılı, Asya cepheleşmiştir.
Türkiye dünya üzerinde istikrar anıtı gibi yükselmektedir.
Sınır ötesi ve sınır içi alanlar terör örgütünden köşe bucak temizlenmektedir.
Terör melaneti milli birlik ve dayanışma ruhunun marifetiyle son bulacaktır.
Türkiye’nin yarınları aydınlıktır.
Altılı masanın arka bahçesinde kurulan, sözde “Emek ve Özgürlük İttifakı” olarak isimlendirilen kukla sol ve bölücü ittifakın aydınlığımıza gölge düşürmesi söz konusu değildir.
İnanıyorum ki böylesi bir zillete en başta sizler izin vermeyeceksiniz.
Türk milleti biçilen kefeni yırtıp atacak dirayet ve kararlılıktadır.
Türkiye’yi geriye götürmeye hiç kimsenin gücü de yetmeyecektir.
2023 ve takip eden yıllar Türkiye’nin dev gibi ayağa kalkışına sahne olacaktır.
Bunu sağlayacak irade Cumhur İttifakı’dır.
Cumhur İttifakı, Karabağ’daki zaferdir.
Cumhur İttifakı, sınır ötesinde terörün başını ezen mücadeledir.
Cumhur İttifakı, Ege ve Doğu Akdeniz’de silah çeken ahlaksızlara milli duruş gösteren onurdur.
Cumhur İttifakı, Türkiye’ye sahip çıkan, Türk milletine hizmetkârlıkta sınır tanımayan inanmışlıktır.
Cumhur İttifakı vatandır, mukaddesattın zırhı, mukadderatın kilididir.
Bizim zillete düşürülecek bir ülkemiz yoktur.
Bizim inançlarımıza sövenlere tahammülümüz yoktur.
Bizim etnik ve mezhep bölücülüğü yapanlara hoşgörümüz yoktur.
Bizim çetelere, suç örgütlerine, emperyalizmin güdümüne girmiş muhalefet partilerine, satılmış aydınlara, çürük şarkıcılara, kokuşmuş sanatçılara, kiralık kalemlere, kursağından geçen bir lokmayı bu ülkeye borçlu olup da ihanet eden şeref yoksunlarına tavizimiz katiyen olmayacaktır.
Çağrımız, önce ülkem ve milletim diyen herkesedir.
Çağrımız, bu millet, bu vatan, bu bayrak benim diyen herkesedir.
Çağrımız, milli birlik ve huzurlu yarınlara ulaşmak isteyen herkesedir.
Çağrımız her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen herkesedir.
Herkes eşittir Türkiye’dir.
Paylaşılacak vatanım, vazgeçilecek insanım yok diyen her vatan evladıyla yolumuz birdir.
Biz birlikte Türkiye’yiz diyen herkes bu milletin özbeöz evladıdır.
Manda ve himaye tercihinde bulunanların çoğunlukta olmasına karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri 103 yıl önce Sivas’ta atıldı.
Bugün de Sivas Kongresi’nin ruhuyla, geçmişimizden aldığımız feyzle, 2023’ün ve müteakip yılların yüksek hedeflerini tayin ve tarif ediyoruz.
Soruyorum sizlere;
2023 yılında sandığa gidecek misiniz? (EVET)
Cumhurun muazzam iradesini gösterecek misiniz? (EVET)
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Milliyetçi Hareket Partisi’yle Cumhur İttifakı’na oy verecek misiniz? (EVET)
Sivas Kongresi’nin tebliğini zillet ittifakının kafasına vuracak mısınız? (EVET)
Hepinize müteşekkirim. Azınız çok, eksiğiniz tamam olsun inşallah.
Milli birlik ve kardeşliğimiz, milli hâkimiyet ve hükümranlık haklarımız sonsuza kadar var olsun diyorum.
Bugün biz konuştuk siz dinlediniz, 2023’te siz konuşun cihan dinlesin.
Alayınıza birden şükranlarımı sunuyorum.
Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun.
Sağlıcakla kalın, selametle kalın, sevgiyle ve saygıyla kalın.
Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.
Ne Mutlu Türküm Diyene.''