MHP lideri Bahçeli'den Filistin çağrısı: Soykırım trajedisi son bulmalı

MHP Lideri Devlet Bahçeli, yaklaşan Ramazan ayı öncesi Filistin için çağrıda bulundu. "Soykırım trajedisi artık son bulmalı" diyen Bahçeli, "Ramazan ayında ateşkes kararıyla yıkım son bulmalı" açıklamasında bulundu.

MHP lideri Bahçeli
SİYASET 4.03.2024 22:03:00 191 0

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı X üzerinden Ramazan ayına ilişkin açıklamalarda bulundu. 

MHP lideri Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Filistin'deki zulme dikkat çekerek Ramazan Ayı'nın barış ve huzur getirmesi çağrısında bulundu.

Bahçeli, Türkiye'nin diplomatik girişimlerinin önemini vurgulayarak, gerektiğinde Türkiye'nin tüm ihtimalleri masaya koyarak restini çekmesi gerektiğini ifade etti.

Ayrıca Bahçeli, Ramazan Ayı'nın bölgede kalıcı bir barışın sağlanması için müstesna bir fırsat olduğunu belirtti ve Türkiye'nin bu süreçte öncü rol oynaması gerektiğini vurguladı.

Bahçeli'nin açıklamalarında, insanlık ve adalet temelli bir çözüm çağrısı yapıldı ve Ramazan Ayı'nın huzur ve kardeşlik mevsimi olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Bahçeli, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

"Filistin halkı ve işgal atındaki yurt toprakları zulmün pençesinde, hunhar saldırı ve operasyonların odağındadır. Sayıları 30 bini aşan sivil ve masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. İnsani felaket hazmetme ve tahammül kapasitesini geçmiştir. İsrail, Filistinlilerin hayat ve varlık haklarına karadan ve havadan ölüm yağdırmaktadır. Haysiyet ve hürriyet gibi temel insan hakları yok sayılmaktadır. Soykırım trajedisi artık son bulmalıdır.

11 Mart 2024 tarihinden itibaren karşılayacağımız Mübarek Ramazan ayında, İsrail ile Filistin arasında ara çözüm değil, kalıcı ve kesin çözüm vasatı oluşturulmalıdır. 10 Mart 2024 tarihinde ilk sahurla birlikte hukuki, siyasi, insani, vicdani ve İslami ölçüler kapsamında muhkem “Barış Projesi” tezahür ve tedarik etmeli, Türkiye bu konuda öncü rol oynamalıdır. İslam alemi ilk sahura kalktığı anda barış havasının huzur ve güveniyle müşerref olmalıdır.

Ramazan ayında kırılgan ve geçici değil, mütekamil ve mütemadi ateşkes kararıyla birlikte onurlu barış ve uzlaşma iklimi ilk sahurdan iki devletli çözüme kadar kökleşerek vücut bulmalıdır. Türkiye ve tüm İslam ülkeleri ortak iradeyle kenetlenip; dökülen kanların durması, Gazze yıkımının sonlanması; aksi halde siyasi, ekonomik ve askeri her türlü insani müdahalenin devreye alınmasıyla ilgili tavır ve tutumu dünyaya ilan etmelidir.

Gazzeli mazlumlara havadan yapılan ve göstermelik olmasından başka bir manaya gelmeyen yardımların yerine, Ramazan ayı münasebetiyle temel insani ihtiyaçların temini hususunda elbette seferberlik ruhuyla harekete geçilmeli, petrol zengini ülkeler manevi sorumlukların vecibesiyle inisiyatif üstlenmelidir. Ramazan ayının bereketiyle Filistin halkının gözyaşları silinmelidir. Mescid-i Aksa’nın hüzün ve ıstırap devri kapanmalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın diyalog çabaları ve diplomatik temasları çok değerlidir. Sonuca ulaşması samimi dileğimizdir. Ancak gerekirse Türkiye her ihtimali masaya koyup restini çekmeli, bunun da siyasi eylemini planlayıp fedakarlık ve kahramanlık içinde icra etmelidir. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Boşa geçecek zaman kalmamıştır. Ramazan; barış, bereket, bolluk ve kardeşlik mevsimidir. Önümüzdeki Ramazan, barışın kurumsallaşıp kökleşmesi için müstesna ve muazzez bir fırsattır.

Şayet bu fırsat kaçarsa, bölgenin ve dünyanın bacasını ateş saracak, Türk milleti de bu tehdit ve tehlike karşısında tarafsız kalmayacaktır. Ahlaklı insan ve toplumun sorumluluk duygusu yüksektir. Sorumluluklarımızın şuurundayız, zulme karşıyız, mazlumun da yanındayız.

Eski dönemlerde var olan ve toplumsal hayatımızı çepeçevre kuşatan ahlaki safiyetin ve toplumsal duyarlılığın müteakip dönemlerde buharlaşıp bireyselleşmesi Kur’an-ı Kerim’in Cuma Suresi’nin 11’inci Ayetini çok daha haklı ve geçerli hale getirmektedir. Nitekim şahsi servetler yığılırken bir emr-i azim olan infak yoluyla paranın, hayır kanallarını zorlayarak, vahye uygun düşecek şekilde, yukarından aşağıya doğru toplum hayatına akmaması, hem sosyal, hem ekonomik, hem de siyasal çarpıklıklara neden olmaktadır.

Bu çarpıklığın önüne geçmek için kim zordaysa elinden tutalım, ekmeğimizi bölüşelim, hayır ve hasenatta yarışalım, şer ve şirret emeller karşısında tek yürek olalım. Zekat-fitre-sadakalarımızı ihtiyaç sahibi insanlarımıza muhakkak ulaştıralım. Diyorum ki, Allah bes, baki hevestir. Galip olan yalnızca Allah’tır. Zalimlerin ve zulümlerin akıbeti mahvı perişanlıktır.

Aziz milletimizin ve Türk-İslam aleminin Ramazan-ı Şerifi’ni bugünden kutluyor; Allah’tan insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını niyaz ediyor, tutacağımız oruçların ve yapacağımız duaların kabulünü diliyorum."

KAYNAK TÜRKGÜN


İlginizi Çekebilir

Milletvekili Alkayış: Bizim Yerimiz, Halkımızın Yanıdır!

İlhan Ocaklı, İçişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı

MHP Genel Başkan Yardımcısı Özdemir'den Sözcü ve Cumhuriyet gazetesine tepki

Adil Gelir Dağılımı Şart: Yeniden Refah'tan Hükümete Çağrı

Nemrut Dağı Nasıl Korunacak?

MHP'li İsmet Büyükataman: Özgür Özel, emperyalizmin sözcülüğünü üstlenmiştir

TBMM’de Konuşan Alkayış’tan 2025 Yılı Bütçesi ve Belediyelerin SGK Borçlarına Dair Önemli Açıklamalar

Zafer Partisi erken seçim hazırlığında

Sadir Durmaz’dan Devlet Bahçeli'nin liderliğine vurgu: "Tehditleri gördü, küresel güçlerin oyunlarını bozdu”

BAŞKAN ENGİN DOĞAN: "HALKIMIZ AÇLIĞA MAHKÛM EDİLİYOR"

Dün istifa eden Yamalı AK Parti rozetini taktı!

Dervişoğlu: Yine dağ fare doğurdu!

CHP TBMM'de 'asgari' kaldı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni yönetime katkı sunacağız

Zafer Partisi'nden 'asgari' eleştirili teklif!