Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, Söğüt'te düzenlenen "742. Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri" etkinliğinde önemli bir konuşma yaptı.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, 742. Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri'ne katıldı. Türk milletinin birliğinin, Türk Yüzyılı'nın önünde durulamayacak bir güç olduğunu ifade eden MHP'li Büyükataman, burada yaptığı konuşmada "Türkiye artık prangalarından kurtulmuş, yükselişe geçmiştir." dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, Söğüt'te düzenlenen "742. Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri" etkinliğinde önemli bir konuşma yaptı.
İşte Büyükataman'ın konuşmasından öne çıkanlar:
SÖĞÜT'ÜN TARİHİ ÖNEMİNE VURGU
Tarihi Söğüt şehrinde gerçekleşen etkinlikte, MHP Milletvekili İsmet Büyükataman, Söğüt'ün tarihî önemine vurgu yaparak, 742. yıl dönümü kutlamalarının önemini anlattı.
Büyükataman, Osmanlı Devleti'nin doğmasına, genişlemesine ve dünyanın zirvesine çıkmasına beşiklik eden mübarek bir şehir olarak Söğüt'ün rolünü vurguladı.
Türk milletinin birliğinin ve iradesinin dünya tarihini değiştiren büyük bir güç olduğunu belirten Büyükataman, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulduğu bu topraklardan tüm dünyaya yankılanan büyük bir medeniyetin mirasçısı olduğumuzu ifade etti.
Konuşmasında, Türk milletinin birliğini ve beraberliğini hedefleyen güçlerin, bu birliği zayıflatmaya çalıştığını ancak başarılı olamayacaklarını vurguladı.
Büyükataman, Türk milletinin birliğinin, Türk Yüzyılı'nın önünde durulamayacak bir güç olduğunu ifade etti.
Osmanlı Devleti'nin hüküm sürdüğü coğrafyanın günümüzde barışa ve huzura hasret kaldığını belirten Büyükataman, Türk milleti olarak barışın, hoşgörünün, adaletin ve istikrarın hüküm sürmesi için çalışmayı bir vazife olarak görmemiz gerektiğini dile getirdi.
Büyükataman, Türk milletinin çelik iradesi ile Türk'ü yok etmeye karar veren güçlere karşı duracağını ve tarihi değerlerini koruyarak yürüyüşünü sürdüreceğini ifade etti.
Konuşmasını, Söğüt'ten çıkıp Anadolu'da Türk birliğini sağlayan ve büyük bir cihan devleti kuran Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Şeyh Edebali ve kahraman ecdadı minnetle ve şükranla yâd ederek sonlandırdı.
MHP'li Büyükataman etkinlikte yaptığı konuşmasının tamamı şu şekilde;
"Kıymetli Hemşerilerim,
Muhterem Söğütlüler,
Değerli Misafirler,
Tarihimizin kadim şehri Söğüt’te, “742. Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri” münasebetiyle sizlerle bir arada olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.
Bu anlamlı organizasyonda emeği geçen herkesi ayrı ayrı kutluyorum.
Kutlu ceddimizi anmak için buraya gelen ve muhteşem mazimizi yüreğinde taşıyan hemşehrilerime en kalbi duygularımla teşekkür ediyorum.
Hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Sözlerimizin başında, burada fetih ruhu ile bir araya gelen her vatandaşımıza “Her Şeyden Önce Türkiye” diyen Türkmen Beyimiz, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin selamlarını ve muhabbetlerini iletiyorum.
Muhterem Hemşerilerim,
400 çadırlık bir Türkmen beyliğinden cihan imparatorluğuna uzanan kutlu serüvende, Söğüt’ün eşsiz bir yeri olduğu tarihi bir gerçektir.
Bu topraklarda, zaferden zafere koşulan kutlu istikametin ilk taşları döşenmiştir.
Ertuğrul Gazi ile başlayan süreç, yalnızca Türk tarihinin değil dünya tarihinin de akışını değiştiren birçok gelişmenin belirleyicisi olmuştur.
Kutlu ecdadımızın Söğüt’teki asil duruşu ve kararlı adımları, 6 asırlık evrensel bir güce ulaşmış ve coğrafyalar, Türk milletinin şanlı zaferleri ile şekil almıştır.
Medeniyetimizin kadim diyarı Söğüt, bugün gurur duyduğumuz ve hayırla andığımız Osmanlı Devleti’nin doğmasına, genişlemesine ve dünyanın zirvesine çıkmasına beşiklik eden mübarek bir şehirdir.
Söğüt’te bir uç beyliğinden doğan inanç ve irade, çağ açıp çağ kapatan bir cihan devletine ulaşmış ve şanlı zaferleriyle tarihin akışına yön vermiştir.
Köklerini Oğuz Han’dan alan, Ertuğrul Gazi’yle başlayan ve asırları aşan bu yolculuk, Osman Bey’le sınırlarını zorlamış; Orhan Bey’le devletleşmiş ve Fatih Sultan Mehmet’le bir cihan devleti hâline gelerek Kanuni Sultan Süleyman ile zirveye ulaşmıştır.
Söğüt’ü yurt edinen 400 çadırlık Türkmen ruhu fırsat bulduğunda, birlik ve beraberliğimiz sağlandığında nasıl bir küresel güç olunacağını açıkça göstermiştir.
İşte bugün, Osmanlı adı geçtiğinde dahi korkulan ruh ve irade budur.
Dışarıda ve içeride kronik Türk düşmanlarının sinsi tertipleri, bu ruhun yeniden canlanmasını engellemek içindir.
Türkiye karşısında küresel çapta düzenlenen karanlık operasyonların temel gayesi, bu iradenin yeniden tarihe yön vermesine mani olmaktır.
Türkiye aleyhine faaliyet gösteren emperyalizmin maşalarının tek korkusu, yeniden bir Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi’nin hayat bulmasıdır.
Ne yaparlarsa yapsınlar, Türk milletinin kutlu yürüyüşünü durduramayacaklardır.
Türk tarihini “dönem-hanedan-kişi-mezhep” gibi unsurlar yoluyla birbirinden kopararak bizleri ayrıştırmak isteyenlerin hesapları tutmayacaktır.
Birliğimizden rahatsız olanların hesapları tek tek bozulacaktır.
Yürüyüşümüz, her vuruşuyla mazluma umut, zalime korku veren Mehter’in coşkusuyla sürecektir.
Buradan Osmanlı Devleti’nin kurulduğu Söğüt’ten tüm dünyaya bir kez daha sesleniyoruz:
Türkiye, Söğüt’te hayat bulan, yüzyıllar boyunca üç kıtayı kuşatan ve bütün dünyaya yayılan büyük bir medeniyetin mirasıyla ve Türk ruhuyla kutlu yürüyüşünü sürdürmektedir.
“TÜRKİYE PRANGALARINDAN KURTULMUŞ, YÜKSELİŞE GEÇMİŞTİR”
Türkiye artık prangalarından kurtulmuş, yükselişe geçmiştir.
Tarihin ilerleyişine yön verecek irade ve ruh, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde ve bu meydanda fetih ruhu ile bir araya gelen aziz Türk milletindedir.
Türk ve Türkiye Yüzyılı, cihana adaleti, barışı, hoşgörüyü ve nizamı öğreten şanlı ceddimizin ruhu ile açılmıştır.
Ne yaparlarsa yapsınlar, Atalarımızdan devraldığımız kutlu sancak Türk milletinin ellerinde en yükseğe dikilecektir.
Biz Türk milleti olarak bir, beraber ve kardeş oldukça Türk Yüzyılı’nın önünde Allah’ın izniyle hiçbir güç duramayacaktır.
Kıymetli Misafirler,
Tarihimiz bir bütündür ve her safhasıyla bize aittir.
Zira her safhası, bizim için ayrı bir ilham kaynağıdır.
Yeniden tarih yazmaya başladığımız bu dönemde, kadim geçmişimizden aldığımız güç, en büyük silahımızdır.
Türk tarihinin tamamını kuşatan bir anlayışla hatırlatmak ve uyarmak isteriz ki
Mete Han’ın emaneti, bizimledir.
Attila’nın zaferleri, bizimledir.
Bilge Kağan’ın buyrukları, Şeyh Edebali’nin öğütleri tüm canlılığı ile bizimledir.
Söğüt- Domaniç yöresinde kılıç kuşanıp üç kıtaya mührünü vuran şanlı Türkmen ruhu, bugün bizimledir.
Fatih’in fetihleri, Cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal’in ve kurucu kahramanlarımızın iradesi her zaman bizimledir.
Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi’ne olan sarsılmaz inancımız daima bizimledir.
Kutlu ceddimizin üç kıtaya mührünü vurduğu büyük medeniyetin hatıraları hep bizimledir.
Bu kutlu kaynaktan aldığımız güç, şanlı Türk tarihinden aldığımız ilham ile inanmak ve başarmak zorundayız.
Aziz Söğütlüler,
Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü coğrafya, bugün ne yazık ki barışa ve huzura hasret kalmıştır.
Balkanlardan Ortadoğu’ya istikrar sağlanamamış pek çok yer, kaosa ve kargaşaya mahkûm olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin kurduğu barış ve hoşgörü düzeni bir daha sağlanamamış; bu coğrafyalar vahşi emperyalizmin kıskacında sömürülmüş, savaşlar ve çatışmalar hüküm sürmüştür.
Osmanlı Devleti’nin muhteşem medeniyetinin mirasçısı olarak bizler, barışın ve hoşgörünün, adaletin ve istikrarın hüküm sürmesi için çalışmayı bir vazife olarak görmeliyiz.
Sultan Alparslan’la başlayan, Ertuğrul Gazi’yle birlikte daha da sahiplendiğimiz ve “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyerek Türk milletinin ebedi yurdu yaptığımız Anadolu coğrafyası, uğruna verdiğimiz şehitlerle vatan olmuştur.
Türksüz bir Anadolu hayalindeki Haçlı zihniyetinin Bizans oyunları, bu coğrafyada işlemeyecektir.
Ertuğrul Gazi’nin sancağı yere düşmeyecek, “Söğüt ruhu” ebediyen yaşatılacaktır.
Dün olduğu gibi bugün de Türk’ü yok etmeye karar veren Haçlı zihniyeti, karşısında Türk milletinin çelik iradesini bulacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle Söğüt’ten çıkıp Anadolu’da Türk birliğini sağlayan ve büyük bir cihan devleti kuran Ertuğrul Gazi’yi, Osman Gazi’yi, Şeyh Edebali’yi ve kahraman ecdadımızı minnetle ve şükranla yâd ediyorum.
Cenab-ı Allah, hepsinden razı olsun.
Konuşmama son verirken hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!"