MHP'li Durmaz, "Bizim belediyecilik anlayışımız, seçim dönemi verilen sözleri unutmadan, milletin emanet ettiği şehirlerin imarına ve ihyasına yönelik, mesai mefhumu gözetmeksizin samimiyetle çalışmayı gerekli kılar." dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadir Durmaz, Belediye Meclis Üyeleri İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
MHP'li Durmaz konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Aziz Dava Arkadaşlarım, Değerli Belediye Meclis Üyelerimiz, Basınımızın Kıymetli Temsilcileri;
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin himayelerinde gerçekleştirdiğimiz, Milliyetçi Hareket Partisi Belediye Meclis Üyeleri İstişare ve Değerlendirme Toplantılarımızın ikincisi olan “Erzincan Bölge Toplantısına” hepiniz hoş geldiniz safalar getirdiniz.
Sözlerimin başında, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin hepinize ayrı ayrı selamlarını ve başarı dileklerini iletiyorum.
Kıymetli Meclis Üyeleri,
Bugün, Türk tarihinin muhteşem hatıra ve emanetlerinin tüm canlılığıyla yaşadığı ve yaşatıldığı, Gardaşlar diyarı, can Erzincan’da; Bayburt’tan, Bingöl’den, Diyarbakır’dan, Gümüşhane’den, Erzurum’dan, Muş’tan ve Tunceli’den gelip burayı şereflendiren siz değerli dava arkadaşlarımızla “İstişare ve Değerlendirme” vesilesiyle bir aradayız.
Toplantılarımızın ilki olan Kars programımızda olduğu gibi, bugünkü toplantımızda da partimizin yerel yönetimlerdeki çalışmalarını ele alıp, bugüne kadar yapılanları ve bundan sonrası için yapılması gerekenleri konuşacağız, bunun yanı sıra memleket meselelerine dair de hasbihal edeceğiz.
Değerli Dava Arkadaşlarım, Kıymetli Meclis Üyeleri;
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadeleriyle; vatan sevgisi, millete hizmetin en büyük gücüdür ve bu sevginin en iyi gösterileceği zeminlerden birisi de hiç şüphesiz yerel yönetimlerdir.
Köklü tarihimizin tecrübelerinden istifade ederek, kalkınma ve demokrasi kültürünün geliştirilmesi için mahalli idarelerin ortak ülkü doğrultusunda uyum içerisinde hareket etmesinin, devletimizin ve milletimizin geleceği açısından hayati öneme sahip olduğu tartışmasızdır.
İşte bu nedenle, Milliyetçi Hareket Partisi, mahalli idareleri, milli kalınma ilke, hedef ve politikalarının yerel uygulayıcıları ve yurt sathında yaygınlaştırılmasının öncelikli paydaşları olarak nitelendirmekte ve çalışmalarını da bu hassasiyetleri içerisinde barındıran Üretken Belediyecilik anlayışıyla sürdürmektedir.
Bizim belediyecilik anlayışımız, milletimize karşılık beklemeden hizmet etmek üzerine kuruludur.
Bizim belediyecilik anlayışımız, seçim dönemi verilen sözleri unutmadan, milletin emanet ettiği şehirlerin imarına ve ihyasına yönelik, mesai mefhumu gözetmeksizin samimiyetle çalışmayı gerekli kılar.
Öte yandan; yönettikleri şehirler afetlere maruz kalırken kendileri tatil yapanlar, trafikten altyapıya, şehir içi ulaşımdan çevre kirliliğine belediyelerinde çok büyük sorunlar mevcutken, sorunları çözmek yerine Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için birbirlerinin kuyusunu kazmakla vakit geçirmeye devam etmektedirler.
Vaatlerinin hiç birini gerçekleştiremeyen, devasa bütçeleri organizasyon şirketlerine, konserlere harcayan, çay çorbayla vakit geçirip algı belediyeciliği yapan bu zihniyetin elinde ne yazık ki şehirlerimiz heba olmaktadır.
Değerli Dava Arkadaşlarım, Kıymetli Meclis Üyeleri;
Milliyetçi Hareket Partisi, 1969 tarihi Adana kongresinden bugüne geçen 55 yıllık şanlı tarihinin hiçbir döneminde oy kaygısıyla siyaset yapmamış, milliyetçi ülkücü olmanın bir gereği olarak her daim devletimizin ve milletimizin ali menfaatlerini öncelemiştir.
Liderimiz, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi bunu “önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” veciz sözüyle özetlemiş ve milli hafızalara kazımıştır.
Bu anlayışla, Sayın Genel Başkanımızın yol arkadaşları, Milliyetçi Hareket’in belediye meclis üyeleri olarak, sizlerin belediyelerde üstlendiği sorumluluk yalnızca bir görev değil, aynı zamanda bir kutlu davanın emanetidir.
Dolayısıyla sizlerden beklentimiz, her daim bu ülkeye ve millete hizmet etmeyi en yüksek idealle benimsemeniz,
Çalışmalarınızda vatanımızın bekasını, milletimizin huzurunu ve birliğini her şeyin önünde tutmanızdır.
Aziz ve Muhterem Dava Arkadaşlarım;
Küresel düzlemde baş gösteren sorun alanları giderek genişlemekte, bunların bir kısmı da sınırlarımızın yanı başında gerçekleşmektedir.
Sayın Genel Başkanımız dünkü meclis grup toplantısında, dünyadaki savaş riski ve çatışma bölgeleriyle alakalı detaylı bilgiler vermiş, durumun vahametini gözler önüne sermiş ve uyarılarını tek tek paylaşmıştır.
Dünyadaki söz konusu vahim gelişmeler, ülkemizde yaşananlar birlikte düşünüldüğünde, Sayın Genel Başkanımızın, aklıselim ve devlet adamı kimliğiyle, siyasi tarihimize bir not daha düşüren hamlesinin ne kadar önemli ve gerekli olduğu iyice anlaşılmıştır.
Doğrudan veya dolaylı olarak ülkemizin birliğini ve dirliğini etkileyen gelişmeler karşısında Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli, bir yandan bu topraklarda sözün sahibinin kim olduğunu dosta düşmana göstermiş, diğer yandan da bölücü zihniyetin ve destekçilerinin maskelerini düşürerek her zaman olduğu gibi yine “oyunları bozmuştur.”
Toplumsal birlik ve beraberliği sağlamadan, “iç cepheyi güçlendirmeden” dışarıda güçlü olmamız zorlaşacaktır.
Bu anlamda biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türk milletinin sağduyusuna, idrakine ve vicdanına güveniyoruz.
Ortak bir kaderi paylaşarak bir arada yaşama iradesine sonuna kadar inanıyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi, Genel Başkanımızın Liderliğinde, Türk devletinin ve milletinin milli güvenliğini tehdit eden, milli varlığına kasteden her türlü tehdidin karşısında hiçbir kaygıya düşmeden, dim dik durmaktadır.
Sayın Genel Başkanımızın ifadeleriyle;
Milliyetçi Hareket, Türk siyasetinin şah damarı, Türkiye'nin düşmeyecek son kalesidir.
Bilinmelidir ki, bu vatan sokakta bulunmamıştır.
Bu devlet icazetle kurulmamıştır.
Bağımsızlığımız sömürgeciler tarafından ikram edilmemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milli kimliği; coğrafyayı vatan kılan aziz şehitlerimizin kanlarıyla kazanılmıştır.
Bu kutlu değerler ecdadın bize bıraktığı; bizim de geleceğe salimen bırakacağımız en önemli emanetlerdir.
Biz Türk asırlarının beka davasını sonuna kadar savunacağız.
Biz Türk milleti için her fedakârlığa hazır olacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, toplantımıza teşriflerinizden dolayı hepinize teşekkür ediyorum.
Sağ olun var olun Cenab-ı Allah’a emanet olun.
Ne Mutlu Türk’üm Diyene!
Kaynak Etik Haber
