ANKARA (PHA) - Siyasetçi ve İş İnsanı Mikail Öztürk, Sadece binaların değil, umutlarımız da enkaza dönüştü ve siyasette genç seslere ihtiyaç olduğunu belirtti.
"Çatıları altında, sevdiklerimizi kaybetmenin acısıyla baş başa kaldık"
6 Şubat depreminin ardından acılarla baş başa kaldıklarını ve sadece binaların yıkılmadığını umutlarında enkaza dönüştüğünü aktaran Siyasetçi ve İş İnsanı Mikail Öztürk,"Adıyaman'ın gençleri ve yolda ilk adımlarını atmaya hazırlanan dostlarım, ruhunuzun derinliklerinde yankılanan tereddütlerin farkındayım. Ancak şimdi, Adıyaman için yeni bir şafak doğuyor. Siyasetin kutsal mekânlarında genç seslere ihtiyaç var; yeni düşüncelerin ve yüreğinizin sıcaklığının şehrimize getireceği canlılıkla yeniden yeşerecek. Hangi ideolojiye meylederseniz edin, cesurca sahip çıkın ve düşlerinizin peşinden cesaretle yürüyün. Ancak, yüreğimizi derinden sarsan bir gerçeği de göz ardı etmemeliyiz. Bir yıl önce Adıyaman'ı sarsan Maraş depremi, sadece topraklarımızı değil, ruhlarımızı da sarsarak derin bir yara açtı. Gecenin karanlığında, evlerimizin çatıları altında, sevdiklerimizi kaybetmenin acısıyla baş başa kaldık. Depremin yıkıcı etkisiyle, sadece binalarımız değil, umutlarımız da enkaza dönüştü."dedi.
"Depremin ardından yaşadığımız karanlık günlerin acısı, içimizde hâlâ tazedir"
Acıların, yıkıp yok etmek için olmadığını daha güçlü ve dayanıklı bir toplum olarak yeniden inşa etmek için olduğunu ifade eden Öztürk,"Depremin ardından yaşadığımız karanlık günlerin acısı, içimizde hâlâ tazedir. Evlerimizdeki çatlaklar, yüreklerimizdeki kederle aynı ritmi tuttururken, sokaklarımız sessizce feryat eder oldu. Adıyaman'ın yönetiminden beklediğimiz desteği göremediğimiz bu zor zamanlarda, Konuşan milletvekilimiz başta olmak üzere birçok sanatçımız ve iş insanımız, içimizdeki çaresizliği meclis kürsülerinde ve diğer kurum ve kuruluşlarda dile getirerek bizim acımızı Türkiye'ye duyurdular.
Ancak bu acılar, bizi yıkıp yok etmek için değil, daha güçlü ve dayanıklı bir toplum olarak yeniden inşa etmek içindir. Bu acılar, bize birbirimize daha sıkı sarılma, dayanışma ruhumuzu yeniden yeşertme fırsatı sunar. Adıyaman'ın sokaklarında, yüreğimizin derinliklerinde, umudun yeşermesi için her zaman bir yer vardır." Şeklinde konuştu.
"Yaralarımızı sarmak ve yeniden doğmak için bir araya gelme vaktidir"
Adıyaman'ın geleceğini yeniden inşa etme yükünü omuzlarında hissettiğini ifade eden Öztürk, konuşmasının devamını şöyle sürdürdü:
"İşte şimdi, sandıkların önünde dururken, geçmişin acılarını ve geleceğin umutlarını bir arada taşıyoruz. Yaralarımızı sarmak ve yeniden doğmak için bir araya gelme vaktidir. Adıyaman'ın gençleri olarak, geleceği şekillendirmenin yükünü omuzlarımızda hissediyoruz. Bizler, bu kutsal emaneti en iyi şekilde taşımak için hazırız. O gün, sadece bir seçim değil, umutların yeşerdiği bir başlangıç olacaktır. Adıyaman'ın yarınları için, cesurca ve umut dolu adımlar atalım. Geleceği, sevgiyle ve dayanışmayla inşa edelim. Unutmayalım ki, her birimizin yüreğinde bir umut ışığı var. Ve bu ışık, Adıyaman'ın yarınlarını aydınlatmaya devam edecek. Bir başka hususa değinecek olursak; geleneğimizin derinliklerinde büyüklerimizin öğütleri hala müstesna bir değere sahip. Ancak şimdi, zamanın akışına ayak uydurmanın, yeni ufuklara doğru yelken açmanın zamanıdır. Oyunuzu kullanırken, adayların Adıyaman'ın topraklarında ne gibi izler bırakabileceğini, gençlerimize ne tür umutlar vaat edebileceğini, gelecek nesillere hangi mirası bırakacağını, kimin ne denli temel haklarımızı en iyi şekilde kullanabileceğimiz bir nizam müesses edeceğini tahayyül ediniz. Zira vereceğiniz bir oy, ömrünüzden beş yılı etkileyecektir. Siz değerli hemşehrilerime en içten sevgilerimi ve saygılarımı sunarım. Huzurla dolsun günleriniz."
Kaynak : PHA