Prof. Dr. Naci Görür: Deprem dünyanın nabzıdır!

Prof. Dr. Naci Görür: Deprem dünyanın nabzıdır!

Prof. Dr. Naci Görür: Deprem dünyanın nabzıdır!
GÜNDEM 15.08.2024 19:00:39 154 0

Depreme karşı dirençli yapılara yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirilen YouTube kanalı Çelik Mikrofon’a katılan Prof. Dr. Naci Görür, depremlerin kaçınılmaz olduğunu belirterek, insanları depremin değil, göçen binaların öldürdüğüne dikkat çekti.

İŞTANBUL (İGFA) - Tam 25 yıl önce, 17 Ağustos 1999 saat 03.02'de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi’nin açtığı yaralar geçen onca yıla rağmen hâlâ taze. 

Yıllar geçti ancak veriler ne yazık ki, deprem karnemizin hâlâ çok zayıf olduğunu gösteriyor. Oysa akademisyenler, yıllardır halkı bilinçlendirmek için uğraşıyor. Bıkmadan usanmadan yetkilileri bu konuda bir an önce harekete geçmeye çağırıyor. Bu uzmanların başında da Prof. Dr. Naci Görür geliyor.

Ömrünü Türkiye’nin depreme hazırlanması için çalışarak geçiren Prof. Dr. Görür, depremi kendine dert edinmiş ilgi ortaklarının çözüm için fikir alışverişinde bulunması ve kamuoyunda farkındalığı arttırmak amacıyla hayata geçirilen YouTube kanalı Çelik Mikrofon’un konuğu oldu.

“DEPREM OLMAZSA DÜNYANIN SONU GELİR”

Depremleri, dünyanın nabzı olarak tanımlayan yer bilimci ve akademisyen Prof. Dr. Görür, “Dünya, yaratılışı icabı deprem üretecektir. Deprem olmazsa, dünyanın sonu gelir. Yani deprem, bir nevi dünyanın nabzı gibi. Öncelikle ilk hatırlamamız gereken şey şu ki, insanı deprem öldürmüyor. Bizler, evlerimizi deprem zone’larında kurmuşuz çünkü buralar aynı zamanda dünyanın en verimli yerleri. Ancak onun dinamiğine uygun yapılar yaparak, tasarlayarak ve şehirler kurarak depremin zararlarını azaltmamız lazım... Modern dünyada, depremden önce kentler depreme hazırlanır. Kahramanmaraş’ın, Hatay’ın halkının kendilerine yardıma gelindiğinde yöneticileri, ‘Şimdiye kadar neredeydiniz, neden oturduğum yeri deprem dirençli yapmadınız?’ diye sorgulaması lazım. Japonya’da bizim gibi depremler oluyor, bizde on binler ölürken, orada 3-4 kişi tesadüfen ölüyor. Çünkü deprem olmadan önce kenti depreme dayanıklı hale getirmek mümkün” diye konuştu.

“DÜNYADA BİNALARIN ÇOĞU ÇELİKLE İMAL EDİLİYOR”

Dünyada depreme dirençli kentler oluşturmak için özellikle çelik yapıların tercih edildiğini belirten Prof. Dr. Görür, şunlara dikkat çekti: 

“Siyasiler, bir kenti depreme hazırlamaktan bahsederken ne kadar bina yapacağını söylüyor. Ne kadar bina yıkacağını, yeşil veya çok amaçlı alanlara dönüştüreceğini söylemiyor. Ranta dönük bir mantalite var, bu yanlış. Yeni bina yapımında kat sayısını azaltmak ve hafif malzemeden yapmak lazım. Mesela çelik buna uygun. Çelik diyorum çünkü tüm dünyada, deprem ülkelerinde binaların önemli kısmı çelikle imal ediliyor. Ayrıca çelik binalar daha hızlı yapılıyor. Her şeyi bir tarafa bırakın, İstanbul’u depreme hazırlamada zamandan endişe ediyorsak, bu yolla bu sorunu da halletmek mümkün. Deprem kentinde, köyünde, kazasında, modern teknolojilerin çeşitli bina yapımındaki mukavim halini ve depreme dayanıklı malzemeleri artık kullanma, halka anlatma zamanı.”

Haber Kaynak : igf

İlginizi Çekebilir

Futbolda bahis operasyonu derinleşiyor! İstanbul ve 16 ilde 35 gözaltı!

Adıyaman'da aranan şahıs operasyonla yakalandı

Jandarma'dan yasa dışı bahis ve dolandırıcılık operasyonu! 123 milyar TL'lik işlem hacmi tespit edildi

Altıncı gemimiz hizmette... Türkiye'nin enerji filosu güçleniyor

EPDK'dan dijital hamle... Tüm sayaçlar akıllıya geçiyor!

Gümrük işlemlerinde uçak motorları dönemi

Aralık ayı yaşlı ve engelli aylıkları hesaplara yatırılıyor

Çiftçiye 1,1 milyar TL'lik destek ödemesi başladı

Keşan TSO ve Trakya heyetinden Ankara’da yoğun ziyaret trafiği

Konya'da vuslat öncesi Zabıta denetimleri arttı

Edirne'de tarihi eser kaçakçılığına 2 tutuklama

Mavi yüzgeçli orkinos kotası yüzde 20 arttı!

Ankara Büyükşehir memurlarına sosyal denge ayarı

Bayraktar TB3'ten tarihi başarı! TCG Anadolu'da KUSV kontrol testi başarıyla tamamlandı

Kamu çalışanları ve emeklilerden ek zam tepkisi! Adalet istiyoruz, ayrıcalık değil