İlk astronotumuz Gezeravcı’nın 20 günlük uzay misyonunu ‘değersizleştirme’ çabalarına uzmanlardan tepki geldi: Deneyler, mühendislik, biyoloji, kanser veya bağışıklık gibi alanlarda yeni bakış açıları sunuyor.
CEVDET FIRAT AYDOĞMUŞ'UN HABERİ
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın uluslararası uzay istasyonunda gerçekleştirdiği bilimsel deneyleri karalamak için “uzay gezisi” yaftasını yapıştırmaya çalışsalar da uzmanlar bunun değeri tartışılmaz bir bilim görevi olduğuna dikkat çekiyor.
Gezeravcı’nın deneylerinden birinin sorumlusu olan Üsküdar Üniversitesi Transgenik Hücre Teknolojileri ve Epigenetik Uygulama ve Araştırma Merkezi (TRGENMER) Müdürü Dr. Cihan Taştan, uzay misyonlarının büyük bir bilimsel keşif ve ilerleme fırsatı olduğunu söyledi. Taştan, deneylerden elde edilecek bilgilerin kanser tedavilerinin geliştirilmesi ve uzun uzay seyahatlerinde astronot sağlığının korunması gibi alanlarda önemli katkılarda bulunabileceğini belirtti.
Taştan “13 deney, özellikle mühendislik, biyoloji, kanser veya hastalık immünolojisi gibi önemli alanlarda bize yeni bakış açıları sunuyor. Deneylerin sonuçları, genetik ifadeyi anlamamıza ve özellikle yer çekimsiz ortamın biyolojik sistemler üzerindeki etkilerini keşfetmemize yardımcı olacak. Bu bilgiler, gelecekte kanser tedavilerinin geliştirilmesi ve uzun uzay seyahatlerinde astronot sağlığının korunması gibi alanlarda önemli katkılarda bulunabilir” dedi.
MESSAGE deneyinin proje yöneticisi Taştan “MESSAGE deneyi genetik mühendislik ve kanser immünoterapisi gibi alanlarda yeni keşifler yapma potansiyeline sahip. Şu ana kadar elde ettiğimiz veriler, yer çekimsiz ortamın hücreler üzerinde önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor. İlerleyen aşamalarda, bu verilerin detaylı analizi ve genetik mühendislik teknikleriyle deneylerin yapılması planlanıyor. Bu, gelecekteki kanser tedavileri ve uzay seyahatleri için inovasyonlar getirebilir” diye konuştu.
Taştan Gezeravcı’nın gerçekleştirdiği deneylerin bilim dünyasını derinden etkileyecek önemli veriler sağladığını söyledi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinden Doç. Dr. Selçuk Topal, Alper Gazeravcı’nın uzaya sadece gitmiş olmak için gitmediğini, astronotluğun uluslararası tanımına uygun bir şekilde gittiğini söyledi. Topal “Astronotumuz uzaya sadece deney yapmak için gitmedi. Sadece gitmiş olmak için de gitmedi. Astronotluk tanımına uygun şekilde gittiği, bilimsel deneyler yaptığı ve Türkiye’nin de artık resmî bir astronotu olduğu gerçeği sorgulanamaz” dedi.
İlk Türk uzay misyonunda gerçekleştirilen 13 deneyin ortak amacı, “dünya üzerinde yeni nesil teknolojilerin geliştirilmesi ve keşfedilmesi” ile uzun uzay seyahatleri için tritik hazırlık imkânı sağlayacak.
UYNA DENEYİ: Uzay için yeni nesil alaşımlar araştırıldı.
gMETAL: Katı fazdaki parçacıkların bir akışkan içindeki dinamiğine yer çekimsiz ortamın etkileri incelendi.
UzMan: Uzay görevleri için mikroalgal yaşam destek ünitesi geliştiriliyor.
CRISPR-GEM: Mikro-yer çekiminde bitkilerde gen verimliliği incelendi.
PRANET: Propolisin antibakteriyal etkisi araştırıldı.
VOKAL KORD: Yer çekimsizliğin yol açtığı rahatsızlıkların ses frekanslarıyla tanımlanması sağlandı.
ALGALSPACE: İlk kez kutup alglerinin uzayda kullanımına yönelik çalışma gerçekleştirildi.
OKSİJEN SATURASYONU: Yapay zekâ ile havanın oksijen seviyesi hesaplanarak düşük yer çekiminin sebep olduğu rahatsızlıklar araştırıldı.
MİYOKA: Mikro-yer çekiminin kurşunsuz lehimlemeye etkileri araştırıldı.
EXTREMOPHYTE: Tuz Gölü bitkisi uzay ortamında araştırıldı. Diğer gezegenlerde yetiştirilebilme imkânı incelendi.
MATABOLOM: Uzay görevindeki astronomların vücutlarındaki değişimlerin analizi yapıldı ve ulusal omik (biyolojik veriler üzerinde bilimsel çalışmalar) veri setleri oluşturuldu.
MESSAGE: Mikro yer çekimi ile ilgili genetik bilim misyonu görevi yerine getirildi.
MİYELOİT: Uzaya çıkanlarda radyasyona maruz kalmanın kanser için öncül lezyonlar olan bağışıklık baskılayıcı hücrelere etkisi incelendi.
Kaynak: Türkiye Gazetesi