Türkiye siyasi tarihine “Anadolu İhtilali” olarak kazınan 3 Kasım 2002 seçimlerinin üzerinden tam 23 yıl geçti.
O gün sandıktan çıkan sonuç, sadece bir iktidar değişimini değil, Türkiye’de siyasetin, devlet yönetiminin ve toplumun yöneliminde köklü bir dönüşümü ifade ediyordu.
Bir Miladın Adı: 3 Kasım 2002
1990’ların ekonomik krizleri, siyasal istikrarsızlıkları ve koalisyon yorgunluğu içinde bunalan Türkiye, 2002 sonbaharında umut arayışındaydı.
Tam da bu dönemde, 14 Ağustos 2001’de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi, “yasaklara, yolsuzluklara ve yoksulluğa son” vaadiyle milletin karşısına çıktı.
Kurucu lider Recep Tayyip Erdoğan, siyasete getirdiği yeni üslup, halkla kurduğu samimi bağ ve millet merkezli vizyonuyla kısa sürede geniş bir kesimin güvenini kazandı. 3 Kasım 2002 günü sandıklardan yükselen irade, bu güvenin en somut göstergesiydi.
AK Parti, tek başına iktidara gelerek, çok partili hayatın en güçlü siyasi hareketi haline geldi. Bu sonuç, Türkiye’de yalnızca bir seçim zaferi değil; yeni bir siyasal çağın başlangıcı olarak değerlendirildi.
Erdoğan Liderliğinde 23 Yıllık İktidar Dönemi
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde geçen 23 yıl, Türkiye’nin yakın tarihindeki en uzun, en kapsamlı ve en derin dönüşüm sürecine sahne oldu.
2003’te başbakan olarak göreve başlayan Erdoğan, “hizmet siyaseti” anlayışını merkeze alarak ekonomiden sağlığa, ulaşımdan savunma sanayiine kadar birçok alanda kalıcı reformlara imza attı.
Ulaşımda dev projeler, köprüler, otoyollar, havaalanları;
Sağlıkta şehir hastaneleri ve dönüşüm programı;
Ekonomide IMF defterinin kapanması, büyüme hamleleri ve güçlü kamu yatırımları;
Dış politikada bölgesel etkinlik, insani diplomasi ve bağımsızlık vurgusu…
Her biri, “Yeni Türkiye” vizyonunun yapı taşlarını oluşturdu.
2014’te Cumhurbaşkanlığı makamına çıkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olarak demokrasi tarihinde yeni bir sayfa açtı.
2018’de ise Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile Türkiye, yeni bir yönetim modeline geçti.
23 Yılın Özeti: Milletle Yürüyen Bir Hikâye
AK Parti, 23 yıldır her seçimde milletin iradesine başvurmuş, her defasında güçlü bir güven tazelemiştir.
Bu süreçte karşılaştığı ekonomik dalgalanmalar, darbe girişimleri, terör saldırıları ve uluslararası baskılara rağmen, parti tabanını ayakta tutan en önemli unsur, Erdoğan’ın liderliği ve milletle kurduğu duygusal bağ olmuştur.
Erdoğan’ın siyaseti, klasik anlamda bir parti liderliğinin ötesine geçerek “millet hareketi” kimliği kazanmıştır.
Bugün, 3 Kasım 2025 itibarıyla, bu hareket iktidardaki 23. yılını geride bırakmış, 24. yıldan gün almaya başlamıştır.
Bu, sadece Türkiye’de değil, dünya demokrasi tarihinde de ender rastlanan bir süreklilik örneğidir.
3 Kasım Ruhu: Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılına Yön Veren Vizyon
Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına adım atan Türkiye, 3 Kasım 2002’de yakılan istikrar, kalkınma ve özgüven meşalesini bugün de taşımaktadır.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti, “önce millet, önce hizmet” anlayışıyla Türkiye’yi büyütme, güçlendirme ve dünyada söz sahibi bir ülke haline getirme hedefini kararlılıkla sürdürmektedir.
23 yıl önceki o sandık gününde duyulan heyecan, bugün hâlâ diri.
O gün atılan adımlar, bugün Türkiye’nin siyasi ve toplumsal hafızasında bir dönüm noktası olarak yaşamaya devam ediyor.
3 Kasım, artık sadece bir seçim tarihi değil;
millet iradesinin tecelli ettiği, siyasetin rotasını belirlediği bir dönüm noktasıdır.
Ve bu hikâyenin merkezinde, milletle yol yürüyen bir lider vardır:
Recep Tayyip Erdoğan.
