Babam, emekli ikramiyesiyle bir daire aldı, oğlunu evlendirdi, başını sokacak bir yuva kurdu. O günleri hatırladıkça içim sızlıyor. Çünkü ben, bu ülkeye 42 yıl hizmet ettim. Müdür olarak, 1. dereceden emekli oldum. Ömrüm boyunca çalıştım, ürettim, devletime sadakatle görev yaptım. Bugün geldiğim noktada, emekli ikramiyesiyle bırakın bir daire almayı, bir arabanın lastiğini bile zor alırım. Bu mu adalet? Bu mu vefa?
Eskiden bir memur emekli olduğunda, aldığı maaş aktif görevdeki maaşının %75’ine denk gelirdi. Şimdi ne oldu? Yüzde 30'lara kadar düştü. Kimin umurunda? Emekliler her geçen gün yoksullaştı, her geçen gün görmezden gelindi. Açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca emekli var artık. İkramiyesiyle ev değil, belki birkaç aylık mutfak masrafını bile çıkaramayanlar var.
Ama utanmadan hâlâ "eskiyle yeniyi kıyaslamayın" diyorsunuz. Bu halkı ne zannediyorsunuz? Gerçekleri görmezden gelmek, yoksulluğu örtbas etmek, halkla alay etmek değil midir bu? Sizin yaptığınız tam anlamıyla bir utanmazlık, bir ahlaksızlık!
Ben bu iktidara oy verdim. Umudum vardı. Ama şimdi benim gibi nice emekli, bir kira ödeyemez durumda. Pazarda en ucuz sebzenin bile fiyatına bakıp alamadan dönen onurlu insanlar, bu ülkenin yıllarını vermiş emekçileri... Onları bu hale getirenler, bunun hesabını vicdanlarında nasıl verecekler?
Emeklileri unutan, onları yük gören bir anlayışla bu ülke büyüyemez. Bizler artık sesimizi yükseltiyoruz çünkü biz sustukça onlar görmezden geliyor. Unutmayın, bir ülkenin onuru, yaşlısına ve emeklisine verdiği değerle ölçülür. Ve biz o değeri çoktan kaybettik.
--

