Gölgemi- nazarıma akseden bir nihandır;
Beni- “bende resmedip”-baktırıyor AYNALAR,
Aynalar; Zalim, arsız, fasılasız lisandır,
Gafletimi-yüzüme haykırıyor AYNALAR..
Fark edip-yanıyorum, akıp-giden zamana;
Zamanın “her anında” ölüp ve yaşıyorum,
Hasretle-dönüyorum O ezeli Sultana;
Emaneti başıma sardırıyor AYNALAR
Beni bana döndüren O “İlahi” iksirin,
Ateşine dalıyor, “közünde”-pişiyorum,
Dimağımı felç eden-kalbimdeki O Sırrın,
Esrarını-nefsime çaktırıyor AYNALAR..
..
Ben şaşkın- ben perişan, yaralı kuş misali;
Aynalara- “kir’imi döküp”- yaklaşıyorum,
Vuslatıma hasleti, hasretime visali,
Ruhumun mihverine taktırıyor AYNALAR..
Aynalar ki; Vefasız/yalansız ve serkeştir;
Akseden “her resmimin kül’ünde” üşüyorum,
Aynalar ki; “Ömrümü körükleyen” ateştir;
Beni –“bende çaktırıp-yaktırıyor” AYNALAR..
“Aynalar; Beni-ben’de talan eden aynalar,
Aynalar; Gençliğimi yalan eden aynalar…”
İHB-01.Ağustos.2009-ADIYAMAN