BEDİR YAMAN


Biat

Biat


Bu şehirde yaşayan bir meczubum işte,
Nasıl mıyım? Bilmiyorum... Sorma halimi.
Her zerremde bir deprem, ansız vakitsiz,
Umutlarım gri enkaz gibi.
İz bırakır her nefes ciğerimde,
Teşhissiz, şekilsiz,
Adı henüz konulmamış bir dert gibi.

Kimi zaman bir gencin ölümüyle savrulurum,
Kimi zaman bir çocuğun suskunluğunda kaybolurum.
Bir düşünür, bin yanarım;
Kavrulurum günah şehrinin gölgesinde.

Mezar başından döner kalabalıklar sıra sıra,
Dönerim ben de,
Ve biat ederim,
Alışılmış suskunluklara,
Ezberlenmiş dualara,
Eskimeyen yalanlara...
Bu şehrin sokaklarına biat ederim.

Ve sonra...
Kürsü başında geveze günahkârlar
Bir bir bana lütuflarını anlatırlar.
Susar, bükerim boynumu 
Ama eğmem başımı!

Gün suç 
Akşam tövbe
Gece günah vaktim.
Kir birikir gözlerimin kıyısında,
Gündüz ölmek istemem
Yaz bunu da...
Korkuyorum sunduğun aydınlıktan;
Karanlıkta daha az tedirginim.
Daha az korkak, daha cesurum.

Gençlerin ölümü çok mu acı?
Senin kürsünde değil elbet.
Senin için oyun olmuş ölüm
Bir tütsü, bir hikâye,
Satır aralarına lütuflarını serpiştirdiğin.

Ben ise her satırda ölümü diriltirim.
Bir nehir gibi akan yalanı kalemimle durdururum.
Beyaz ellerimi kirletir fikir 
Bu kir ki zağar mirası.
Bu kir ki sahte evliyaların hin bakışlarıdır.

Topla şimdi tüm yalanlarını, geç karşıma!
Fevrimi yakan sendin.
Hüngür hüngür yanan hicranımı da,
Kanaya kanaya tükenen canımın sebebi...

Sakın benden, 
Sakın bir daha çıkma karşıma.
Kapandı çoktan o “sofra” kapısı.
Çıksan zehir olur dilim.
Zira senin için biriktirdim her şeyimi...

Sus artık!
Ey acının ağıdı...
Daha kaç gecemi haram edeceksin?
Ben bu şehre biat ettim.
Sen daha ne kadar direneceksin?
Direndikçe beni daha da beter edeceksin...