Ramazan YAVUZ


Bütün Mahlukatın En Şereflisi İnsan ve Diğer Mahlukatın Yeri

Bütün Mahlukatın En Şereflisi İnsan ve Diğer Mahlukatın Yeri


Yeryüzüne baktığımızda, her canlının bir görevi, bir dengesi, bir hikmeti olduğunu görürüz. Kimi toprağı işler, kimi havayı temizler, kimi de başka canlılara hayat verir. Bu muazzam düzenin merkezinde ise insan vardır. Çünkü insan, akıl ve irade sahibi bir varlık olarak yaratılmıştır.

Kutsal kitaplarda “Ahsen-i takvîm” yani “yaratılmışların en güzeli” olarak tanımlanan insan, bu üstünlüğünü yalnızca fiziksel yapısından değil, düşünebilme, sorgulayabilme ve iyilik yapabilme kabiliyetinden alır. Ancak bu unvan, aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Zira şeref, emanetle gelir.

Bugün insanlık, doğayı hoyratça kullanmanın, diğer canlıların yaşam alanlarını yok etmenin sonuçlarını ağır biçimde yaşamaktadır. Oysa yaratılış düzeninde hiçbir canlı “boş” değildir; karınca da, kuş da, ağaç da kendi görevini kusursuz biçimde yerine getirir. Bozulma, insanoğlunun hırsı ve kibriyle başladığında, doğanın dengesi de bozulur.

İnsanın “en şerefli” oluşu, hükmetme hakkından çok, koruma ve gözetme sorumluluğu taşır. Gerçek üstünlük, güçte değil; merhamette, adalette ve ölçülülükte gizlidir. Eğer insan, kendisine emanet edilen bu dünyayı ve diğer canlıları koruyamıyorsa, şerefini de yitirir.

Belki de bugün yeniden düşünmemiz gereken şey şudur:
“Biz, en şerefli varlık olmanın hakkını verebiliyor muyuz?”