BEDİR YAMAN


Depremzedesin Evin Yıkılmış, Sana Ne Filistin'den

Depremzedesin Evin Yıkılmış, Sana Ne Filistin'den


-Kardeşim Filistin ve Gazze’de yaşananlara itiraz edeceğine kendi şehrin ile ilgili problemlerle ilgilen ve itiraz et, sesini yükselt. Kendi şehrini yaz, kendi derdine derman ara, kendin için eylem yap zaten varsa dermanın buna bile yetmez. Hem konuşup yazmanın, eylem ve slogan atmanın şimdiye kadar ne faydası oldu ki? Ayrıca yapacaksan hükümete karşı yap, hükümeti harekete geçir!
-Yeter artık sana! beni hakarete geçirme!!! bak bana kızacağım sana…
-Beni yanlış anladın abim benim. Filistin dediysek Filistin caddesini kastettik. Bak  tarumar oldu. Gazze’den beter oldu. Kullanım hakkı olmasa da tam o caddede baba hakkımız olan ama  gasp edilmiş mülkümüz bir bina vardı ki o da yıkıldı. Normal şartlarda yıkılmış olmasına sevinmem gerekiyordu ancak nedense üzüldüm. Zaman zaman önünden geçtiğimde burası bizimdi gasp ettiler diyebiliyordum. Bu bile  kendimce bir duruş veriyordu bana. O da gitti, şimdi arsa, kim bilir kaç parçaya bölünecek. Yine Filistin caddesi hemşerilerimin muhabbet mekanı idi. Pek katılamamış olsam da zaman zaman aidiyet hissettiğim muhabbet ile dolu bir mekandı…Kahrolsun Filistin caddesini yıkan depreme! desem, deprem kahrolur mu ki? Olmaz olmaz ama müsadenle demek istiyorum. İçimdeki boşluğa, sendeki loşluğa inat.
Gelgelim Ortadoğu’daki Filistin’e. Nedense orası içinde benzer ve hatta daha öte bir aidiyet-mensubiyet hissediyorum. Hiç gitmedim, gideyim desem bile gitme şansım yok. Samsat ve Adıyaman kadar mı bilmiyorum ama Filistin, Gazze, Batı Şeria denilince içimdeki boşluktan, zihnimdeki karanlık noktadan bir ışık süzülüyor sanki, kanım kaynıyor. Oysa ki Arap memleketi! ne alaka?..
Çanakkale’de yatan Araplar da ne alaka? Anzaklarla ne işleri vardı onların. Eski insanlar işte saflardı. Anadolu, İstanbul, halife, İslam, denilince binlerce kilometre yol gelip ölüyorlardı. Torunlarının bazılarımızca terörist olarak tanımlanacağını bilselerdi kahırlarından yine ölülerdi ya. Ya da İngilizler teröristler Çanakkalede toplanıyorlar  demişler miydi? Belki de teröristler Çanakkale’de Anzaklı, İngiliz ve Avusturyalı barışçıl yerleşimcilerimizi öldürüyor diye haber yapmışlardır. Sonuçta ya yerleşim için ya da ekmek parası(maaş, ganimet, sömürü) için Çanakkale’ ye savaşmaya gelen masum! batılılardı onlar.  
Bakınız güzel abilerim; Filistin davası ben insanım diyen herkesin vicdanının, Müslümanım diyen herkesin imanının terazisidir. Hele hele felaket yaşamış bizler için. Filistinli, Gazzeli çocuklar harçlıklarından bağış göndermişlerdi, hepsinin başına bomba yağdı tonlarca ve öldüler belki, Gazze Eğitim Bakanlığı'nın duyurusunu okumuşsundur. Enkaz altına yakınlarını kaybeden bizlerin enkaza dönen Filistin için ve enkaz altında kalan her can birşeyler yapmaya çalışması anlamsız öyle mi?  Damdan düşeniz biz, kaldı ki savaş depremden daha derin bir acı. Bu acıya sağır kalmak sağır cellatla aynı safta olmak değil mi güzel abim. Hele hele kelli felli belli adamlar Hamas teröristtir! diye bağırırken. Benim Hamasa selam direnişe devam demem farz değil mi?
90’lardan önce Müslümanlar Hac’ca karayolu ile gidebiliyordu. Hatta öncesinde yürüyerek bile gidilebiliyordu. Şimdi hava yolu dışında  gitmek mümkün değil. Allah korusun Filistin düşerse bir süre sonra uçak ile de gitmek mümkün olamayacak. Gizli! fiili işgal altında olan İslam beldelerinin işgali emperyalizmin ve sonrasında siyonizmin resmi kayıtlarına alınacak. Tıpkı Kudüs gibi ve Mescidi Aksa gibi. O halde kim elinden ne geliyorsa yapmalı ve kesinlikle bu işgale karşı duyarsızlaşmamalı. Bak ikinci üçüncü sıra haberlere düstü bile çocukların ölümü. Mürekkep kuramadan kan kurumaz sayın abim, canımı sıkıp mürekkebimi kurutmaya çalışma sakın.

Avrupada yaşayan müslümanlar özellikle Türkiyedeki müslümanların reflekslerinden etkileniyorlar biliyor musun? Eylemlerimiz daha az katılımlı oluyor olsa bile onları cesaretlendiriyor. Görüştüğümde bunu ifade ediyorlar. Bunu bilmeden Yeni kapıdaki eylemi anlayamazsın.  
Bu bağlamda değerli dostlar eylemler, sloganlar, yürüyüşler devam etmeli, asla ve asla zayıflamamalıdır.  Yaptınız da ne oldu! diyenlerin gevrek gevrek cümleleri bu iradeyi kırmamalı. Bu aşamada her türlü eylem çok çok çok kıymetlidir. İsterseniz cola dökün, isteseniz sahte dolar olsun yakın, isterseniz sadece fotoğrafınız çekilsin diye eylem karelerine girmek isteyin. Ne halde ve durumda olursa olsun her eylem yeniden diriltir bir şeyleri. 
Sesinizi yükseltin, halkanızı genişletin ama asla susmayın. Yazın, çizin, okuyun, beğenin. Ama asla hiçbir şey yapmadan bir şeyler yapanları eleştirmeyin ve hadi ne değişti demeyin!!!
Görüşmek dileği ile...