Türkiye’de dar gelirli ve memur emeklileri, enflasyon karşısında adeta inim inim inliyor. Her geçen gün daha da zorlaşan hayat şartları, temel ihtiyaçlarını bile karşılamayı güçleştiriyor. Faturalar, kira ve gıda fiyatlarındaki artış, bu kesimi günden güne daha da zorluyor. Ancak ne yazık ki, onların bu sessiz çığlığı yeterince duyulmuyor.
Yandaş Medyanın Gündem Değiştirme Taktikleri
Toplumun geniş bir kesimini etkileyen bu ekonomik zorluklar, aslında ülkenin en önemli gündemi olmalıydı. Ancak iktidar yanlısı medyalar, bu acı gerçeği göz ardı ederek gündem değiştirme çabasına giriyor. Her gün ya da her hafta, yeni bir konu abartılarak kamuoyunun dikkatini başka yönlere çekmeye çalışıyorlar. Kimi zaman magazin haberleriyle, kimi zaman siyasi tartışmalarla veya sansasyonel iddialarla zihinleri bulandırıp, gerçek sorunların üzerini örtüyorlar.
Profesyonel Algı Operasyonları
Bu medya kuruluşlarının yürüttüğü algı operasyonları, sıradan bir gündem değiştirme çabasından çok daha fazlasını içeriyor. Dikkatlice planlanmış ve ekip çalışmasıyla yürütülen bu stratejiler, toplumu belli bir yönde düşünmeye sevk ediyor. Öyle ki, ekonomik sıkıntılar yerine yapay gündemler tartışılır hale geliyor. Bu algı yönetimi, profesyonel bir plan ve program dahilinde yürütülüyor.
Kim Dur Diyecek?
Peki, bu algı oluşturan yandaş medyaya kim dur diyecek? Gerçekleri çarpıtarak kamuoyunu manipüle eden bu medya gücüne karşı kim sesini yükseltecek? Cevap, bağımsız ve cesur gazetecilikte yatıyor. Tarafsız habercilik yapan medya organlarının güçlenmesi ve toplumun da bilinçli medya okuryazarlığına sahip olması gerekiyor.
Umut Var mı?
Evet, umut var. Sosyal medya ve dijital platformlar, artık tek yönlü bilgi akışını kırıyor. Halk, doğru bilgiye ulaşmak için alternatif kaynakları kullanarak gerçekleri görebiliyor. Ancak bu yeterli değil. Daha güçlü bir kamu bilinci oluşturmak ve yalan haberlerle mücadele etmek için bağımsız medyanın desteklenmesi gerekiyor.
Unutulmamalıdır ki, demokrasi ancak özgür ve bağımsız bir medya ile mümkündür. Dar gelirli ve memur emeklilerinin çığlığı duyulana kadar, gerçekleri yazmaya ve söylemeye devam etmek toplumsal bir sorumluluktur.
