Toplumumuzun en önemli değerlerinden biri, acılı günlerde birlik ve dayanışmayı göstermektir. Bir yakınımızı kaybettiğimizde, dostlarımızın ve komşularımızın taziyeye gelmesi, birkaç sıcak cümleyle acımıza ortak olması, bize moral verir. Ancak zamanla bu manevi gelenek, yer yer maddi bir külfete dönüşmeye başladı.
Eskiden taziye, samimiyetin adıydı
Geçmişte taziye evleri sade, sessiz ve samimi yerlerdi. İnsanlar acılı aileyi yalnız bırakmamak için gelir, dua eder, birkaç dakika oturur, hal hatır sorar ve giderdi. Taziye sahibine yük olmak şöyle dursun, çoğu zaman komşular, akrabalar kendi imkânlarıyla yemekler hazırlar, evin işlerini paylaşır, acılı ailenin yükünü hafifletirdi.
Bir tabak çorba, bir bardak çay yeterdi o günlerde. Önemli olan ikram değil, paylaşılan duyguydu.
Şimdi taziye, neredeyse organizasyona dönüştü
Günümüzde taziye kabulü adeta bir “gösteri” haline geldi. Büyük taziye evleri, uzun masalar, bitmeyen ikramlar… Çay, kahve, su derken, artık üç öğün yemek ikramı neredeyse bir zorunluluk halini aldı.
Bazı yerlerde taziye sahibinin ekonomik durumu ne olursa olsun, “diğerleri yaptı, biz de yapalım” anlayışıyla ciddi harcamalar yapılıyor. Hâlbuki o süreçte ailenin hem manevi hem maddi olarak yorgun olduğu unutuluyor. Üstelik yapılan masraflar bazen borçlanmalara kadar varabiliyor.
Taziye sahibinin mağduriyeti
Acısını yaşayamadan “ikram yetiştirme” telaşına düşen aileler, aslında taziyenin özünden uzaklaşıyor. Oysa İslam kültüründe taziye, acılı aileyi rahatlatmak içindir; onlara yük olmak için değil.
Bazı bölgelerde artık “taziye yemeği” geleneğinin aksine, komşuların ve yakınların yemek hazırlayıp taziye evine getirmesi teşvik ediliyor. Bu, hem geleneğin özüne hem de dayanışma ruhuna çok daha uygun bir davranış.
Bir geleneği korumak, özünü hatırlamakla mümkündür
Taziye, bir araya gelmenin, duygudaşlığın, insanlığın sembolüdür. İkramla değil, kalpten gelen bir dua ve samimi bir teselli sözüyle anlam kazanır.
Gelin, bu güzel geleneği yeniden sadeleştirelim. Gösterişi değil, paylaşımı; masrafı değil, maneviyatı öne çıkaralım. Çünkü taziye, ağırlamak değil, paylaşmaktır.

