Ramazan YAVUZ


Hasret Kaldım Samimiyet Timsali Dostlara

Hasret Kaldım Samimiyet Timsali Dostlara


Zamanın ruhu değişti, biz de onunla değiştik. Eskiden dostlukların mayası muhabbetti, şimdi ise çoğu ilişki menfaat terazisinde tartılıyor. Ne zaman şöyle içten, hesapsız, filtresiz bir dostla karşılaşsam; içimi hem bir sevinç hem de bir hüzün kaplıyor. Çünkü o dostluklar artık nadir bulunan, kıymetli birer hatıraya dönüştü.

Eskiden birinin gözlerinin içine bakar, söz söylemeden halini anlardık. Şimdi ekranların arkasına saklanıyor, gerçek duygularımızı emojilere yüklemeye çalışıyoruz. Dostluk artık kelimelerle kuruluyor ama yürekle yaşanmıyor. Ne garip değil mi?

Samimiyetin timsali dostlara hasret kaldım. Kapını çalmadan giren, derdini yüzünden anlayan, seninle ağlayan, seninle gülen dostlara… Günümüz dünyasında bu insanlar ya çok uzaklarda ya da artık o insanlar da bizler gibi kırılmış, susmuş, kabuğuna çekilmiş.

Belki de dostluk hâlâ aynı yerde, ama biz yolumuzu kaybettik. Kendimize dönüp "Ben nasıl bir dostum?" diye sormadan, başkalarından dostluk bekliyoruz. Oysa gerçek dostluk, karşılık beklemeden verilen bir emek, yürekten kurulan bir bağdır.

Bugün küçük bir adım atmaya ne dersiniz? Sessizce uzaklaştığınız bir dostunuzu arayın mesela. Belki hâlâ aynı yerdesinizdir, sadece bir “Nasılsın?” eksiktir.