BEDİR YAMAN


Kıymet Bilmezlik Üzerine...

Kıymet Bilmezlik Üzerine...


Hastanede yapılan dua, camide yapılan duadan daha samimidir. Çünkü insan, en zayıf anında, en çok hakikati görür. Sağlık elden gidince, nefes darlanınca, yüreğin çarpıntısı kulağa bir kıyamet gibi vurunca; o vakit kul, kendi acziyle yüzleşir. O dua, artık bir alışkanlığın değil, bir yakarışın sesidir. Çünkü o an insan, kimseyi kandıramayacağını, hatta kendisini bile aldatamayacağını bilir.

İnsanoğlu ne kıymet bilmez bir varlık… Sağlığı, huzuru, varlığı çoğu zaman kendisinden bilir; oysa her biri birer emanettir. Elbette insanın iradesi vardır, elbette eylemlerinin sonuçlarını taşır. Lakin nihayetinde, her sonuç, insanın elinin uzanamayacağı kadar yüksek bir kaderin içinde şekillenir. Kıymet bilinmeyen şey, elden gidince anlaşılır; ne yazık ki o zaman da geç kalınmıştır.

Kişi, kendisine kıymet vermediği sürece, hayatta hiçbir kıymeti tam manasıyla anlayamaz. Kıymetsiz insan, kıymet bilmez. Kendi varlığını hiçe sayan, başkasının değerini de göremez. Kendisine saygı duymayanın, başkasından saygı beklemesi beyhude bir temennidir.

Bu yüzden insan, dara düştüğünde, bir çıkmazın ortasında kaldığında, aslında kendi ihmallerinin sonucuyla karşılaşır. Üzülür, çünkü ektiğini biçmektedir. Ve o zaman yönünü göğe çevirir; halk eden Halik’a sığınır. Çünkü bilir ki, ondan başka kapı kalmamıştır.

Ancak sığınmak tek başına yeterli değildir. Halik halk eder; insan ise akleder. Aklın, gayretin ve şükrün birlikteliği insana yeniden diriliş imkânı verir. Şükreden insan, kendi varlığını yeniden inşa eder; akleden insan, yanlıştan ibret çıkarır; gayret eden insan, umudun kapısını aralar.

Eğer insan bu üçüne sırt çevirirse, vicdan savcısının elinden kurtulamaz. Vicdan, onun yargıcı olur; akıl hâkimi, gönül ise berzahı… O vakit insan, kendi iç mahkemesinde hüküm giyer. Ve cezası, dışarıdan değil, içeriden gelir.

Böyle bir ruh, zamanla hüznün en derin parçasına dönüşür. Artık yaşamaz, sadece sürer. Her nefes bir sitem, her bakış bir pişmanlık olur. Çünkü en büyük kayıp, insanın kendisini yitirmesidir.

İnsan, kendine dönüp şu hakikati idrak etmelidir: Kıymet, kaybedince değil; yaşarken bilinendir. Dua, sadece darda değil; varlıkta da edilmelidir. Zira şükür, varlıkta/bollukta yapılırsa değerdir; darlıkta/yoklukta yapılan dua ise, artık bir yakarıştır.Yakarışın kıymeti elbette büyüktür. Ancak terazi kefesindekinin varlığı kadar terazinin dillerinin duruş kıymeti vardır. Selametle