KÜRŞAT ÇİNLİLER'İN ESARETİNE GİREN,
TÜRK MİLLETİNİ KURTARMAK İÇİN, AYAKLANMA, İHTİLAL YAPARAK,
ÇİN SARAYINI BAS'TI
TÜRKLERİ ESARETTEN KURTARIP,
BAĞIMSIZ TÜRK DEVLETİ KURDULAR.
Doğu Göktürk devleti'ni tahtına çıkan Kimin Kağan (600-609) ile Çin İmparatorluğu arasında ki mücadele sonucu, Kimin Kağan, kendi milletini Çinleleştirmeye hazır olduğuna dair, Çin İmparatoru'na bildirir. Kimin Kağan Devleti'ni, Çin'in himayesine, egemenliğine sokarak, Doğu Göktürk Devleti'nin varlığına kendi eliyle son verdi. Kimin Kağan aldığı bu kararla, Türkler'i, Çinlileştirmek suretiyle yer yüzünden silinmesine çanak tuttu. İlk iş olarak, "Türk Kavmini" Çinliler gibi, düşünmeye, yapmaya, giyim, adet ve dilde Çinlileştirmeye, Türk Kağan'ından itibaren başlatılır.
Daha sonra, Kimin Kağan, aldığı bu kararla, atalarının şeref dolu hayatları ile ters düşen tavrının, ağrına gitti. Çin hakimiyeti'den çıkmak için direnmeye çalıştı. Çinliler
Kimin Kağan'ı öldürdüler.
Daha sonra Kimin Kağan'nın yerine geçen oğlu, Şipi Kağan 609-619) yıllarında, Türkler'in kırılan gururunu kurtarır. Yine Türk Birliğini ve hakimiyetini sağlar.
630 yılının Mart ay'ın da, Göktürk Devleti-Kağan'ı, İl Kağan'ın Çin'e tutsak düşmesi ile, Türklerin esaret hayatı başlar.
"Bir Alman Filozofuna göre Bir milletin tarihinde yıldız'ın parladığı ve söndüğü anların sayısı da o nispette kabarık olur. Bu millet, Türk Milleti gibi tarihin en eski milletlerin'den biri olursa, o zaman şüphesiz, yıldızın parladığı ve söndüğü anların sayısı da o nispette kabarık olur. Bu konu da belirtilmesi gerekli bir başka nokta da, Türk ve Çin Milletleri gibi binlerce yıl komşu olmuş yaşamış ve aralıksız ilişkiler kurmuş milletlerin yıldızlarının parlaklık ve sönüklüklerinin ters yönde oluşudur.
Bundan dolayı, birinin yıldızının parladığı anlar, öbürünün yıldızının sönmeye yüz tuttuğu anlardır.
Dikkate değer bir noktadır ki ; Türk ve Çin tarihleri arasında ki bu konu Milat'ın 8. asrında bir Çin'li tarihçinin de gözünden kaçmamıştır. "Çinli tarihçi diyor ki : "Biz zayıf düştük mü Türkler yükselirler ; biz yükseldik mi, onlar zayıf düşerler. Türkler yükseldiklerin'de BAŞKENTİMİZİN kapılarına yayılırlar ; zayıf düşdüklerinde Türkler'de buyruklarımıza uyarlar." -1-
"Shih-pi Kağan, büyük bir Gökbörüoğlu (Bozkurtoğlu) olup, M.S. 615 yılında, 100 bin kişilik ordusu ile Yen-men'de, Çin (Sui) İmparatoru Yang-ti'yi kuşatmaya muvaffak olmuştu. Böylece, Çin gururuna ağır bir darbe indiren Shih-pi Kağan, Sui Sülalesi'nin yıkılmasında ve yerine T'ang Sülalesi'nin geçmesinde birinci derece rol oynamıştı. -2-
A-shih-na Gökbörü (Bozkurtoğlu) Hsieh-li İl Kağan tarafından M.S. 621-628 yıllarında iyice parlatılan Türk yıldızı, M.S. 629 yılında donuklaşmış, 630 yılında Mart ayın da Doğu Göktürk Devleti-Kağanı-İmparatoru İl Kağan'ın, Çin'e tutsak-esir düşmesi ile başlayan o korkunç, o tüyler ürpertici Türk kıyımı da "TÜRK YILDIZI"nın bu sönüş'ünü tehlikeli bir şekilde hızlandırmak'ta idi. Acaba yılldız'ımız artık bir daha parlamak üzere mi sönmek'de idi ?
İşte, Türk yıldızının sönmeye yüz tuttuğu, Milat'ın 630 yılıdır. Ne yazık ki Çin'in, Türk Birliğini parçalama, ortadan kaldırma siyasetinde Shih -pi İl Kağan'ın büyük oğlu da büyük rol oynamıştı. İl Kağan zamanında, Shih-pi Kağan'ın,Shih-pi-pi adını taşıyan büyük oğlu, T'u-li Kağan ünvanı ile iki küçük Kağan'dan biri olarak kağanlığı'nın doğu kısmını yönetmekte idi.
M.S. 630 yılının Mart ayında, Gökbörüoğlu (Bozkurtoğlu)'nun yıkılmasından sonra, Türk kıyımına başlandığı sıra da T'u-li Kağan esasen Çin Sarayında bulunuyordu.
Küçük kardeşi KÜRŞAT'ın ağabeyi sabık T'U-Lİ KAĞAN'IN İHANETİ ne olabilir ? T'u-li Kağan önce bir vatan haini idi. Yukarı da kısaca işaret edildiği üzere, mensup olduğu devleti yıkmak, içinden çıktığı milleti yıkmak için çalışan Devleti'nin ve milletinin barış'maz düşmanı Çin'in amacına ulaşmasında büyük ölçüde yardımcı olmuş, bundan ötürü de, Çin tarafından iltifat görmüş, hediyelere boğulmuş idi. O, ölünceye kadar vatan haini olarak kalmıştır. -3-
M.S. 630-639 yılları, Çin'de bulunan Türkler için olağan üstü yıllar idi. Bu dokuz yıl içinde kanları ırmaklar gibi akıtılmış, kemikleri dağ gibi yığılmış, oğulları köle, kızları cariye olmuş, onurları ala bildiğine kadar zedelenmiş idi. Her Türk, içinde bulunduğu bu durumdan kurtulmak için, kendinden istenecek her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdı idi.
Gerçekten Gökbörüoğulları'nın liderliğinde Türk'ün bütün tarihinin hiç bir devrinde bu dokuz yıllık devre de içinde yuvarlandığı bu durum gibi, bir durum ile karşılaşmamıştı. İlk yılların sersemliği geçip Gökbörüoğlu gerekli tedbiri almazsa Türk Budun (Ulusu)'nun yıldzının sönmesi önlenemezdi. Nasıl bir tedbir almalı, ne yapmalı idi de sönmeye yüz tutan bu yıldız'ın parlaklığını yeniden sağlamalı idi ?
Gökbörüoğlu o sıra da güç kullanarak Türk Budun (Ulusu)'nun önüne düşemezdi. O sıra da "güç" ağıza alınmak şöyle dursun, hatıra bile getirilmesi mümkün olmayan bir kelime idi. Öyleyse ? GÖKBÖRÜOĞKU KÜRŞAT bu "Hayatı" meselenin karşılığını ayaklanma da bulmuştur. Gökbörüoğulları hem 630 yılının öcünü almış olacaktır. Hem ırmaklar gibi akıtılan Türk kanının bedelini Çin'liye manevi yönden ödetmiş olacaklar, hem de "Çin İmparatoru" ellerinde bir koz olarak kullanacaklardı. Böylelikle Kurt başlı bayrağın ÖTÜKEN GÖKLER'İN DE YENİDEN DALGALANDIRILMASI'NDA ilk ve en büyük engel teşkil eden Çin engeli birden ortadan kaldırılmış olacaktı.
Kahramanlar böyle ortamda görünürler. Baskın fikrini tasarlayan tatbikata koyacak olan KÜRŞAT adında bir Gökbörüoğlu'dur. Kaynak, Kürşat'ın T'u-li Kağan'ın kardeşi olduğunu kaydetmektedir.T'u-li Kağan, Shih-pi Kağan (M.S.609-619)'un oğlu idi. -4-
Kürsat'ın hareketi hakkında Çin'li tarihçi Ssu Makuan bize şu bilgiyi vermektedir :
"İmparator T'AI-TSUNG, SARAYI'NA geldi. Daha önce Kürşat, ağabeyi T'U-Lİ KAĞAN ile birlikte Çin Sarayı'na gelmiş ve kendisine, CHUG-LANG-CHİANG (YÜZBAŞI) RÜTBESİ VERİLMİŞTİ. Kürşat, eskiden kendi boylarından gelen kırkı (40) aşkın TÜRK ASİLSADESİ ile birlikte gizliden gizliye bir AYAKLANMA TEŞKİLATI KURARAK ÇALIŞMAYA BAŞLADI.
Şöyle bir plan tertip etmişti : Tekin Li Chih, Ünvanı Chin-Wang ile bir gece, sabaha karşı İMPARATOR CHİU-CH'ENG-KUNG SARAYIN'DAN DIŞARI ÇIKACAK. Kapıyı kapatmayacak ve nöbetçileri de geri çekecek .
Tam bu sıra da KÜRŞAT ve ARKADAŞLARI açık ve nöbetçisiz kapıdan içeri girecekler ve doğruca İMPATATOR T'AİTSNG'UN BULUNDUĞU ODAYA KOŞUP, O'NU ESİR EDECEKLER.
O gece Kürşat ve arkadaşları, Sarayın yakınında saklandılar. Ancak o gece, aksi bir tesadüfle, şiddetli bir fırtına çıktı. Tekin Li Chih Saray'dan çıkamadı. Kürşat, sabah olunca hareketin duyulmasın'dan ve kılıçtan geçirilmekten korktuğu için, plan gereğince o gece Sarayı basıp, İmparator T'AİTSUNG'U silah gücü ile ele geçirmek kararını verdi.
Kürşat ve arkadaşları Saray Muhafızlarıyla çarpışa, çarpışa Saray'ın dört savunma hattını geçtiler. Fakat Kürşat ile arkadaşları büyük bir şiddet ve sebat'la çarpıştıkları bir sıra da CHE-TSUNG RÜTBELİ, SUN WU-K'Aİ ile öbür Çin'li Komutanların yetişmesiyle püskürtülmelerine sebep oldu. Ayaklanmaya kadrosunda 40 kişi olarak bilinir, ancak ayaklanma saatinde bir arkadaşları görevlendirildiği mevzide yer alamadı.
Hareketin başarı kazanma imkanı
olmadığını anlayan KÜRŞAT ve arkadaşları Sarayı terk ederek, Saray ahırı'na saldırdılar. Oradan aldıkları 39'u aşkın ata atlayarak, ÇİN BAŞKENT'İNDEN çıkmaya muvaffak oldular. Kendi boylarına sığınmak istiyen Kürşat ve arkadaşları kuzeye kaçtılar.
VEN (WEİ) IRMAĞI kıyısına gelip ora da mola verdikleri sırada arkadan gelen Çin Ordusu ile 39 BÖRÜ (BOZKURT), BAŞTA KÜRŞAT OLMAK ÜZERE, HER BİRİ ÇARPIŞA,
ÇARPIŞA "UÇMAK"A VARDILAR. TANRI'YA-ALLAH'A KAVUŞTULAR. -5-
Sayıları elliyi bile bulmayan bir avuç TÜRK, koskoca ÇİN SARAYI'NI BASA BİLİYOR. Kum gibi kaynayan Saray Muhafızları karşısında, ÇİN'Lİ Kaynağında itiraf etmek zorunda kaldığı üzere, "BÜYÜK BİR ŞİDDET VE SEBATLA" çarpışa biliyor.
Baskın ayının rastgele seçilmediği anlaşılıyor. İl Kağan M.S. 630 yılının Mart ayında tutsak düşmüş, O'nun tutsak düşmesi ile birlikte esir düşen Türkler Mart ve Nisan aylarında Çinliler tarafından korkunç, tüyler ürperten bir "KAN BANYOSU"NA UĞRATILMIŞLAR'DIR. Küşat da baskını Nisan ayında yapmakla M.S. 630 yılının o tüyler ürpertici NİSAN AYINA, O TÜYLER ÜRPERTİCİ KIYIMA, TÜRK'ÜN KARŞILIĞINI VERMİŞ OLMASIDIR.
Görülüyor ki, Türk tarihinin akıllara durgunluk verecek derecede muhteşem, inanılması güç olaylarından biri karşısında bulunuyoruz. Sayıları elli kişiyi bile bulmayan bir avuç Türk çocuğu, binlerce kişinin gece gündüz koruduğu, koskoca Çin Sarayı'nı basıp "İmparatoru" kaçırmak gibi akıl almaz bir teşebbüse girişmişlerdir. OLAY M.S. 630 YILININ NİSAN AYINDA GEÇMİŞTİR.
Gökbörüoğlu Kürşat ile 39 arkadaşının baskın hareketi gerçi maksadına ulaşamamış. ÇİN İMPARATORU T'Aİ-TSUNG KAÇIRILIP ÖTÜKEN'E GÖTÜRÜLEMEMİŞTİR.
Bununla birlikte, baskın harekatının asıl maksadı göz önünde bulundurulursa harekat muvaffak olmuştur, hükmünü vermek gerekir.
Anlaşıldığına göre, Kürşat Çin Sarayı'nı basmakla uzak ve yakın iki maksadı gerçekleştirmekte idi. O'nun yakın gayesi, Çin'in orasına, burasına yani Çin her tarafına dağılmış Türkler'i bir yandan iklimin, öbür yandan Çin'linin tesirinden ve zulmünden kurtarıp onları Çin'linin bulunmadığı ve alışık oldukları iklimin hüküm sürdüğü bir yerde toplanmaları'nı sağlamaktı. Nispeten uzak gayesi de Türk Budun (Ulusu)'a cesaret vermek, Çin'liye korku salmak yoluyla GÖKBÖRÜOĞLU -BOZKURTOĞLU SÜLALESİNE YENİDEN BAĞIMSIZLIK KAZANDIRMAKTI.
TCTC'nin aşağıda ki ifadelerinden, Kürşat ile arkadaşlarının yakın gayelerine fazlası ile ulaştıkları görülüyor.
Kürşat'ın ayaklanmasından sonra, Türkler'in HO-NON BÖLGESİ'NE yerleştirmelerinin ÇİN için faydalı olmadığı söyleniyordu. -6-
İmparator T'ai- tsung, Huai-Huaa Chün -Wang adlı ve Yu-vh -hou ta-chiang-chün rütbeli Hua -C-hou Bölgesi tu-tu (komutan)'su A-shih-na Gökbörü ? DiSsu-mo'yu İ-mi-ni -shu sihih -li-pi Kağan ilan etti. Ona Kağan'lık alameti olan, davul ve renkli tüylerden yapılmış bir tuğ verdi."
" Ayrıca İmparator T'ai-tsung, türlü Çin bölgelerinde bulunan Türk ve öbür bütün yabancıların, her zaman Çin'in sınırlarını bekleyen ve koruyan nöbetçileri olmaları için Sarı Nehrin ötesinde ki kendi memleketlerine dönmelerini emretti." -7-
Görülüyor ki, Kürşat'ın başında bulunduğu bir avuç Türk toprağa düşmüşlerdir. Bu baskından sonra, Çin'e büyük bir korku salmışlardır. Mağrur İmparatorun'dan ta sokakta ki, Çin'liye kadar, bütün Çin'linin yüreğini kaplayan, bu Türk korkusu iledir ki :
1- Türk'ün Ho-Nan Bölgesi'ne yerleştirilmesinden vazgeçilmiştir. -8-
2- İmparator Gökbörüoğlu Li ss-mo'yu derhal Kağan yapmıştır.
3- Çin'in çeşitli bölgelerine dağıtılıp sıcak ve rutubetli iklim tarafından kırdırılmaya terk edilen Türkler derlenip vakit geçirmeden Sarı Nehri'nin kuzeyine atılmışlardır. -10-
Böylece, Çin'de bulunan Türkler eriyip yok olmaktan kurtarıldılar. Bu hareketten sonra, Türkler'in gönlünde ki, hürriyet ateşi büyüdü. Kısa zamanda tez elden ve dalga dalga bütün Türk İllerine dağıldı.
Kısa zamanda bağımsızlıklarını kazandılar.
Sönmeye yüz tutan Türk yıldızı, Türkler'in yeniden dirilişi ile artık ebediyyen parlayacaktı.
Kaynaklar :
1- Chiu T'ank-Shu, 196 B, 16 a, Paul Pelliot, Historie ancienne du Tibet ( oeuvre Posthume), Paris 1961, s.77.
2- T'e-fu yüan-kueı (TFYK), 964 :2 a)'den naklen Chang Jen-t'ang, a.g.e.,s.69-70.
3- T'e-fu yüan-kueı (TFYK), 964 : 2 a)'den nakln Chang Jen-t'ang. a.g.e., s. 69-70.
4- Tzu-chih Tung-vhoen (TCTC), 188 bölüm, s.1812 b. Kşl. CH.ang. Jen-t'ang, devrinde ki DOĞU GÖKTÜRKLERİ hakkında yeni belgeler.Taioei 1968, s.106-108.
5- Tzu-chin t'ung-chien (TCTC), 195 bölüm, s.1887 b. Kşl. ch. Jen-t'ang,
devrinde ki DOĞU GÖKTÜRKLERİ hakkında yeni belgeler, Taipe 1968, s. 106-108.
6- TCTC, 195. bölüm, s. 1888 a. Ayrıca bk. Chang Jen-t'ang, s.108.
7- TCTC, 195. bölüm, s.1888 a. Ayrıca bk. Chang jen-t'ang s.108.
8- Türk'ü Ho-Nan Eyaletine yerleştirmek demek, bu sıcak bölgede kırdırmak demekti.
9- Prof. Dr. Cevdet Gökalp, Töre Dergisi, Ocak 1973, s.20, s.10-15.
Sevgili dostlar. Sevgi, selam, duâ ve saygılarımla.