7,6’nın il dışına savurduklarındanım. Gönüllü sürgünü, zorunlu gurbeti yaşayanlardanım. Yıkılmış bir şehrin enkazını omuzlarında hissedenlerdenim. Adıyaman’da yaşamıyorum ama gurbette Adıyaman'ı iliklerime kadar yaşıyor ve Adıyaman'ı yazıyorum. Her Adıyaman’a dışarıdan gelen gibi izlenimlerimi, hissettiklerimi merak edenler var, soruyor dostlar.
Kalanlar, pişmanlığımı dinleyip iyi ki ben kalmışım demek istiyor. Gidenler ise beni arayıp gitmekle iyi mi yaptık sorusuna, sorununa dair konuşmak istiyor. Sizlerle hislerimi, izlenimlerimi paylaşmak istedim. Biraz uzun bir yazı olursa kusuruma bakmayın lütfen.
Adıyaman dışında yaşayan herkes gibi heyecanla gelmek istiyorum memleketime. Bir an önce dostlarımı ve sevdiklerimi, çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği sokakları görmek yarama melhem sürmek istiyorum.
Yola çıkmadan önce paralanmak için paralanıyorum biraz. Nakit birşeyler hesabımda cüzdanimda olsun. Arabamın bakımını memleketimde yapayım. Alınacak bir iki kıyafet varsa ordan alayım. Bir iki harçlık vereyim. Orada birikmişse burda harcayayım, hatta orada borçlanıp buradan alayım diyorum. Nissibi’yi geçtikten sonra gözlerimi kapasam yolu karıştırmam ilmek ilmek biliyorum şehrimi.
Her geçtiğim köyde bir tanıdığım var hemen hemen. Kahta'da dursam onlarca evim var. Ama durmak istemiyorum. Ekspres Adıyaman. Samsat yol ayrımına gelince büyük depremin habercisi küçük depremi hatırlıyorum. Nasıl da kaderine terk etmiştik Samsatımızı. Hasancık’da boğazım düğüm düğüm. 5 Fatiha 2 Yasin gömülü az ilerde. Mahmut Ensari' ye varınca sarıya dönüyor hava. Havada birşeyler var genzi yakan. Hastane kavşağı sol ölüm sağ yalan. Konteynırlarda kalanlar evlerde kalanlardan daha şanslı bence. Nedense ev denince anımsadıklarım pek iyi değil üstelik tüm evler yaralı, kimisi yamalı. Her şehrin bir giyim kuşam biçimi vardır. Giyim LCW kuşam hüzün bu şehirde. Nerde görsem beyazlamış kirli sakalları ile benzi solmuş yüzleri ben bunlardanım derim.
Şehir bulanık, karmaşık ülkenin en hurda araçları da burda sanki. Her taraf iş makinası iş makinaları arasında sıyrılan insanlar. Nüfus çok kalabalık kimse ölmemiş kimse göçmemiş sanki bu şehirden. Böyle mi olmalı bilmiyorum. Sanki böyle olmamalı. Bir çok şey değişmiştir diye düşünürken değişen Karadağ. Karadağda kutu kutu binalar. Doğru olan nedir? Nedir doğru olan? Küçük kutu evler yetiyor idiyse depremden önce neden büyük kutu evler yaptık. Deprem olacağını bilmiyorduk mu diyeceksin . Biliyor idik bu kadar şiddetli olacağını bilmiyorduk, deme yalan vallahi yalan.
Verdiğin emeğin büyüklüğünü inkar edemem ama ettiğininin bedelinide gör ey insan. Emeğin büyük, evlerin küçük ya, bilgin çok insiyatifin de az. Şehrin insanlarını ayağa kaldırmadan şehri ayağa kaldıramazsın. İnsanları ayağa kaldırmak için insanlarımıza iş, geleceklerine dair umut verin. Bu memleketin gençleri bu memlekete sahip çıkacaktır. Gördüğüm en büyük risklerden biri işsiz gençlerdir. Sahip cıkılmayan gençler bu memlekete sahip çıkacak gençlerdir. Acilen gençliğin inşası için projeler üretilmelidir. Sahipsiz Adıyaman, sahip çıkılan gençler tarafından umudu kuşanmış şehir olabilir.
Hayırlı Bayramlar. Selametle