Hayatta bazı anlar vardır, küçücük bir davranışın yankısını yıllar sonra duyarsınız. Bir gün iyi niyetle uzattığınız el, ummadığınız bir anda size başka birinin eli olarak geri döner. Ya da bir zamanlar kalbini kırdığınız biri, hiç beklemediğiniz bir günde hayatınızdan sessizce çekilir. İşte o an, zihninizde yankılanır: “Men dakka dukka” — Ne yaptıysan, o sana yapılır.
Bu söz kulağa biraz tehdit gibi gelse de aslında çok adil bir dengeyi anlatır. Çünkü hayat, bumerang gibidir. Gönderdiğiniz neyse, bir gün dönüp sizi bulur. Gülümsediğiniz biri size gülümser. Umursamadığınız biri sizi unutur. Sevdiğiniz kadar sevilirsiniz. Kırdığınız kadar kırılırsınız.
İkili ilişkilerde bu dengeyi korumak zor ama değerli. Bir dostun zor gününde yanında olmazsanız, sizin karanlık anınızda o da olmayabilir. Çocuğunuza zaman ayırmazsanız, büyüdüğünde sizi hayatının dışında bırakabilir. Sevdiğiniz insana değer vermezseniz, bir gün onun kalbinde yer bulamayabilirsiniz.
Elbette hayat her zaman bire bir adaletli işlemeyebilir ama uzun vadede karakterimizle ördüğümüz yol, bize geri döner. O yüzden birini yargılamadan önce dinlemek, kırmadan önce düşünmek, sevmekten vazgeçmeden önce şükretmek gerek. Çünkü gün gelir o aynaya bir de kendimiz için bakarız.
Kısacası, hayat bir yankıdır. Ne söylerseniz, o duyulur. Ne verirseniz, o çoğalır. Ne yaparsanız, size döner.
Men dakka dukka...

