Günümüzün en büyük yanılgılarından biri, her soruna anlık çözümler aramak. Oysa toplumların kaderi, bugünü kurtarmakla değil; yarını inşa etmekle şekillenir. Bugün yaşanan sıkıntılar, elbette inkâr edilemez. Ancak sadece günübirlik hamlelerle yol almaya çalışmak, geleceğin büyük fotoğrafını kaçırmamıza neden olur.
“Bugünü kurtarmak olsaydı mesele, bugünkü hükümet bunu yapacak güçtedir.” Evet, bu cümle belki birçok kişinin hislerine tercüman oluyor. Çünkü mevcut iktidarın elinde bugünü yönetebilecek imkânlar ve tecrübe mevcut. Ama asıl soru şu: Yarınlarımız ne olacak?
İşte tam da bu noktada, bazı gerçeklerle yüzleşmek, bazı riskleri ve kazanımları birlikte değerlendirmek gerekiyor. Siyaset, sadece bugünün değil, yarının da hesabını yapabilmeyi gerektirir. Ekonomiden güvenliğe, diplomasiden toplumsal huzura kadar her başlık, uzun vadeli bir perspektif ister.
Ben, bu süreçte Cumhur İttifakının samimiyetine güveniyorum. Çünkü devlet dediğimiz büyük organizmanın ayakta kalması, ancak güçlü ortaklıklarla, kararlı duruşlarla mümkün olabilir. Fikir ayrılıkları elbette olacaktır; tartışmalar, eleştiriler, öneriler… Bunlar demokrasinin doğal parçalarıdır. Ama devlet söz konusu olduğunda, milletin birliği ve geleceği söz konusu olduğunda, saflar netleşir.
Bu yüzden diyorum ki:
Devletimin yanındayım.
Bugün değil, yarın için.
Kısa vadeli hesaplar için değil, büyük resim için.
Zor zamanlarda duruş göstermek gerektiğine inandığım için…
Mesele bugünü kurtarmak değil;
Mesele geleceğimizi sağlam temellere oturtmak.

