BEDİR YAMAN


MEZBAH-TUL KUB KUB nedir bilir misin?

MEZBAH-TUL KUB KUB nedir bilir misin?


Fransa 1909 yılında Çad ülkesini istila ettikten sonra Kuseyri direnişleri ile ciddi kayıplar vermeye başladı. Onları kokutan Müslümanların birlik ve beraberliğini sağlayan alimlerdi. Birlik beraberliği sağlayan ve örgütlüğü organize eden alimleri yok etmeliydiler. Ha keza bu birlik ve beraberlikle  Çanakkale'de kenetlenmiş Müslümanların beslendiği kaynakları kurutmalıydılar.  Çanakkale savaşına  her türlü desteği sunmuş olan Afrika bölgesi ile İslam coğrafyasında ki  Müslümanlardan intikam almak için katliamlarla birlikte nifak tohumlarını da ekmeliydiler. Bunun için günümüzde olduğu gibi şer planlarını devreye koymaktan geri durmadılar. İşgalci Fransızlar işbirlikçileri üzerinden 15 Kasım 1917 de Çad'ın Abese şehrinde Müslümanların geleceği ile ilgili bir konferans tertip ettiler. Müslüman alimler ve çoğu Osmanlı medresesinde yetişmiş olan 400 alim kendilerine gelen davet üzerine büyük bir istek ve heyecanla sürece katkı sunmak adına toplantı için Abese şehrine geldiler. Alimler sabah namazında iken tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliam biçimi ile Fransız patentli işgalciler tarafından pala ve satırlarla katledildiler. Sonrasında  diğer katliamlar gibi müslümanların zihinlerine vurdukları prangalarla bu katliamı unutturdular. 
Unuttuk ve yazmadık. Çanakkale'de şehit olan 250 bin Şühedanın mensubiyetlerini ve tahsillerini unuttuğumuz gibi.  Bundan dolayı değil midir ki Müslümanların birlik olmama sebeplerini kavrayamıyoruz, bundan değil midir ki işid, boko haram v.b terör örgütlerinin neden pala ve satır kullandığını hala kavrayamıyoruz. Sahiplerinin yap dediklerini İslam adına yapıp medeniyetimize , kalp ve zihinlerdeki İslam kavramlarına düşman celladına aşık insanlar projelerinde başarıya! Ulaştılar. En azından öyle zannediyoruz! ki İslam’a ait değer ve sembollere yabancı hatta düşman bir çemberde dönüp duruyoruz.
İşte tamda 7 Ekim de Kasa Tufanı direnişi ile Gazze'ye serpilmiş bir avuç tohum İzzet ve şerefi bizlere hatırlattı. Siyonizm ve emperyalizmin sirayet etmediği kalplerin nasıl da tahkiki imanla dolu olduğunu gördük. Biz gördük görmesine ama kalplerimiz o kadar evrim geçirmiş ki bu izzetli ve şerefli direnişe hala anlam veremeyenlerimiz var. Aksa Tufanı ve Hamas er ya da geç nurun tamamlanacağı fitili ateşledi. Bizi ilgilendiren asıl mesele bu fitil ateş alırken bizim ne yaptığımız ve nerde durduğumuzdur. 
Eylem, slogan, boykot eyvallah. Ancak artık nesillerimize Gazze direnişini, Filistin'i Çanakkale'yi, Kub Kub katliamını, dar ağaçlarını anlatmanın zamanı değil mi? Hele hele her üç gençten birinin hiçbir şeysiz yetiştiği bu çağda. İnsan ve Medeniyet Hareketinin bizden başlayacağını  idrak etmemizin vakti değil mi?
Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/pub/ismus/issue/42712/515236
Selametle...