Modern hayatın karmaşasında çoğu zaman ihmal edilen bu kutsal sorumluluğun anlamını ve önemini bir kez daha hatırlamanın tam zamanı…
Zaman hızla akıyor. Teknoloji, yaşam tarzları ve alışkanlıklarımız değişiyor. Ancak bazı değerler vardır ki, zamanın akışına karşı durur; değişmez, eskimez ve daima hayatın merkezinde kalması gerekir. İşte o değerlerden biri de namazdır.
Namaz, İslam’ın beş temel esasından biridir. Kur’an-ı Kerim’de yüzlerce ayette namazdan söz edilirken, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), onu "dinin direği" olarak tanımlar. Direği olmayan bir yapı nasıl ayakta duramazsa, namazsız bir din yaşantısı da eksik ve zayıf kalır.
İman, Namazla Şekillenir
"Namaz, imanın gereğidir" derken sadece bir ibadet görevinden söz etmiyoruz. Namaz, kişinin Rabbine yönelişidir; gündelik hayatın hengâmesinden sıyrılıp maneviyatla buluştuğu andır. İman kalpte başlar ama orada kalmaz; amel ile, ibadet ile dışa vurulur. İşte namaz, bu imanın en görünür ifadesidir.
Namaz kılan bir mümin, günde beş vakit Allah’ın huzuruna çıkar. Bu düzenlilik, hayatını da disipline eder. Kul, her secdede nefsini terbiye eder, her rükûda tevazu öğrenir. Bu yönüyle namaz, sadece bireysel bir kulluk eylemi değil, toplumsal barışa ve ahlaki olgunluğa da katkı sunan bir ibadettir.
Unutulan Değerlere Dönüş
Günümüzde ne yazık ki birçok insan, zaman darlığını, yoğunluğu veya dünyevî meşguliyetleri bahane ederek namazdan uzaklaşıyor. Oysa ki namaz, hayatı kolaylaştıran bir ibadettir; zorluk çıkaran değil. Her gün belli vakitlerde durup nefes almak, düşünmek ve Allah’a yönelmek; insanı ruhsal olarak da dinlendirir.
Unutmamalıyız ki teknoloji gelişir, dünya değişir; ama kulun Rabbine olan ihtiyacı değişmez. Namaz, bu bağın canlı kalmasını sağlar. Dinî sorumluluklarımızın temel taşı, ailemize ve gençliğimize örnek olacak bir yaşam tarzının anahtarıdır.
Sonuç: Namazla Dirilen Hayat
Bugün bir yenilik arıyorsak, daha huzurlu bir toplum istiyorsak, önce kalplerdeki boşluğu doldurmalıyız. Bu da imanla, ibadetle ve özellikle namazla mümkündür. Çünkü namaz; dinin direği, imanın gereğidir. Ve bu direk ne kadar sağlam olursa, hayat binamız da o kadar güçlü ayakta durur.

