Ramazan YAVUZ


Önce Kendini Sev, Sonra Dünyayı Dönüştür

Önce Kendini Sev, Sonra Dünyayı Dönüştür


Günümüzün hızla tüketilen ilişkilerinde, artan gürültüde bir ses sürekli arka planda fısıldıyor: “Önce kendine dön.” Kendine yabancılaşan insanın dünyaya verebileceği bir şey kalmıyor. Oysa içimizdeki düzeni kurmadan dışarıdaki karmaşayı düzene koymamız mümkün değil. Bu nedenle, sevgi yolculuğu her zaman tek bir adımla başlar: Kendini sevmek.

Kendini sevmek, çoğu kişinin sandığı gibi bencilce bir tercih değil; aksine insanı daha merhametli, daha dengeli ve daha adil kılan içsel bir tutarlılıktır. Kendi değerini bilen bir insan, başkasının değerini de bilir. Hayata saygı, insanın kendine duyduğu saygıyla başlar.

Bu içsel sevgi bir kez filiz verdi mi, dal budak salmaya başlar. Sadece insanlara değil; hayvanlara, bitkilere, doğaya, hatta cansız kabul ettiğimiz eşyaya bile özen duyarız. Çünkü varlığın her parçasının bir düzenin içinde yer aldığını, her şeyin bir bütünün parçası olduğunu fark ederiz. İsraf etmemek, şükretmek, merhamet göstermek bu bilincin doğal sonucudur.

Peki yaratılışımız bize neyi emrediyor? Aslında cevap, karmaşık değil:
İyilikle yaşamak.
Adaletli olmak, emaneti korumak, nefsin esiri olmamak, öğrenmekten vazgeçmemek… Hepsi insan olmanın sarsılmaz sütunlarıdır. Öfkenin, kibrin, hırsın kararttığı bir dünyada merhameti ayakta tutmak ise belki de en büyük insanlık görevimizdir.

Bugün yaşadığımız toplumsal çalkantılar, bireyin içsel dünyasındaki kırılmaları da yansıtıyor. Kendini sevmeyen, kendine saygı duymayan insan; toplumda da sevgiyi ve saygıyı yeşertemez. Bu yüzden değişim evde, işte, sokakta değil; önce insanın kendi içinde başlar.

Sonuç mu?
Basit ama derin bir formül:
Kendini sev → Dünyayı sev → Varlığı anla → İyilikle yaşa.

Çünkü içimizdeki iyiliği büyütmeden, dışarıdaki dünyayı güzelleştirmemiz mümkün değildir.