BEDİR YAMAN


Seni Çalmışlar Ey Velat

Seni Çalmışlar Ey Velat


O topu götür aldığın yere bırak, ensede acı bir şaplak. 
Yol benim yolcu benim gerisi angarya, bir ben varım birde köpekler! Yerine bırakılacak dedi ise ana emri, ilahi emirdir artık.  Çaldığını yerine bırakacaksın ve çalmayacaksın.
İki ruvık buğday fazla aldın haram, haram bulaşırsa aşıma, eşek dikeni batmış gibi kanar yaram. Evlat bir dane dahi olsa bizim hakkımız onlara geçsin, onların hakkı bizde kalmasın demişti değirmenci Ömer. Bu nasihatte bulunamadı mı senin atan. Bu nasihatte bulunmayanın soyu mu olur?  Soyluluk yolsuzluğa karşı bir duruştur. Hırsızlık ile yolsuzluk baba oğuldur. Soysuzluk yolsuzluğun karındaşı, kan kardeşidir. Soysuz soyandır, soyan soysuz… Ya da ben soyluyum, sopluyum deyip ciğerlerine haram nefes, midesine haram lokma dolduran haramiler değil midir soysuz olan?

Ne yaptın sen, bakışlarından iğrendiğim velet. Ekmek mi çaldın , umut mu? Dilinden düşürmediğin Vatan sağolsun. Ama  senin olsun değil mi ? Sen hakkı (deveyi) havuduyla hakkedensin öyle mi? paçalarından aşağı liyakat akıyor senin. Sen herkesten ötesin. Vatan sana canım feda derken, ihale çizelgesinde bir kilo ete kaç lira yazsam diye mi zorlandın.
Ye, iç, tüket, ama israf olmasın. Sen orada olduğun için israf olmadı ya! bal tutan parmağını yalayacaksın öyle mi? Parmağını bala mı bandın b..ka mı? az kaldı çok geçmeden anlayacaksın.
Sahi kaç lira ihale bedeli ile karnı doyar evdeki yavrularının. Yediğin yetim hakkı, ana-baba-yavru hakkı. İflah mı olacaksın ıslah olmaz velet?

Yolsuzluğu ganimet bilenlere yolsuz mu, yollu mu denir? Bu aralar bunu düşünüyorum.

Sahi ey Saki! kaç haramisi var bu şehrin, kırk mı? kırktan bir fazla mı? Kırk milyon kırk haramiye kırk yıl yeter mi? Kırk binlerce ölenin kırkı çıkmamışken seni çaldılar ey velat.
Sesi aç, gözlerini kapa, dişlerinle eze eze sözlerinden tasarrufta bulunma ki nefes alasın, söz serbest, küfre girme ne olur…
https://www.youtube.com/watch?v=j56ujw-PLYQ
Bu sofracık, efendiler, halkımızın varı yoğu, hayatı
Kan ağlayan, can çekişen halkımızın,
Bekler sizi efendiler önümüzde titrer durur,
Ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, yiyin, yutun
Yiyin, yutun, şapur şupur.
Yiyin efendiler yiyin, bu iştah veren sofra sizin,
Doyuncaya tıksırıncaya patlayıncaya kadar yiyin,
Yiyin efendiler yiyin, bu iştah veren sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya, kadar yiyin.
Verir bu fukara memleket nesi var nesi yoksa hepsini,
Verir malını, canını, umudunu, düşünü,
Rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini,
Hadi, hadi yuvarlayın, düşünmeyin haram mıdır, helal mi?
Hepsi bu nazlı beylerindir ne varsa ortalıkta,
Soy, sop, onur, düğün, oyun, konak, saray, caka,
Hepsi sizin efendiler, konak da, saray da, gelin de, alay da,
Hepsi sizin, hepsi sizin, hem hazır lop kolayca.
Yiyin efendiler yiyin, bu iştah veren sofra sizin
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya, kadar yiyin
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak,
Yarın sönmüş bakarsınız bugün çıtırdayan ocak,
Hazır mideler sağlam, hazır mideler sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak, çanak.
Yiyin efendiler yiyin, bu iştah veren sofra sizin
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya, kadar, 
Tıksırıncaya, patlayıncaya, kadar yiyin,
Tıksırıncaya, patlayıncaya, kadar yiyin.                                                                      Tevfik Fikret

Deprem oldu, binalar öldürdü,  baniler (yapan,eden,denetleyen) firarda mı? piknikte mi? mangal! Yürekliler…  
Yakalansalar da beş ay bir gün sonra, ölenlerden kalan meydanlar onlarındır. Ölen öldü kalan sağlar bizimdir diyecekler Sağları sağabilen hürler! 
Öyle ya! Adıyaman bu, samanyolu galaksisinde herhangi bir yer. 
Başın düşerse dara sakiyi ara. O doldursun sen iç, o doldursun sen iç kan kusasıca…
Hakkaten ihaleler ne alemde. Tüm haklarım bana mahfuzdur, haramilere amade… peşkeş çekilmiş şehrin perişanları neredesiniz?...