Dar Gelirliler ve Memur Emeklileri Yok Sayan Düzen: Sessiz Çığlıklarını Kim Duyacak?
Türkiye’de ekonomik kriz derinleşirken, en büyük yükü dar gelirliler ve memur emeklileri omuzluyor. Hayat pahalılığı, zam yağmuru ve alım gücünün her geçen gün erimesi, milyonlarca vatandaşı çaresizliğe sürüklüyor. Ancak ne iktidar ne de muhalefet, bu çığlığı gerçekten duymak istiyor.
İktidar, ekonomik enkazın altında inim inim inleyen halkın sesini bastırmak için sürekli gündemi manipüle ediyor. Gerçek sorunları konuşmak yerine yeni yapay krizler üretiyor, medya gücünü kullanarak halkı uyutmaya çalışıyor. Yandaş medya, emeklilerin, asgari ücretlilerin ve dar gelirlilerin yaşadığı sefaletin üzerini örtmek için algı oyunlarıyla hükümetin günahlarına ortak oluyor.
Peki, muhalefet? O zaten kendi iç çekişmelerine o kadar gömülmüş ki, "ana muhalefet" diye bir kavram Türkiye’de neredeyse anlamını yitirdi. Kendi koltuklarını koruma derdine düşen muhalefet partileri, halkın gerçek gündemini sahiplenmek yerine kısır döngüler içinde boğuluyor. Hal böyle olunca, ezilenlerin, geçim sıkıntısı çeken milyonların sesi duyulmuyor, duyulsa bile duymazdan geliniyor.
Oysa sokaklarda gerçek bir dram yaşanıyor. Markette, pazarda fiyatlar her gün artarken, sabit gelirli vatandaşın cebi daha da boşalıyor. Elektrik, su, doğalgaz faturaları artık insanların yaşamını tehdit eden birer kriz haline gelmiş durumda. Kiralar uçtu, temel gıda maddeleri bile lüks oldu. Peki, bu insanlar nasıl yaşayacak? Kim onların hakkını savunacak?
Dar gelirli, memur emeklisi, asgari ücretli, işçi… Hepsi aynı soruyu soruyor: "Sesimizi duyan yok mu?"
Ekonomik enkaz altında ezilen milyonlar, sadece seçimden seçime hatırlanmak istemiyor. Onlar, insanca yaşamak istiyor. Yetkililer, patronlar, siyasetçiler, medya mensupları… Herkesin bu feryadı artık duyma vakti gelmedi mi?
Sessiz çığlıkların yankısı bir gün duvarları aşacak. Ama o güne kadar, kimse “ben görmedim, ben duymadım” diyemeyecek…