Türkiye’nin en can yakıcı meselelerinden biri olan terörle mücadele yıllardır siyasetin, güvenlik birimlerinin ve devlet kurumlarının omuzlarında ağır bir sorumluluk olarak taşınıyor. Ancak şu soru giderek daha anlamlı hale geliyor: Terörle mücadelede sadece devletin çabası yeterli mi? Ya biz vatandaşlar, bu sorumluluğun neresindeyiz?
Sessiz Kalmamak
Toplum olarak ilk görevimiz, teröre karşı net ve kararlı bir duruş sergilemektir. Terör eylemi kimden gelirse gelsin, kimi hedef alırsa alsın, susmak ya da görmezden gelmek, dolaylı olarak bu şiddetin sürmesine katkı sunar. Sessizlik onay değildir belki ama etkisiz bir tepkisizliktir. Bu nedenle vatandaş, sosyal medyada, çevresinde, bulunduğu her ortamda şiddeti ve terörü açık bir dille reddetmeli, barışı ve hukuk devletini savunmalıdır.
Bilgiyle Donanmak
Terör örgütlerinin en güçlü silahlarından biri dezenformasyondur. Yalan haber, manipülasyon, kutuplaştırıcı içerikler toplumda güven duygusunu zedeler. Vatandaş olarak doğruluğu teyit edilmemiş bilgiye inanmak, paylaşmak ya da yaymak, farkında olmadan terörün psikolojik hedefine hizmet eder. Güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek, her vatandaşın sorumluluğudur.
Toplumsal Dayanışma ve Empati
Terör sadece can almaz, toplumun ruhunu da hedef alır. Birbirimize karşı öfke, ötekileştirme ve düşmanlık beslememize neden olur. Oysa terörle mücadelede en büyük toplumsal güç, birlik duygusudur. Farklı görüşlere, kimliklere, mezheplere saygı duyarak ortak bir vatan idealinde buluşmak, terörün en büyük oyununu bozar.
Gençleri Kazanmak
Gençler, terör örgütlerinin hedef kitlesinin başında gelir. Eğitimden uzaklaşmış, işsiz, umutsuz bırakılmış gençler kolayca istismar edilebilir. Bu noktada vatandaş, özellikle yerel düzeyde gençlere sahip çıkarak, onları sosyal, kültürel ve ekonomik olarak destekleyecek mekanizmaların parçası olmalıdır. Gönüllü çalışmalar, dernekler, mentorluk programları gibi küçük adımlar büyük fark yaratabilir.
Oy Verirken Duyarlı Olmak
Teröre karşı en etkili sivil güç, demokratik hakların bilinçli kullanımıdır. Oy verirken sadece ekonomik vaatlere değil, aynı zamanda adayların terörle mücadele vizyonuna, toplumsal barış konusundaki hassasiyetine de dikkat etmek gerekir. Çünkü terörle mücadele sadece güvenlik değil, aynı zamanda vicdan, adalet ve toplumsal uzlaşı meselesidir.
Sonuç olarak:
Siyaset üstüne düşeni yaparken, vatandaşın da susarak ya da ilgisiz kalarak sorumluluktan kaçması mümkün değildir. Terörle mücadele yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda bir toplumsal bilinç ve vicdan meselesidir. Terörsüz bir Türkiye ancak birlikte mümkündür.

