Ramazan YAVUZ


Ümmet Olmak Birlik Olmaktır

Ümmet Olmak Birlik Olmaktır


Bugünlerde dünyanın dört bir yanında yaşanan krizler, savaşlar ve toplumsal çalkantılar bize bir gerçeği tekrar hatırlatıyor: Ümmet bilinci zayıfladığında, parçalanmışlık derinleşir. Oysa ki İslam, bireysel kurtuluş kadar toplumsal sorumluluğu da merkeze alır. "Ümmet" kavramı, sadece dini bir kimlik değil, aynı zamanda dayanışma, adalet ve kardeşlik etrafında örülmüş bir birlik şuurudur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in veda hutbesinde vurguladığı gibi, müminler bir bedenin azaları gibidir. Bir uzuv acı çektiğinde, bütün beden o acıyı hisseder. Bugün Gazze'de dökülen gözyaşı, Doğu Türkistan'da bastırılan özgürlük çığlığı ya da Afrika'da yoksullukla mücadele eden kardeşlerimizin dramı, hepimize dokunmalı. Çünkü biz, aynı kıbleye yönelen, aynı Kur'an'ı rehber edinen bir ümmetiz.

Ancak ümmet olmak, sadece acıda birleşmek değil; umutta, sevinçte, üretimde, bilgide ve adalette de birleşmeyi gerektirir. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeli, mezhep, meşrep ve coğrafya ayrımlarını ayrılık vesilesi değil, tanışma ve yardımlaşma aracı olarak değerlendirmeliyiz. Bugün ümmetin en çok ihtiyaç duyduğu şey, içten bir birlik ruhudur.

Birlik demek, tek tipleşmek değil; ortak hedefler etrafında kenetlenmek demektir. Bunun için önce birey olarak kendimize düşeni yapmalı, çevremize adalet, merhamet ve sorumluluk bilinciyle yaklaşmalıyız. Unutmayalım ki, gerçek ümmet şuuru, günlük hayatımızda sergilediğimiz ahlaki duruşla başlar.

Bugünün dünyasında ümmet olmak, sadece bir kimliği taşımak değil, bir duruş sergilemektir. Ve bu duruş, ancak birlik olursak anlam kazanır.