Adıyaman AK Parti İl Teşkilatında son günlerde yaşananlar, ne yazık ki ibretlik bir hâl almış durumda. Saha çalışmaları, teşkilatın motivasyonu ve partinin kamuoyundaki itibarı adına olumlu işler yapılırken, bazı kişisel hesaplar ve dedikodular partinin iç barışını zedeliyor. Yakın geçmişten ders alınmamış gibi görünüyor. Yazık.
Yeni atanan İl Başkanı, Genel Merkez’in onayıyla görevine başladı ve göreve geldiği günden bu yana ciddi bir mesai harcıyor. Açıklamaları net, cesur, yerinde ve teşkilatın moralini yükselten türden. Ancak buna rağmen birileri ısrarla “İl Başkanı görevden alınacak” şeklinde söylentiler yayıyor. Bu haberlerin kimler tarafından çıkarıldığı ve hangi amaca hizmet ettiği sorgulanmalı.
AK Parti İl Genel Meclis Üyesi ve Meclis Başkanı, Türkiye’de eşi benzeri görülmemiş bir şekilde Kahta’da listenin son sırasına yazıldı. Bu hamle, adeta bir mesaj niteliğindeydi: “Erdoğan bu durumu hakaret sayıp çekilsin.” Fakat Sayın Erdoğan herkesi yanılttı. “Davamın mensubuyum,” dedi ve tavrıyla teşkilata örnek oldu. Kahta halkı da bu vakur duruşa karşılık verdi ve yeniden seçerek meclis başkanlığına taşıdı.
Ancak hızını alamayan birileri, Kahta İlçe Kongresi'nde ikinci bir ayıba imza attı. Sayın Erdoğan, bu sefer il delegesi yapılmadı. Neyse ki, AK Parti Merkez İlçe Kongresi'nde Fatih Olgun bu hatayı telafi etti ve Erdoğan'ı il delegesi yaptı.
Şimdi soruyorum: Erdoğan’ın sahadaki çalışması mı birilerini rahatsız etti?
Bu başlık altındaki detayları şimdilik açıklamıyorum. Ancak Kahta Devlet Hastanesi’nde başlayan ve bireysel tavırlarla yasa hiçe sayılarak sürdürülen yanlışlıkları tespit ettiğimde, kamuoyuyla paylaşacağım. Bu ayıbı da belgeleriyle birilerinin yüzüne vuracağım.
Gözlemim şudur ki; AK Parti içinde bazı rütbeli kişiler, kişisel ikbal uğruna hem kendilerine, hem partiye, hem de fedakârca çalışan insanlara zarar veriyor. Bu tutum, seçime yaklaştığımız şu kritik süreçte affedilmez bir hata olur.
Ülke büyük zorluklarla mücadele ediyor. Adıyaman hâlâ depremin izlerini silmeye çalışıyor. Böyle bir dönemde, içten içe yürütülen bu politikalar sadece partiye değil, millete de zarar verir. Artık kırk kere düşünüp bir kere konuşmanın zamanıdır.