Yılın bu zamanları, 8.sınıfların bulunduğu okul koridorlarında bir sessizlik hâkimdir. En ürktüğüm ve sevmediğim şey.
Bir cocuk sessiz ise genelde bir kabahat işliyordur. Bir genç sessiz ise benliğini sorguluyordur bir yetişkin sessiz ise genellikle pes etmiştir. Kimisi bu sessizliği, huzur olarak görüyor olabilir ancak bu sessizlik bastırılmış bir telaşın, omuzlara çökmüş bir yükün sessizliğidir.
LGS’ye iki ay kalmıştır. Öğrenciler, yaşlarının çok ötesinde bir ciddiyetle sınava hazırlanmaktadır. Kimi deneme kitaplarına gömülmüş, kimi özel ders ile zamanını bölüştürmüş, kimi ise haftada yedi gün kursa koşmaktadır. Bazı çocuklar öğrenilmiş çaresizlik hali ile ben zaten başarısız biriyimi kabul etmiş bulunmaktadır. Daha bir kaç yıl önceydi gülüşleri ile gönlümüzü, sesleri ile okullarımızın neşesi olan bu çocuklar.
Bu çocuklar bizim geleceğimiz, diyoruz ya hani… Bu çocuklar bizim başarımız yada başarısızlığımızın bedelini ödeyen çocuklar. Abartıyor muyum ve biraz belki ama yeni nesil soruları hazırlayan ekibin yanından geçemem.
Yüzde onuna talip, yüzde doksanına galip bir sistemin küçük bir yürütücüsüyüm bende. Sorumluluğum kadar günahım, ancak dinlediklerim ve gördüklerim kadar derdim var benim.
Ben bir rehber öğretmenim. Öğrencinin gözünde sadece bir sınavdan ibaret hale gelen hayallere tanıklık ediyorum. Ve soruyorum: Maarifin ruhu bu mu olmalıydı? Maarif yerini maratona bırakmak zorunda mıydı. Ne adına niçin Fen Liseleri için mi? Tıp fakülteleri için mi? Gelecek sınava konur mu? Hangi sınav taşıyabilir bunu?
Yeni Yüzyıl Maarif Modeli, özü itibarıyla değer temelli bir eğitimi, insanı merkeze alan bir anlayışı, yetenekleri keşfetmeye odaklanan bir yolu işaret ediyor. Ancak biz bu modeli sadece müfredatla sınırladık. Ne yazık ki eğitim pratiğimizde, öğrencinin merakını besleyen, karakterini işleyen, öğrenme sevgisini canlı tutan bir iklim hâlâ kurulabilmiş değil. Bunun yerine hâkim olan şey halen "Başarı" adı verilen bir sıralama listesine girmek.
Peki ya bu "başarı" nedir? Sekizinci sınıf öğrencisinin haftalık programına bakın: Okul, etüt, özel ders, kurs, deneme, tekrar… Oyun yok, sanat yok, doğa yok. Bir lise gezisinde akasya ağacını göstererek çocuklar bu dut ağacı ne zaman dut verir diye sormuştum. Dut mevsimini aşağı yukarı bilmişlerdi. Ama akasya ağacı bu diyememişlerdi. Çünkü şıklar arasında yoktu bu.
Kitaplar ezberleniyor, ama kitaplardan öğrenmenin heyecanı yok. Sorular çözülüyor, ama sorgulama becerisi kayboluyor değerli hocalarım.
Bir iddiam var; Bugün LGS yi eğitim sistemimizden çekip çıkarın yarın güneş bir başka doğacaktır emin olun. E peki hocam derler, Proje ve nitelikli okullara öğrenci seçimi nasıl olacak?
Emin olun oooo piti piti karamela sepeti ile olsa yüzden on şanslı , yüzde doksan şansız gurup olacak. Bu başarılı başarısız ayrımından daha iyi değil midir?
Öğrencilerimize “kendin ol” , kendini gerçekleştir diyoruz ama onları aynı kalıba sokmak için gece gündüz uğraşıyoruz. Gelecek bir kalıba sığmaz değil mi?
Kurslar, özel dersler, deneme sınavları... Maarif maraton pistine dönüştü. Ama bu pistte kimi çocuk hatta çok azı koşmaya severek başlıyor, kimi ise yani daha çoğu daha başta ayağından prangalanıyor. Çünkü eğitimde fırsat eşitliği burda işlemiyor, bazı öğrencilerin bir kaç özel hocası varken, bir diğerinin dershaneye bile gitme şansı yok. Bu durum maarifin adaletini değil, piyasalaşmış bir eğitim düzenini yansıtıyor.
Sınav sistemi, çocuklarımızın yaşamında artık bir dönüm noktası değil, neredeyse tek yön olmuş durumda. LGS, öğrencinin kişiliğini tanımlayan bir kimlik kartı gibi görülüyor. Oysa sınav sadece bir araçtır; ölçme değerlendirme ve rehberlik etme aracıdır. Ama biz onu amaç haline getirdik. Sınav ölçme ve sıralama halini almıştır.
Hal böyle iken çocukların tükenmişliğine şaşırıyoruz. Halbuki tükenen onların azmi değil, bizim eğitim anlayışımızdır.
Eğitim, sadece "ne kadar bildiğin" değil, "kim olduğun" kim olmayı tahayyül ettiğin sorusuna da cevap vermelidir. Maarif Modeli, çocuklara bir kimlik, bir yön, bir şahsiyet kazandırmayı hedefliyorsa, biz de sistemimizi buna göre yeniden inşa etmeliyiz. Sınavla ölçülen başarıyı değil, hayatla ölçülen gelişimi esas alınmalıdır.
Maarif modeli 5. Sınıflarda uygulanmaya başladı. Bunda kesinlikle geri dönüş olmamalı ve LGS sınavı sistemin dışına itilmelidir.
LGS sistemin dışına itilip, sınıf geçme ve kişilik gelişimi öncelenir ise ancak o zaman yeniden maariften söz edebileceğiz.
Belki LGS kalkmayacak, belki kurslar azalmayacak, belki bu süreç yeniden başa dönecek bilemiyorum bari biz öğretmenler, rehberler, anne babalar olarak çocuklara yeniden duygusal bir varlıklar olarak bakmayı öğrenmeliyiz.
Her çocuğun içinde bir cevher vardır. Bunu açığa çıkarmanın yolu, onları sınavdan sınava koşturmak değil; onları anlamaktan, dinlemekten, ilgi ve sevgiyle, ilgi ve sevgilerine göre büyütmekten geçer.
Ve en önemlisi: Onlara “başarılı ol” demeden önce, “mutlu musun?” diye sormalıyız.
Tabiki bu, çalışma disiplinini elden bırakacağımız, yavrularımıza her daim davranış, yaşam kalitesini arttırma ile ilgili zorlamayacağımız anlamına gelmiyor. Gençler zorla uyur, zorla uykudan kalkar, zorla ders çalışır , bazen zorla yemek yer, misafiri zorla karşılar. Zoru sevmez ama her işi zorlar yokuşa sürerler malesef. Dolayısı ile etki tepkiyi doğurur. Uyaran-tepki ilişkisine göre bilimsel olarak, anne baba öğretmen sorumluluğunda bilişsel olarak, duygusal olarak onları zorlamaktan korkmayalım. Yeter ki mutluluk ve huzurları esas amaç olsun.
Evet çocuklar mutlu musunuz?
Öğretmen arkadaşlarım, Anne babalar umutlu musunuz?
Değerli karar vericilerimiz bizi duyuyor musunuz?
Evetlerinize meslek hayatım feda olsun.
.....
Bu analizi mi öğrencilerimle hiç bir zaman konuşmadım. Şahsi fikirlerimle motivasyonlarına zarar verecek veya çelişki oluşturacak cümlelerden uzak kaldım.
Öğrencilerimize şu ifadelerle seslenmek daha doğru olur elbette.
(Bu yazımı öğrencilerimize okutun.Bilsinler ki biz eğitimciler onlardan yanayız. Ama bir halaydır oyundayız. Bu halaya ayak uydurmak zorundayız. Son iki aylık viraj. Çalışmayı ihmal etmeyiniz. Elinizden geleni yapın. Tercih döneminde işiniz çok çok zor olmasın. )
LGS bir sıralama ve ölçme değerlendirme sınavıdır. Ne kadar soru çözerseniz sınavınız o kadar kolay olur. Kapasiteniz ve çalışma performansınızla üstesinden gelebileceğiniz bir sınavdır LGS. Elinizden geleni ihmal etmeyin , sonuç kısmettir. Ve ihmal etmez emek verirseniz kısmetiniz döner dolaşır sizi elbette bulur.
Başarılar diliyorum gözbebeklerim.
Selametle.