SENSİZ SENİ YAŞAMAK
“Sensiz-Seni yaşamak öyle bir düş ki,
Her an yalnızlığımı haykırır bana..”
Ne zaman Sensizce kırlara çıksam;
Bir hicran ateşi-düşer içime,
Bir nefes-sıcacık bir soluk gibi;
Hayalin serilip/uzanır çime..
Sensiz-Seni yaşamak öyle bir düş ki;
Baharda-hazanı taktırır- Bana..
Bir türkü tuttursam-sevda’dan yana;
Çobanlar-koyunlar susturur beni,
Bir kaval-bir nağme sarar ruhumu;
Ufkumun üstüne akıtır-Seni.
Sensiz-Seni yaşamak öyle bir düş ki;
Mahmur gözlerimi baktırır- Sana..
O an Sensizliği haykırır bana;
Kovan’dan atılmış bir erkek arı.
Burkulur yüreğim hasretten yana;
İçimden sökülür gönlümün zarı ..
Sensiz-Seni yaşamak öyle bir düş ki;
Hicran ateşini çaktırır-Bana.
Çökünce üstüme o “Sensiz hüzün”
Düşerim yollara ararım Seni,
Gözümde tüter- o saf/temiz yüzün;
Hasret çöllerine kavurur beni
Sensiz-Seni yaşamak öyle bir düş ki;
Küllenen gönlümü yaktırır- Sana..
Yürekten seslenip-yalvarsam Sana;
Duyup da “Gel!”desen- dağlar aşarım,
Ah! Yine “kahredip”,dur!”desen bana;
Senden ayrı, Sensiz-Seni yaşarım
Sensiz-Seni yaşamak öyle bir düş ki;
Yapayalnızlığımı haykırır- Bana…
(İHB-29/Mayıs/1972-Erzurum-29/Aralık/2009-Adıyaman)