Mehmet Elçi


CHP ve “Atatürk CHP’si” Tartışması: Nereden Nereye?

CHP ve “Atatürk CHP’si” Tartışması: Nereden Nereye?


Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olarak yalnızca bir siyasi yapı değil, aynı zamanda bir ideolojik mirasın taşıyıcısıdır. Bu mirasın temelinde ise hiç şüphesiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleri, ilkeleri ve duruşu yer alır. Ancak günümüzde CHP, bu tarihi misyonundan ciddi sapmalar yaşadığı gerekçesiyle hem toplumda hem de kendi tabanında yoğun eleştirilerle karşı karşıya.

Artık birçok kesim, “bugünkü CHP” ile “Atatürk’ün CHP’si” arasında ciddi bir fark olduğunu ifade ediyor. Bu sadece bir siyasi çizgi farklılığı değil; aynı zamanda milli duruş, dış politika, ekonomi ve toplumsal değerlere yaklaşım açısından da bir kopuşu işaret ediyor.

Türkiye'yi Şikayet Eden Değil, Savunan Bir CHP Vardı

Atatürk’ün CHP’si, emperyalizme karşı savaşmış, ulusal bağımsızlığı her şeyin üstünde tutmuş bir duruşun simgesiydi. Oysa bugün bazı CHP yöneticileri ve sözcüleri, Türkiye’yi dış mihraklara, uluslararası kurumlara veya yabancı basına adeta şikayet eden bir dil kullanıyor. İçeride çözülmesi gereken meseleleri dışarıya taşımak, ülkenin egemenliğine zarar verirken, “bizi kurtarın” imajı, Atatürk’ün “özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” sözünü adeta ters yüz ediyor.

Milli ve Yerli Değerlere Yabancılaşma

Bir başka çarpıcı fark da CHP’nin yerli ve milli değerlere yaklaşımında ortaya çıkıyor. Atatürk, Türk milletinin kendi ayakları üzerinde duran, üretim yapan ve kendine yeten bir ülke olmasını hedeflemişti. Bugünkü CHP ise zaman zaman yerli üretimi, milli projeleri küçümseyen; hatta bazılarını açıkça engellemeye çalışan bir pozisyon alıyor. Milli sanayiye, savunma sanayisine, yerli teknolojiye karşı geliştirilen muhalefet dili, toplumda büyük bir tepkiyle karşılanıyor.

Öte yandan, bazı CHP'li isimlerin milli markaları ve yatırımları boykot çağrıları yapması, ülke ekonomisine zarar verecek her türlü yöntemi meşru görmesi, “muhalefet” kavramını sorgulatıyor. Bu anlayış, ne Atatürk’ün devletçilik ilkesine, ne de halkçılık ruhuna uyar.

CHP İçinde Atatürkçülerin Tasfiyesi İddiaları

Tüm bu gelişmelerin ışığında “gerçek Atatürkçülerin” CHP’den dışlandığı iddiaları da her geçen gün daha fazla dillendiriliyor. Ulusalcı, devletçi ve milli çizgide duran birçok ismin partide artık etkisizleştiği ya da dışlandığı yönünde gözlemler var. Bunun yerine kimlik siyasetini öne çıkaran, toplumun ortak değerlerinden uzaklaşan, Batı’nın siyasi perspektifine daha yakın duran bir CHP görüntüsü ortaya çıkıyor.

Atatürk'ün Partisi Tehlikede mi?

Bugün geldiğimiz noktada, CHP'nin kurucu değerlerinden ve Atatürk’ün gösterdiği yoldan ne denli uzaklaştığı açıkça tartışılıyor. Bu sadece bir siyasi parti meselesi değil; Cumhuriyet’in temel değerlerini kimlerin savunduğu ve kimlerin bu mirası istismar ettiğine dair bir meseledir.

CHP, yeniden Atatürk’ün çizgisine dönmez; milletin sesi olmak yerine dış odakların onayını almaya çalışırsa, sadece kendi tabanını değil, tarihsel meşruiyetini de kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır.

YAZARLAR